Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
on beş güne kadar artık kalmaz diye frenküzümü, M. Swann bilhassa bize getirmiş olduğu için ahududu, iki yıl sonra ilk defa tekrar meyve verdi diye bahçedeki ağaçtan kiraz, ben eskiden çok sevdiğim için krem peyniri, bir gün önceden sipariş ettiği için bademli pasta, ikram etme sırası bizde olduğu için bir çörek eklerdi. Bütün bunlardan sonra da, bizler için özel olarak hazırlanmış, ama bilhassa meraklısı olan babama ithafen, Fran çoise'ın şahsi ilhamı, ikramı olan, bütün yeteneğini sergilediği, özel bir olayı kutlamak için meydana getirilmiş bir eser gibi ge- çici ve hafif bir çikolatalı krema gelirdi. "Ben çok doydum, ar- tık bir şey yiyemem" diyerek bu kremayı tatmayı reddeden kişi, bir sanatçının kendilerine hediye ettiği bir eserinde bile, niyet ve imzadan başka bir şey önemli olmadığı halde, ağırlığına ve malzemesine bakan hödükler sınıfına dahil edilirdi derhal. Hatta tabağında bir tek lokma bırakmak, bestecinin gözü önünde, parça bitmeden kalkıp gitmek kadar büyük bir terbiyesizlik addedilirdi.
Sayfa 75
"Eğer diplomanız varsa başka bir pozisyonda..." "Sizin gibi hödükler kızlarını okutmadığı için diplomam yok , Devrim bey!"
Reklam
Bu ani çıkışı ve kendini savunuşu hoşuma gitse de ona bunu beli etmedim."Eğer diplomanız varsa başka bir pozisyonda.." "Sizin gibi hödükler kızlarını okutmadığı için diplomam yok,Devrim Bey!" diye patladı. Hiddetle ayağa kalktı. "Sakin olun lütfen," dedim, beni yanlış anladığını düşündüysem de dillendirmedim.Onun yerine, artık daha fazla sessiz kalamayarak karsı çıktım. "Kusura bakmayın ama bana gösterdiğiniz bu dişli duruşu babanıza da gösterseydiniz, pekala okuyabilirdiniz. Bence yeterince çabalamamışsınız." Bu, bardağı taşıran son damla oldu. Mavi gözleriyle bana son kez öfkeli bir bakış attı ve başka tek kelime etmeden hiddetli adımlarla odayı terk etti.Bade çıkıp gittikten sonra bir süre hiçbir şey yapamadan kapıya bakakaldım. Az önce, ofisime iş görüşmesine gelen bir yabancı tarafindan azarlanmış mıydım? Evet, tanafindan
Nobel Ödülü'nü Bu Hödüğe Vermişler. Vay Hödükler! :)
"Dinle yavrum!" dedim. "Metelik yok bende!" ve çekip gitmeye hazırlandım. İlk anda inanmak istemedi, ama bütün ceplerimi arayıp da hiçbir şey bulamayınca içerledi, başını salladı. Hödük! dedi bana. "İyi geceler!" dedim.
Sayfa 88 - Varlık YayınlarıKitabı okudu
Haklı.
“Etraf sürekli kendilerini biz kadınları düşünmeye adamış adamlarla dolu olmasaydı, belki de şoför bir kadın çoktan toplum içinde olması gerektiği gibi normal karşılanır bir olgu hâlinegelirdi. Sahiden şu konumda bir erkekten bile bunları duydu­ğuma şaşırmak istiyorum ama şaşıramıyorum. Ayrıca ben bu mesleğin benim gibi bir kadına uygun olduğuna karar vermişim ki buraya kadar gelmişim. Benim gibi bir kadın da ne demekse! Sizin yapmanız gereken bu işin benim cinsiyetime değil, becerilerime uygun olup olmadığını ölçmek olmalı, öyle değil mi?” Bu ani çıkışı ve kendini savunuşu hoşuma gitse de ona bunu belli etmedim. “Eğer diplomanız varsa başka bir pozisyonda...” “Sizin gibi hödükler kızlarını okutmadığı için diplomam yok, Devrim Bey!” diye patladı. Hiddetle ayağa kalktı.
