zaten neye pişman olduysam hep geç kaldım; bir gün pişman oldum ama o kadın dönmedi, bir gün pişman oldum ama kaybetmiştim, bir gün pişman oldum ama yeniden başlayacak gücüm yoktu.
Gözlerinin önünde mahvolan hayatlarını boş bakışlarla izlemekle yetinmek zorunda kalanlar beni gayet iyi anlayacaktır. Hatıraların tümü acı verir; bazıları yaşandığı için, bazıları bir daha asla yaşanamayacağı için.
Eğer dünyadaki konumumuzu doğru olarak anlayabilseydik; eğer kıyaslamak, yaşamak’tan ayrılmaz olsaydı, mevcudiyetimizin ufaklığının açığa çıkması bizi ezerdi. Ama yaşamak, kendi boyutlarına karşı körleşmektir.
Devan sendedir, halbuki bilmezsin; derdin de sendedir, halbuki görmezsin. Sen kendini küçücük bir varlık zannedersin, halbuki koskoca cihan sende düşürülmüştür.
Mutluluk ellerimizden keskin bir ip gibi kayıyordu, avuçlarımızı hemen sımsıkı kapamazsak onu tutamazdık. Bundan sonraki görüşmelerimizi kaderin takdirine bırakamazdık.
biz zannediyoruz ki insan ölünce çürümeye başlar. doğru değil. insan, doğduğu andan itibaren çürümeye başlıyor. insanı çürüten, ölüm değil hayattır. başkasından değil, kendimden biliyorum.