Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hoşgeldin Ya Şehr-i Ramazan!
Ekmeğe karşı yum ağzını, şeker gibi oruç geldi çattı. Yiyip içmenin hünerini gördün, bir de orucun hünerini seyret. O yüzlerce ülkenin padişahı, başına bir taçtır koyar; çabuk belini sık, oruç kemeri geldi. Şu siccîn'e benzeyen âlemden illiyyîn'e doğru uç; hemencecik orucun bakışından Tanrı'yı gören görüşü elde etmeye bak. Ey sayılan, sevilen gümüş, şu sayılı günler ocağında ateş, oruç kıvılcımlarıyla seni sızdırır, ayan tam bir hale getirir. Oruç, Zemzem oldu Meryemoğlu İsa'ya; oruç yolculuğuna çıktı da dördüncü kata göğe ulaştı. Kuşların kanat çırpışları nerde, meleklerin kanat çırpışları nerde? Bu, yem için, yemek için kanat çırpmadır, oysa oruç için. Orucun zararı varsa da yüzlerce çeşit hüneri de var; oruç sevdası bambaşka bir sevdadır. Şu oruç, çarşafa bürünmüş, kendisini gizlemiş bir güzeldir, çadırını aç da haber al, bir gör neymiş oruç? Boynunu inceltir, fakat ölümden emin eder seni. Mide dolgunluğu yiyip içmeden olur, sarhoşluksa oruçtan. Otuz gün şu denizde bir baştan bir uca, bir uçtan bir başa yüzer durursun da sonucu, oruç incisini elde edersin a benim efendim. Şeytanın bütün tedbirleri, bütün düzenleri, hileleri, bütün okları oruç kalkanına çarpar da kırılır gider. Oruç, şevketiyle, kudretiyle, senden sana bir güzelce der ki; Söz kapısını ört, oruç kapısın aç. Ey Tebrizli Tanrı Şems’i, sen hem sabırsın, hem perhiz; hem şekerler saçan bayramsın, hem orucun şanı, şevketi, gücü-kuvveti.
Sayfa 183 - 2. defter, b.: 1483-95
" Kendi geçmişinden anlam çıkarmazsan aynı geçmişi tekrarlarsın." Kazanılmış güneşli bağlanma; kişinin geçmişte neden öyle davrandığını bulup savunma sistemlerini anlamlandırıp bugünkü ilişkilerini güvenli bağlanmaya dönüştürmesi. Yani bilim bile kendin çalış kazan diyor. Kişi gördüğü ebeveynliği kopyalıyor. Alışık olduğu davranış
Reklam
"Hımm." Sislerin içinde ölü bir ses mırıldandı. Duygusuzluğu hemen fark ettim. "Hoşgeldin, Jane." Edward'in sesi, soğuk ama nazikti. Karanlık şekiller yaklaştı ve sisten çıkıp ete kemiğe büründüler. Öndekinin Jane olduğunu biliyordum. En karanlık cüppeli, neredeyse siyah ve altmış santimetreden de fazla bir boy farkıyla en kısa olandı. Külahının gölgesinde kalan meleksi yüz hatlarını zar zor ayırt ediyordum. Onun arkasında hantalca dikilen dört gri örtülü figür de tanıdıktı. En büyük olanı tanıdığımdan emindim ve şüphemi doğrulamak için ona dik dik bakarken Felix başını kaldırdı. Başlığının arkaya doğru hafifçe düşmesine izin verince bana göz kırpıp gülümsediğini görebildim. Edward yanımda fazlasıyla hareketsiz duruyordu ve sıkı bir kontrol altındaydı.
Sayfa 491 - Epsilon YayınlarıKitabı okudu
"Nefret bazen işe yarar. İnsanı zinde tutar , ayaklarının üzerinde durmasını sağlar, hayata karşı dayanıklı hale getirir." İyi de sadece nefretle yaşanır mı? Sevgi olmadan nefretin ne anlamı var? Yine aynı döngü, yine aynı açmaz, yine aynı çaresizlik. Evet yazarın söylediği gibi , merhaba hüzün... Merhaba sonsuz karmaşa... Merhaba sonsuz matem... Sonsuz değil, gözlerimi kapayınca bitecek olan... Evet ,merhaba ben ölünceye kadar sürecek olan matem... Velhasıl hoşgeldin aşk...
