| MÜSLÜMANLAR NEDEN ORUÇ TUTAR? – Müslümanın Bedensel ve Ruhsal Miracı, Ramazan
| Bazı gerçekler o kadar belirgindir ki, normal durumlarda tartışıma götürmezler. Fakat en belirgin gerçeklerin şüphe bulutlarıyla sarıldığı bir zamanda insan bunları tartışmaya zorlanmaktadır. İşte böyle bir gerçek de insan yaşamında zühd unsuruna duyulan
"Hz. Peygamberi tanımak, doğru anlamak ve özellikle örneklenmesi için dikkat edilmesi gereken hususlardan biri, belki de ilki, İslâm'ın ulusal bir din, elçisinin de ulus peygamber olmadığıdır. Evrensel değerleri ihtiva eden mesajları olan bu dinin Peygamberinin hayatını ve ona gösterilen hürmeti ince eleyip sık dokumak
YILBAŞI NEDİR?
Hristiyanlara göre yılbaşı Hz İsa’nın doğum günüdür. Güya Hz İsa’nın çarmıha gerilip öldürülmesi (Kuran’a göre göğe çekilmiştir) miladın başlangıcı kabul edilmiştir. Tamamen Hristiyanlara ait bir dini kültür ve gelenektir.
Noel Baba kimdir?
MS. 3. yy sonunda, Türkiye'nin Antalya Şehrindeki antik Patara bölgesinin küçük bir
"Çünkü Ebrehe'nin mantığı -ki Ebreheler bugün de var- bütün teveccühü binada zannediyor.
...
Aslında bina inşaattır. Asıl olan imardır. Asıl olan ihyadır."
Prof. Dr. Münir Gabdan'ın Fık'hus Sire Resulullah'ın Hayatı ve Metodu kitabında Hz. Muhammed daha çocukluğundan itibaren olağanüstü, insanüstü özelliklerle bakın nasıl anlatılıyor.
"Peygamberin süt annesi Halime şöyle anlatıyor. "Onun doğumu normal çocuklarda olduğu gibi olmadı. Ellerine yere koymuş başı yukarı kalkık vaziyette dünyaya geldi. O'na dua ediniz ve onu sizin gördüğünüz fevkalade işlerinize katınız. Enes malik'ten rivayet edildiğine göre Resulullah Efendimiz çocuklarla oynarken ona cibril (a. s) geldi. Onu yatırdı ve göğsünü yarıp kalbini çıkardı. Ondan bir kan pıhtısı aldı ve "bu şeytanın senden nasibidir dedi." Sonra kalbini altın bir tas içinde zemzemle yıkadı. Sonra kalbini yerine koydu ve dikip tedavi etti. Çocuklar koşarak süt annesine geldiler, Muhammed öldürüldü dediler. Tekrar koşarak olay yerine döndüklerinde, onun rengini değişmiş durumda buldular. Enes (R. a) diyor ki ben bu dikiş izini onun (Resulullah'ın) göğsünde gördüm. "
Mekke'nin Fethi'nde Efendimiz Kâbe'nin içindeki putları bizzat asasıyla kırıp paramparça eder. Kâbe duvarındaki fresklerin de silinmesini emreder. Ancak sağ eliyle bir freskin üzerini kapatıp şöyle der:
Bu müstesna, ona dokunmayın!
Efendimizin, kendisine dokunulmasını menettiği freskte, Hz. Meryem'le oğlu (çocuk İsa) birlikte
Sayfa 69 - Kapı Yayınları / kâbe içindeki maestá /
* Bu fresk muhtemelen Maestà (Ulviyet) adı verilen ikonalar sınıfındandı. Tahminim doğruysa, Hz. Meryem, kucağında, şefkatle bebek İsa'yı tutarken tasvir edilmiş olmalı.Kitabı okudu
Lesley Hazleton potika,din,tarih konusunda yazılar yazan ortadoğu kültürüne ve dinine hakim olan bir yazar.Kendisini tanımlarken yahudi geleneğine göre yetişmiş bir agnostik olarak tanımlıyor . İlk Müslüman adlı kitabını yazarken Hz.Muammed'in insani yönünü ön plana almaya özen gösterdiğine değiniyor .Muhammed peygamberin bile kendini ifade
Hz. Meryem'in doğumundan ölümüne kadar olan tüm yaşamını öykü tarzında önümüze sermiş yazar. Oğlu Hz. İsa'nın doğumu, Hz. Zekeriya Peygamberin kendi yaşantısına etkisi.... Allah'a bağlı kul nasıl olunur vs hepsi bu kitapta idi. Okurken nasıl bittiğini asla anlamadım...
Mekke'de bir kız çocuğu iseniz, geceler sizin için en uyanık olduğunuz gündüzlere döner.
