Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Eski Yunan, Roma, Bizans ve Hristiyanlık medeniyetinin taş artıkları, hem de devlet eliyle yer altından çıkarılarak hayatlandırıladursun, İslam halkları, tarihin hiçbir çağında görülmemiş bir şekilde camileri onarmakta, yenilerini yapmakta, Kur'an öğrenimine önem vermektedir.
“Beyaz adamın Hristiyanlık dini Zencilerin beynini daha nice konuda yıkamıştı ve daha nice konularda aldatmıştı onları. Hristiyan din adamları bu Zencilere bir yanağına vurulduğunda öbür yanağını da çevirmeyi, acı çekerken gülmeyi, acıları sineye çekmeyi, boyun bükme, alçak gönüllü olmayı öğretmişti. Onlara dualar edip ilahiler okumayı, onlara beyaz şeytanın elinin artığı şeylerle idare etmeyi, gerçek niyetleriyle öbür dünyadan beklemeyi, öbür dünya nimetleri için yalvarıp yakarmayı, ama bu dünyada fazla bişey istememeyi öğretmişti! Köleci efendi bu dünyada kendi cennetinin tadını çıkarırken Zenciye öbür dünya cennetine razı olmayı öğretmişti.”
Sayfa 393Kitabı okudu
Reklam
Milattan önceki bin yıl, üç ayrı evrensel düzenin ortaya çıkışına sahne oldu.Bu düzenin takipçileri, tarihte ilk defa tüm dünyanın ve tüm insan ırkının tek bir sistemle yönetebilen tek bir birim olduğunu hayal edebiliyordu.Herkes en azından potansiyel olarak "biz"di, artık onlar yoktu.İlk evrensel düzen ekonomi üzerinden yükseldi,parasal düzen.İkinci evrensel düzen siyasiydi, imparatorluk düzeni.Üçüncü evrensel düzen diniydi,Budiz, İslâm, Hristiyanlık gibi dinlerin evrensel düzenin.
Sayfa 179Kitabı okudu
Zerdüştilik İslamiyet ve Yahudilik üzerinde kalıcı izler bırakmıştır; bu ikisi ve Mitraizm üzerinden de Hristiyanlık üzerinde. Yahudiler Ehrimen'i Şeytan olarak uyarladılar, Perslerden Cennet ve Cehennem fikirlerini ve ahiret inancını (yargı günü) edindiler.
224 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
Günümüz bilimindeki “nasıl” sorusuna verilebilecek cevapların enflasyonist şekilde pik yaptığını açıkça gözlemlemekteyiz. Bu inanılmaz ilmi gelişmenin, İnsan merakında da meyletme değişikligine yol açacağı ve “neden”sorusuna evrileceği pek aşikar görünüyor. Soru kalıbındaki bu evrilişin, Russell Stannard gibi Hristiyanlık inancını materyalizm ile barıştırma çabasındakiler için tam bir puslu hava oluşturması gayet normal. O da bu puslu havanın nimetinden yararlanmak amacıyla, kararsız çoğunluktaki yolunu kaybetmiş antilop yavruları için bir derleme yapmaktan kendini alıkoymamış. Her ne kadar, tüm ruhani inanışlara yer verildiği iddiasında olunsa da; Hristiyanlık propagandasından ilerisi olmayan sığ bir aklama derlemesi. Okumaya başlamadan önce John Templatton vakfının çorbadaki tuzuna önyargılı olmamak için kendimi telkin etmekten geri durmadığımı bilmenizi isterim. Lakin bu yorumumdan sonra, sıradaki Templatton ödülünün şahsıma verilmesi ihtimalini de pek olası görmüyorum. Kitabı okuduktan sonra, fıtratına göre; A- Bunlar bıraktığım yerde otluyorlar... B- Einsten fırsat bulamadığı için Sinagog’a gidemiyordu... Gibisinden değişik uçlardaki görüşlere kanaat getirebilirsiniz. Özetle; Fikrine yer verilen tüm yazarların akademik ünvana sahip olması,sizi farklı bir beklenti içine sokmasın. Bilimsel keşiflerin bolluğundan cihetle, “nasıl”sorusunun nedenselliğe evrilişini Hristiyanlık inancını nemalandırma fırsatına çevirme gayretinden ibaret A haber kıvamında bir kitap. Yine de, her okuyan meşrebine uygun çıkarım yapabilir. Okunur mu? Okumayan çok şey kaybetmez.