Sayfa 497Kitabı okudu
''nefret bazen işe yarar. insanı zinde tutar, ayaklarının üzerinde durmasını sağlar, hayata karşı dayanıklı hale getirir.'' iyi de sadece nefretle yaşanır mı? sevgi olmadan nefretin ne anlamı var? yine aynı döngü, yine aynı açmaz, yine aynı çaresizlik... evet, yazarın söylediği gibi, merhaba hüzün... merhaba sonsuz karmaşa... merhaba sonsuz matem... sonsuz değil, gözlerimi kapayınca bitecek olan... evet, merhaba ben ölünceye kadar sürecek olan matem... velhasıl yeniden hoşgeldin aşk...
Reklam
Güle güle ve hoşgeldin...
Ne zevk! Ne mutluluk! Bana yeni bir hayat ve enerji verdiniz. Hayal kırıklığına ve kedere elveda.
Sayfa 160Kitabı okudu
“ Nefret bazen işe yarar. İnsanı zinde tutar, ayaklarının üzerinde durmasını sağlar, hayata karşı dayanıklı hâle getirir. İyi de sadece nefretle yaşanır mı? Sevgi olmadan nefretin ne anlamı var? Yine aynı döngü, yine aynı açmaz, yine aynı çaresizlik. Evet yazarın söylediği gibi, merhaba hüzün..merhaba sonsuz karmaşa..merhaba sonsuz matem. Sonsuz değil, gözlerimi kapayınca bitecek olan. Evet, merhaba ben ölünceye kadar sürecek olan matem..velhasıl yeniden hoşgeldin aşk. “
Sayfa 401Kitabı okudu
Hoşgeldin Ebubekir Mantık...
Kendi kurduğum mahkemede önce bellek ifade verdi; o geceden beri beslemekte olduğum umutları, dilekleri, duyguları hatta son iki haftadır içinde bulunduğum ruh durumumu açıkladı. Sonra mantık ortaya çıktı; her zamanki serinkanlılığıyla, süslenmemiş, düpedüz bir öykü anlattı: Benim gerçeklere sırt çevirip düşlere kendimi kaptırmış olduğumu da belirtti.
Günaydın Jane! Aramıza hoşgeldin.
Dünyayı tanıdıkça hoşnutsuzluğum daha da artıyor; her geçen gün insan karakterinin tutarsızlığına ve akıllı, duygulu görünenlere bile güvenilmeyeceğine olan inancım güçleniyor.
Reklam
Mahmut Erol Kılıç
İnşallah, Müslümanlar da Tasavvufun Zenginliğini Keşfederler! Bir de Türkiye'de iken zerrece tasavvufla ilgisi olmayan kimselerin, özellikle aydınlarımızın yurtdışına çıktıktan sonra tasavvufa ilgi duyması, Mevlânâ'ya âşık olması veya bir batılının Mevlânâ hakkındaki bir çalışmasının dilimize kazandırılması sonrasında Mevlânâ'ya yönelik
Sayfa 36 - HayyKitap genişletilmiş 2. Baskı, Şubat 2012Kitabı okudu
"Nefret bazen işe yarar. İnsanı zinde tutar, ayaklarının üzerinde durmasını sağlar, hayata karşı dayanıklı hale getirir." İyi de sadece nefretle yaşanır mı? Sevgi olmadan nefretin ne anlamı var? Yine aynı döngü, yine aynı açmaz, yine aynı çaresizlik... Evet, yazarın söylediği gibi, merhaba hüzün... Merhaba sonsuz karmaşa... Merhaba sonsuz matem... Sonsuz değil, gözlerimi kapayınca bitecek olan... Evet, merhaba ben ölünceye kadar sürecek olan matem... Velhasıl yeniden hoşgeldin aşk...
Sayfa 518
18 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.