Sırf sesinin tonundan, sizin hayatınızla katiyen ilgilenmediği derhal anlaşılan, dürüst, duyarsız, vefalı hödükler ve bir başka cins insan ki, yanınızda olduğu sürece sizi anlar, candan sever, duygulanır, hatta ağlar, birkaç saat sonra hakkınızda acımasız bir espri yaparak öcünü alır, ama hep geri gelir ve hep aynı şekilde anlayışlı, sevimli ve geçici olarak sizinle bütünleşmiştir; sanıyorum bu ikisi arasında, ahlaki değerini olmasa da en azından arkadaşlığını tercih ettiğim, ikinci tür insanlardır.
Sayfa 309
Reklam
“Yazmak, en nihayetinde, tek yol benim için ve beni bir kazığa bağlayıp yaksalar kendimi aziz addetmem. Sadece benim için tek yol olduğuna inanmış olarak ölürüm. Yapmak istediğini yapma meselesi. Benim hezimetim onların zaferi olacaktır. Hiçbir şeyi yadsımıyorum. Şu anda olabileceğimin bütünüyüm. Bu yazma muhabbetini bırakalım öyleyse. O hödükler için. Ben buraya sadece size kendinizi daha iyi hissettirebilmek için sızdım. Unutun gitsin. Çarşamba akşamı Turf Paradise Hipodromu'nda dördüncü koşuyu kim alacak?”
Sayfa 139 - Parantez
Dur durak bilmeden gönül rahatlığıyla terör estirmeyi kafaya koymuş tüm hödükler, dine dört elle sarılırlar.
Köylüler üstüne alınabilir
Köylü hödükler, her şeyin önüne kendini hiç düşünmeden atar, mümkün olduğunca hoşlarına giden her şeye yakın olmaya çalışırlar. Bu kaba insanlar açan bir çiçeği dalından koparıp evine götürebilir; kar yağdığında görmemişler gibi karın üstünde yürüyerek ayak izlerini bırakabilir; hatta temiz bir su gördüğünde ise kendini tutamayıp elini içine sokarak suyu bulandırmaktan çekinmez.
Başka bir evrende en güzel halimle
“Ben çok doydum, artık bir şey yiyemem" diyerek bu kremayı tatmayı reddeden kişi, bir sanatçının kendilerine hediye ettiği bir eserinde bile, niyet ve imzadan başka bir şey önemli olmadığı halde, ağırlığına ve malzemesine bakan hödükler sınıfına dahil edilirdi derhal. Hatta tabağında bir tek lokma bırakmak, bestecinin gözü önünde, parça bitmeden kalkıp gitmek kadar büyük bir terbiyesizlik addedilirdi.
Reklam
“Kendileri de eğitimli eğiticiler gerekiyor, üstün, seçkin tinler, her an kanıtlanan, konuşarak ve susarak kanıtlanan, olgunlaşmış, tatlılaşmış kültürler, —— lisenin ve üniversitenin bugün gençliğin karşısına yüksel dadılar olarak çıkarttığı, okumuş hödükler değil.”
Sayfa 53 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Kendileri de eğitimli eğiticiler gerekiyor, üstün, seçkin tinler, her an kanıtlanan, konuşarak ve susarak kanıtlanan, olgunlaşmış, tatlılaşmış kültürler, lisenin ve üniversitenin bugün gençliğin karşısına "yüksek dadı"lar olarak çıkarttığı, okumuş hödükler değil.
"Kendileri de eğitimli eğiticiler gerekiyor, üstün, seçkin tinler, her an kanıtlanan, konuşarak ve susarak kanıtlanan, olgunlaşmış, tatlılaşmış kültürler, lisenin ve üniversitenin bugün gençliğin karşısına 'yüksek dadı'lar olarak çıkarttığı, okumuş hödükler değil."
Sayfa 53 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
228 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.