21. Yüzyıl için Tanrı
21. Yüzyıl için TanrıŞaban Ali Düzgün · Fol Kitap · 2022124 okunma
Konstantinapolis şehrinin Hristiyanlık nezdindeki konumu ve unvanı 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilerek İstanbul'a dönüşmesine kadar devam etmiştir.
Sayfa 157Kitabı okudu
Reklam
328 syf.
·
Puan vermedi
1984
1984
ve
Hayvan Çiftliği
Hayvan Çiftliği
romanlarıyla ün yapmış olan
George Orwell
George Orwell
‘ın bu iki başyapıtına her ne kadar hayran kalsam da “tüm kitaplarını okumalıyım” diyecek işaret fişeğini (evet zihnimde bazı yazarların yakmayı başardığı böyle bir fişek patlar) almakta geciktim bu güne kadar. Sonra bir gün derste bir öğrencim George Orwell’ı arkadaşlarına anlatırken (kendi
Papazın Kızı
Papazın KızıGeorge Orwell · Can Yayınları · 20192,844 okunma
Günümüze uyarlayalım...
Roma mı Hristiyanlaştı, Hristiyanlık mı Romalılaştı ?
Hristiyanlık: kilise: evet, devletle, iktidarla, sömürgecilikle, burjuvazi ile, vb. birleştiğinde çok karşıydık ona.
Sayfa 262Kitabı okudu
Religio ile Religion iki ayrı kavramdır. Günümüzde Türkçe'ye religion=din diye çevrilen bu kelime, Hristiyanlık öncesi pagan toplumlarının malı olan bu ''Religio'' kavramından türetilmiştir. Religio, çok tanrılı ve toleranslı paganistik inanç sistematiğinde insanların ''Bilinmeyen Güçlerle Gönüllü'' olarak kurdukları manevi bağı anlatan ''Procedure=Usül'' demekti. Hristiyanlık, bu kelimenin sonuna ''n'' harfini ekleyerek, Religio'yu Religion yaptı. Bu yeni haliyle Religio, artık sadece Hristiyanlara ait ''Hristiyanların Tarzı'' anlamında kullanılmaya başlandı. Çünkü Hristiyanlık'ın içinden çıktığı Yahudilikte ne religio ne de seküler kavramları vardı.
Reklam
Hasta döşeğinde,uçan kuştan medet uman,her şeyden şifa bekleyen insan,nereden bilsin ki,kendisine şifa sunmak üzere uzanan el maskelidir,mâneviyatı ile oynamaktadır.
339 syf.
4/10 puan verdi
·
6 günde okudu
DOĞU, BATI MEDENİYETLERİ VE BU ÜLKE HAKKINDA BİR İNCELEME
Bu Ülke: Cemil Meriç’le tanışma kitabım oldu. Anlattığı konulara aşina olduğumdan dolayı sıkılmadan, çabucak ama hayretler içinde kalarak okudum. Kitaptan anlaşıldığına göre Meriç, Marksist, ateist bir görüşe sahip ve tam bir düşünce / fikir özgürlüğünden yana. Bunu nereden anlıyoruz? Aşağıdaki şu alıntılardan elbette. Sayfa 296’da: “Tanrı
Bu Ülke
Bu ÜlkeCemil Meriç · İletişim Yayınları · 201821bin okunma
64 syf.