Bu düşünceye sahip biz kız çocuğu olmuş olsanız ne hissederdiniz, ya da korkudan başka bir hissiniz olur muydu? İşte Mekke Hz. Muhammed'den önce tam olarak böyle bir yerdi. Kız çocuklarının diri diri gömüldüğü, babaların şereflerinin bunu
Hz. İbrahim (a.s.)'ın dininin kalıntılarını devam ettiren kişilerdi. Arapların çoğunun, putperestlik yaygınlaşıncaya kadar bu inanca mensup oldukları kabul edilmektedir. Hz. İsmâil (a.s.) vasıtasıyla Haniflik inancını kabul etmişlerdi. Hz. Peygamberin doğumu esnasında mevcut bulunan Hanifler, Allah'ın birliğine inanırlar, putlara ibadeti reddederler, hesaba inanırlar, bir çok cahiliyye âdetini kabul etmezlerdi. Siyasî, askerî herhangi bir ağırlıkları yoktu.
Klasik siret kitapları yazanların çoğunun -Peygamberin (sas) risâlet öncesi asrı ve çevresiyle ilgili konularda- titiz davranmamalarına ve bu konuya önem vermemiş olmalarına akıl erdirmek zordur. Onların bu asır ve çevre ile ilgili olarak kaydettikleri; Peygamberin şahsı ile alakalı olan konularla sınırlıdır: Peygamberin soyu, ailesi, kabilesi, doğumu, emzirilmesi, himaye edilişi, yolculukları ve evlilikleri. Çok nadir olarak bu asrın durumu ve bu çevrenin sosyal, ekonomik, siyasal ve dini konumu ile ilgilenirler.
Süleyman Çelebi, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Bursa'da Ulu Camiî imamı, mutasavvıf, tek eseri olan, Türkçe kaleme alınmış mevlidlerin ilki ve en meşhuru olan Vesîletü’n-necât'ın yazarıdır.
Mevlid'in Anlamı: Hz. Peygamber’in doğumu; doğum yıl dönümü vesilesiyle yapılan törenlere verilen isim; bu törenlerde okunmak üzere yazılmış eserlerin ortak adı.
Bilgili tavırlarıyla padişah Yıldırım Bayezid’in dikkatini çekmiş ve yapımı 1399’da tamamlanan Ulu Cami’ye imam olarak atanmıştır. Ünlü eseri Vesiletü'n Necat'ı getirildiği bu görev esnasında yaşadığı bir olaydan etkilenerek kaleme aldığı bilinmektedir.
Söylenceye göre Süleyman Çelebi, Hz. Muhammed'in (s.a.v) diğer peygamberlerden pek farkı olmadığını söyleyen bir İranlı vaize içerleyerek onun diğer peygamberlerden üstün olduğunu dile getirmek için mevlîdini kaleme aldı.
Eser, yazıldığı dönemden itibaren Osmanlı coğrafyasının hemen her yerinde özellikle Hz. Peygamber’in doğum günlerinde okunmuş, bestelenmiş, çeşitli dillere çevrilmiş ve nazîreleri yazılmıştır. Ayrıca başta Balkanlar olmak üzere çeşitli İslâm ülkelerinde bir ibadet anlayışı içinde mübarek gün ve geceler yanında doğum, ölüm, sünnet, evlenme, askere gönderme gibi pek çok vesile ile okutulmaktadır.
Mevlidi Şerif in güzel seslendirmesini yapan İsmail Çoşar hocamızın linkini de ekledim.
youtube.com/playlist?list=P...
Uzun zamandır okumak istediğim kitabı çok şükür bugün bitirdim. Yazarı 2 yıla yakındır tanıyorum ve benim fikir dünyamı şekillendirmesinde çok büyük katkısı olduğu için ayrı bir sevgi ve saygı besliyorum. :) Kitabı okurken sanki yazar karşınızdaymış, delilleri tartışıyormuş gibi hissediyorsunuz. Kitap genel olarak dini hiç bilmeyen birine de hitap
Öncelikle Cumanın Hayırlara vesile olmasını dilerim.
Hz. peygamberin doğumunu ve neden "Alemlere rahmet" olarak gönderildiğini anlayacak manaya ve şuura ulaşmayı temenni ve duasını herkese ederim.
Bu gün kutlu bir yıl dönümü Kandil değil!
Bu güne ait en güzel amel kesinlikle Peygamber efendimizin ahlakını anlamak olacaktır "Biz seni güzel ahlakı tamamlamak için gönderdik"
Birilerinin hurafeleri yıkmaya çalıştığı bu zamanlarda, bazı hurafeleri sokmaya çalıştığını ve hatta dini sıradanlaştırmaya çalıştığını gözden kaçırmayın. Yeni tip sözde din adamlarının, eski tip bazı bağnazlardan farkı yok. Umarım ne demek istediğim anlaşılmıştır!