Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
On yedi yıllık evliyim. On altı yaşında bir oğlum ve on iki yaşında bir kızım var. Görücü usulüyle evlendim. Bana so­rarsanız bizimki görücü usulü değil, sadece o şekilde tanış­ tırıldık. Beni görmeye geldiklerinde eşime görür görmez âşık ol­ dum ve bizim maceramız o gün başladı. Ben küçük bir kasa bada yetiştim, eşim de öyle. Kültürel
Evet, doğru: ama bahçeleri serin, havuzları yeşil evler gördüm Bel-Air'de. Ayakkabıları varımdan yoğumdan daha değerli kadınları arzuladım. Altıncı caddedeki Spalding vitrininde öyle golf sopaları gördüm ki saplarından şöyle bir kavramak için içim gitti. Dindar bir adam günahı için nasıl dertlenirse öyle dertlendim bir boyunbağı için. Bir eleştirmen Mikelanj'ın bir eserine nasıl bakarsa öyle baktım Robinson'daki şapkalara.
Reklam
408 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Her an “gerçekten ve gerçekte” yaşamanız niyetiyle.. Hayattan bi türlü zevk alamıyormuş gibi hissettiğim dönemlerdeyim, yapmak istediklerimi yapamıyormuş, hayatımda kopukluklar varmış gibi.. Boğazımda bir şeyler düğümleniyormuş gibi hissediyorum. Yutkunuyorum yutkunuyorum geçmiyor o his, Böyle hissettiğim bir dönemde başladım bu kitaba.. Çok
Seyir
SeyirPiraye · Mona Yayıncılık · 20219,7bin okunma
ÖLMÜŞ BULUNDUM
O firaka hiç varmazdım Küflüydü sokakları Çiy kokardı sabahtan Şöyle bir düşündüm de hiç gitmezdim aslında Ama … Gitmiş bulundum
328 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
58 günde okudu
Cinder Kitap İncelemesi:
İlgimi çekecek kitapların tükendiğini düşündüğüm anda karşıma bu seri çıktı. En yakın arkadaşımın da övgüleri üzerine seriye başlamış bulundum. Konser hazırlıkları sınav haftası derken okuma sürem uzadı da uzadı. Ama kitabı tekrar elime aldığımda bırakamadım ve bitiverdi hemen. Demem o ki gerçekten sürükleyici bir kitaptı. Ve tabii, benim buraya
Cinder
CinderMarissa Meyer · Artemis Yayınları · 20235,9bin okunma
Reklam
Yol Yordam
Sol yanımdan bir ifrit uzanıyor gözlerime Düştüm evet lakin hangi günahın cehennemine Bir bakışınla bin fersah uzaktaki cennetine Yol yordam bilmeden varmam müstehak mı? Aranan suallere cevap vermez gözlerin Bir içim nefreti kustu gitti sözlerin Soğutmam, içimde yanar durur közlerin Yol yordam bilmeden yanmam müstehak mı? Bir gülün aşıgahı bülbüller ise Her ötüşte açmaz, dönüp bakmaz ise Karalar bağlatıp da soktun beni yasa Yol yordam bilmeden gitmen müstehak mı? -Kalpdelen-
Hava kararana kadar top peşinde koşar dururduk. O zamanlar maç yapmak, terli terli su içmek ve bahçelerden erik çalmak gibi eğlencelerimiz vardı. Hiç sıkılmazdık. Her şey daha sonradan tatsızlaştı. Top oynadığımız arsayı inşaat için dikenli tellerle çevirdiler; Musti'nin sigaraya başladığı, benimse hem sigaraya başlayıp hem Ayşen'e âşık olduğum yıldı. Önce tuğlalar ve tahtalar ve keresteler ve demirler yığıldı öbek öbek. Kale kurduğumuz taşlar, kum tepelerinin altında kaldı. Kazmalar, kürekler, elekler yayıldı sağa sola. Sonra da en irisinden iki kangal bağladılar çantalarımızı bıraktığımız ağacın altına. Daha da kimse giremez oldu Yıldızların oraya. Bizim maçlar kömür deposunun ardına, yukarımaaledeki küçük arsaya taşındı. Herkes o tarafa gitti. Tek ben gitmedim. Gidemedim. Daha doğrusu canım istemedi. Gerçekten tuhaf bir dönem geçiriyordum. Babamın deyimiyle büluğ çağına girmiştim. Bıyıklarım yeni yeni terliyordu. Sesim çatallaşmıştı ve sürekli içim sıkılıyordu. Hem uzaktı yukarımaale, her gün gitmesi dertti. Hepsinden önemlisi: Ayşenlerin evi, eski arsanın tam karşısındaydı. İkindi vakitleri balkonda çamaşır asıyordu Ayşen. Bazı günler mandalın teki elinden kayıp aşağı düşüyordu; işte o bazı günlerde gidip onunla konuşacak oluyordum, gidip konuşacaktım. Elbet o çamaşırlar tekrar kirlenecek, tekrar asılacak ve o tahta mandallar Ayşen'in ince parmaklarından tekrar aşağı düşecekti. Biliyordum. Birgün mutlaka, yerçekimine yenik düşmüş o mandalla cesaretim aynı düzlemde buluşacaktı.
