Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hiçbir şey söylemeden, o da yatağın, doktorun bir ayağını çekerek kendisi için boşalttığı bir köşesine oturdu ve dinlemeğe (viyolon konçerto) başladı. Neydi bu? Kendisine sorsalar, "şüphesiz dünyada en bağlı olduğum şeylerden biri" derdi. Fakat yine hiçbir şey söylememiş olurdu. İnsan talihinin bir remzi miydi? Bir şikayet veya tevekkül müydü? Hatıraların, gayri şuurun ışığında muzlim bir raksı mıydı? Hangi ölüyü çağırıyor, hangi zamanı diriltiyordu? Yoksa sadece bir devin, insan kılığında, fakat insandan çok başka bir mahlukun içindeki kuvveti harcamak için hayatın dışında, kendi kendine didinerek kurduğu bir başka dünya mıydı?
Sayfa 364 - DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: MÜMTAZKitabı okudu
Tatil bitene kadar muhtemel ben
İlk günler şehirde dolanıp durdu ama bu onu hasta etti. Herkes. Ve onların işi gücü. Bunların faydası neydi ki? Şehrin merkezinde huzur bulamadı.
Reklam
Sabah ritüeli
Sabah kalkar kalkmaz kendinize şu soruları sorun: Tutkularımdan kurtulmak için ne yapmam gerekli? Huzur için ne yapmalıyım ? Ben neyim? Sadece bir bedenden, gayrimenkul sahibinden ya da bir ünden mi ibaretim ? Hayır, bunların hiçbiri değilim. Ne o zaman? Ben aklı başında bir insanım. Peki o zaman benden ne isteniyor? Eylemlerin üzerine düşün. Huzurdan nasıl uzaklaştım ? Düşmanca, çekingen ya da umursamaz mı davrandım? Tüm bunlarda eksik yaptığım neydi? Epiktetos, Makaleler, 4.6. 34-35
Bana haç, sarımsak, yabangülü ve dişbudak vermelerinin sebebi neydi? Boynuma haç asan iyi yürekli kadını Tanrı kutsasın! Ne zaman dokunsam bana huzur ve güç veriyor. Putperestlik olarak görmem ve onaylamam öğretilen bir şeyin, valnız ve tedirgin olduğum bir anda bana rahatlık ven n esi ne ka­ dar tuhaf! Eğer mümkün olursa, bu konuyu araştın n alı ve kararı­mı vermeliyim.
Ne beklenmedik bir hazırlanışı, süzülüşü, kendini haber verişi, tereddütleri ve nihayet bir hakikat keşfedilir gibi gelişi, kısa gelişmesini, ince nüans farklarıyla, tıpkı bir sonbahar bereketi gibi tekrarlayıp sonra yeniden kendi değişikliğinin mucizesi içinde kayboluşu vardı. Hiçbir şey söylemeden, o da yatağın, doktorun bir ayağını çekerek kendisi için boşalttığı bir köşesine oturdu ve dinlemeğe başladı. Neydi bu? Kendisine sorsalar, "şüphesiz dünyada en bağlı olduğum şeylerden biri" derdi. Fakat yine hiçbir şey söylememiş olurdu. İnsan talihinin bir remzi miydi? Bir şikâyet veya tevekkül müydü? Hâtıraların, gayri şuurun ışığında muzlim bir raksı mıydı? Hangi ölüyü çağırıyor, hangi zamanı diriltiyordu?
Sayfa 364Kitabı okudu
Sofistlerin yaptığı neydi?
Onlar insanı her şeyin ölçüsü, onun bireysel algılarını varlığın ve hakikatİn ölçütü kılmışlardı. Böylece ev­rensel bir hakikatin, doğrunun varlığını ortadan kaldırmış, onun yeri­ne herkesin kendi hakikatini, yani bireysel sanısını veya arzusunu, kaprisini geçirmişlerdi. Bu durumda her biri kendi hakikati veya sanı­sı, tutkusu veya çıkarı ile sayısız insan ortaya çıkmış ve onların her bi­ri kendi bireysel algıları, sanılan, tutkuları için haklılık ve meşruluk id­diasında veya talebinde bulunmuşlardı. Bunun doğal sonucu olarak da insanlar arasında barış ve huzur içinde ortak bir yaşamın olabilirliği, herhangi bir toplumsal, ahlaki, hukuki uzlaşma ortamı ortadan kalk­mıştı
Sayfa 226 - Bilgi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Sabah kalkar kalkmaz kendinize şu soruları sorun: Tutkularımdan kurtulmak için ne yapmam gerekli? Huzur için ne yapmalıyım? Ben neyim? Sadece bir bedenden, gayrimenkul sahibinden ya da bir ünden mi ibaretim? Hayır, bunların hiçbiri değilim. Ne o zaman? Ben aklı başında bir insanım. Peki o zaman benden ne isteniyor? Eylemlerin üzerine düşün. Huzurdan nasıl uzaklaştım? Düşmanca, çekingen ya da umursamaz mı davrandım? Tüm bunlarda eksik yaptığım neydi?
Sayfa 31
Birden anladı. Dilencinin niye beş gün gelip iki gün gelmediğini, niye hep bu vakit burada olduğunu artık biliyordu. Güldü. Yaman adamdı bu dilenci. İnsanların işten dönerken ucuza huzur satın aldıklarını biliyordu. Cumartesileri, pazarları gelmiyordu. Bugün neydi? Gün adlarıyle ilgisi yoktu.
249 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.