7/10 puan verdi
#kitapyorumu #olalla Bir iskoç subay savaşta yaralanmış ve tedavi olmuştur. doktoru hava değişiminin iyi geleceğini düşünüp adamı ispanya'daki bir ailenin yanına pansiyoner olarak yollar. Felipe ailenin küçük oğlu olup evi çekip çevirmektedir. Soylu bir ailenin bu küçük oğlu sanki aklen noksan ve tehlikeli içgüdülere sahip vahşi bir adamdır. ailenin annesi ile tanışan adam annenin yüzündeki bomboş bakış ve sessizlikle her günü avlu'da oturduğunu keşfeder. soyunun verdiği utançla kendisini her şeyden mahrum bırakan güzeller güzeli Olalla vardır bir de. Felipe'nin kardeşi acayip senyorita nın kızı. Subay, Olalla' ya aşık olur, kız da ona. Köylüler tarafından lanetlenen bu garip ailenin kendini enikonu yetiştirmiş dindar Olalla'sı subaydan evi terk etmesini kendini unutmasını ister. gotik unsurları yerli yerinde kolay okunan bir kitaptı. Vampirizme hafif dokunuşlar vardı. Hristiyanlık da alt metinde yerini almıştı. Aşkının peşinden gitmek isteyen gence sunulan "atalarının suçları senindir" düsturu kabul görmediğinde sevinmedim desem yalan olur. Klasiği klasik yapan, minnacık metne bunca anlamın sığmış olmasıdır bence. #kısakısaokuyoruz grubum için 53 sayfa olduğundan tercih ettim. @nihllck.kitap #aydabirklasik ve #harfliyazarokuyoruz (R harfi) için de okudum. Gruplara katılmak için bana ve nihale yazabilirsiniz. . #robertlouisstevenson #cevizyorumluyor #işbankasıkültüryayınları #modernklasikler #cats #exoticshorthair #paw
Olalla
OlallaRobert Louis Stevenson · İş Bankası Kültür Yayınları · 20203,921 okunma
''Nietzsche’nin dindarlığı*, insanlığa anlamlı bir varoluş sağlamak için seküler düzene olan inanç eksikliğine dayanmaktadır. Nietzsche, bir ölçüde, Alman Reformu'nun bir ürünüdür. Şu anki çağımızda İslam, Nietzsche'nin Hristiyanlık için anlattığı bir krizle karşı karşıya görünüyor. Sekülerleşme süreciyle karşı karşıya kaldığı gibi, yüzlerce yıllık görece özgüven sonrasında bir tür İslami Reform* çağrısı yapılıyor. O halde İslam, bir dizi seçenekle karşı karşıyadır; ya Avrupa'da Hıristiyanlığın aynı yolunu izlemek ve Tanrı'sını Nietzsche'nin çok eleştirdiği 'ölü Tanrı'ya dönüştürmek ya da Nietzsche'nin dindarlığından öğrenmek. ve sekülerleşmeyi düşman olarak algılamayan 'yaşayan bir Tanrı'ya sarılmak..." English “Nietzsche’s ‘religiosity’ rests in his lack of ‘faith’ in the secular order to provide humanity with any meaningful existence. Nietzsche is, to an extent, a product of the German Reformation. Islam, in our current age, appears to be faced with a crisis not dissimilar to the audience Nietzsche was addressing. Confronted, as it is, by the secularisation process, calls are being made for a form of ‘Islamic Reformation’ after many hundreds of years of relative self-confidence. Islam, then, is faced with a number of options, the two most fundamental being either to follow the same trajectory of Christianity in Europe and turning its God into the ‘dead God’ that Nietzsche is so critical of, or to learn from Nietzsche’s religiosity and embrace a ‘living God’ that does not perceive secularisation as an enemy...”
Ölüm, insan yüreğine çok derin korkular salan, inkâr edilemez, acı bir gerçektir. O tüm yaşamımızı zehirleyen en güçlü düşmandır. İnsanlar arasında onu yenebilmiş kimse yoktur. Kim sevdiği bir kişinin mezarı önünde bocalamamıştır? Toprak, içine aldığı bedeni kendine benzetmekte oldukça ustadır. Mezar önünde tüm umutlarımız bize ihanet ediyor gibidir. İnsan bir sevdiğinin mezarı önünde dururken iyimserliğe çok az yer vardır. İnsanın aşmak zorunda olduğu en çetin engel ölümdür. O bizim en büyük düşmanımızdır. Hepimizi esir almış ve tüm başarılarımızı hiçliğe mahkûm etmiştir. Onun her şeyi yutan esaretinden kurtulmak imkansız gözükmektedir.
Sayfa 64
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.