Sayfa 76 - Yapı Kredi Yayınları (İki Oda, Bir Salon, Yarım Hayat)Kitabı okudu
Yanılgıların bir anlam içerebileceğine dair bir örnek
... bir adam şunları anlatıyor bana ''Birkaç yıl önce evlilik hayatımda bazı olumsuzluklar baş göstermişti, eşimi fazlasıyla soğuk buluyor, onun seçkin özelliklerini içtenlikle takdir etmekten geri kalmıyorsam da, birbirimize karşı sevecen duygulardan yoksun yaşayıp gidiyorduk. Bir gün eşim çıktığı bir gezintiden beni ilgilendirebileceğini düşünerek aldığı bir kitapla döndü eve. Gösterdiği bu incelik için kendisine teşekkür ettim, okuyacağımı söyleyerek bir yere koydum kitabı. Koyuş o koyuş, bir daha bul bulabilirsen. Zaman zaman ortadan kaybolan kitap aklıma gelip aramaya kalktımsa da bir türlü bulamadım. Derken aylar geçti aradan, olaydan yaklaşık altı ay sonrasıydı, bizden ayrı bir evde oturan anneciğim hastalandı, eşim de hasta kayınvalidesine bakmak üzere evden ayrılıp gitti. Annemin durumu zamanla ciddileşti, eşim de canla başla uğraşıp didinerek, hasta anneme hizmet etmekten, ona karşı elden gelen ilgiyi göstermekten geri kalmadı. Bir akşam annem için yaptıklarından dolayı içim hayranlık duygusuyla ve şükranla dolup taşarak eve döndüm. Yazı masama yaklaşıp, belli bir amaç gütmeden, ama uyurgezerlerdeki o kesin farkındalıkla gözlerden belli birini açtım, daha önce ortadan kaldırıp da sonradan bir türlü bulamadığım kitap gözdeki öteberinin en üstünde durmuyor mu!'' Bir yere konulan bir şeyin sonradan aranıp bulunamayışının nedeni ortadan kalkar kalmaz, aranan şey bulunmuştu.
Günlerden Salı'ydı ve ben pekte hüsnü niyet kabul edecek durumda değildim. Kafamın içinde kırk takla atan mirketler sayesinde Madagaskar'lı yerli bir abinin gür saçları gibi sertleşmiş fikirlerimle üzerimde iri bir filin oturduğunu hissediyordum. Üstümde akşamdan kalma "Afrika'nın Vahşi Yaşamı: Büyük Göçler ve Avlanma
Reklam
368 syf.
10/10 puan verdi
·
31 saatte okudu
Selamlar Ayşe Gül kaleminden Evren Serisi ikinci kitabı #sin ile karşınızdayım. İlk kitaba bayıldığım gibi ikincisine de bayıldım. Muhteşem bir evren yaratmış yazarımız ben üçüncü kitabını yazsa bile okurdum. Kalemine sağlık yazarım Biliyorsunuz ki (bilmeyeniniz varsa Sis kitabının yorumuna göz atabilir) Meyra bir sirena yani deniz kızı.Sis kitabında Meyra bazı gerçeklerle yüzleşip Godwin'i ruh düğümlerinin olduğu gün arkasında bırakarak ait olduğu mayso diyarına anneannesinin yanına dönüyor ve tamda orda bitiyordu ilk kitabımız. Evet bu kitapta ise herseyi detaylıca öğreniyoruz benim bazı tahminlerim doğru çıktı. Meyra aslında sadece mayso diyarına ait değil. Babasından dolayı Mu kentinin prensesi annesinden dolayı mayso diyarının prensesi Godwin'den dolayı da Tekfen kentinin kraliçesi olacak ama işte burası biraz meşakatli olacak. Çünkü Meyra kara büyüyle büyülendi. Duyguları eskisi kadar güçlü değil. Kalbi prangalandı yavaş yavaş unutmaya başlıyor. Kalbinden sonra beyni de unutacak. Godwin tabi sabrıyla yine gönlümüzü fethetti. Asla vazgeçmedi. Ben kitapta Peder yine işleri karıştırır mı diye düşünmüştüm ama Peder ait olduğu yere gitti ve yerine veliahtımız Godwin kral oldu. İlk kitapta Ranier için epey üzülmüştüm Ranier Meyra'nın dünyada koruyucusuydu acaba aşık mıydı yazık oldu derken aşık değil de gerçekten dostu olduğunu öğrenince içim bir rahatladı. Dediğim gibi kitapta bütün gerçekler açığa çıkıyor soru işaretleri ortadan kalkıyor. Hele bir son vardı ki Godwin Marslısın falan ama adamsın adam o nasıl bir evlilik teklifiydi bayıldım. Fantastik severler bu seriyi kaçırmayın.
Sin
SinAyşe Gül · Otantik Kitap · 202414 okunma
496 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Beyazıd Bestami ve Köpek
Bayezid-i Bestami (Kuddise Sirruh) bir gün, talebeleriyle dar sokaktan yürüyordu ve karşıdan da bir köpek geliyordu o büyük gönül dostu hemen duvarın dibine çekildi ve talebeleri de çekildi köpekte sallana sallana yoldan gecti gitti (bu talebeler'inden birinin hatırına şöyle geldi; İnsanoğlu hayvanlardan şereflidir. Hem bizim şeyhimiz, ariflerin sultanıdır. Hemde etrafındakiler onun, her biri çok kıymetli sadık talebeleridir. Bütün bunlara rağmen, şeyhimiz bu köpeğe yol vermesinin hikmeti acaba nedir?" Bunun üzerine Bayezid-i Bestami Buyurdu ki; köpekle karşı karşıya gelince köpek bana, hak lisanı ile; ey gönül dostu sakın kibirlenme gurur yapma benim yerimde sen senin yerinde bende olabilirdim, onun için kibirine yenik düşme dedi ...Bayezid-i Bistâmî Hz., köpeğe; Senin dışın pis, benim ise içim. Gel arkadaş olalım belki birbirimize faydamız olur dedi. Bunun üzerine köpek dedi ki: Seninle arkadaş olmamız mümkün değil. Çünkü halk Sana tâzim eder, beni horlar. Seni gören ikramda bulunur, beni gören taşlar. Senin bir ambar buğdayın var, ama benim yarına yiyecek bir kemiğim bile yok. Ariflerin Sultanına selam olsun! dedi ve boynunu büküp gitti. gönül gözü açık olana köpek bile nasihat veriyor; işte bu yüzden kimseyi hiçbir canlıyı hakir görmemek,küçük görmemek lazım. herşeyin yaradanı Allah cc.'dür. Kimse kimseden üstün değildir üstünlük ancak takva ve amelle olan şeydir.
Nasıl İyi Bir Kul Olunur?
Nasıl İyi Bir Kul Olunur?İmam Gazali · Kitap Kalbi Yayıncılık · 2016130 okunma
Üzülecek bir şey yokmuş gibi bir de Fenerbahçeme içim gitti...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.