Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Zen ustalarının en büyüklerinden Lin Chi şöyle der: "Gençken tekneler beni büyülerdi. Küçük bir kayığım vardı ve yalnız başıma göle açılırdım. Bir seferinde güzel bir gecede kapalı gözlerle, kayığımda meditasyon yapıyordum. Akıntı aşağı boş bir kayık geldi ve benimkine çarptı. Gözlerim kapalıydı, bu yüzden şöyle düşündüm. Biri kayığıyla geldi ve kayığıma çarptı. İçimde öfke yükseldi. Gözlerimi açtım ve öfke içinde adama bir şey söyleyecekken kayığın boş olduğunu fark ettim. O zaman hareket edecek yön kalmadı. Öfkemi kime ifade edecektim? Kayık boştu. Yalnızca akıntı aşağı yüzüyordu ve gelip benim kayığıma çarpmıştı. Bu yüzden yapacak hiçbir şey yoktu. Öfkemi boş bir kayığa yansıtamazdım. Öfke oradaydı ama çıkış yolu bulamadığımdan gözlerimi kapattım ve öfkeye doğru geri geri yüzdüm. Ve o boş kayık benim ustamdı. Ve artık biri gelip bana hakaret ettiğinde gülüyorum ve diyorum ki: 'Bu kayık da boş.' Gözlerimi kapatıyorum ve içeriye gidiyorum." Susmak sevgili veya değerli olanın yüreğini daha fazla kanatmamak için sabırla beklemektir.
Sayfa 58 - Hayat YayıneviKitabı okudu
Anlatılanlar kadar anlatılamayanların, yarıda bırakılanların ve uzun bir sessizliğin içinde hayat bulanların da edebiyatta yeri yok mudur? Söz kadar sükût da bu efsunlu karışımın içinde hayati bir unsura sahiptir. Yani satır aralarında, hikâye sonlarında ve bizatihi hayatın müdahalesiyle söz konusu olan kesintilerde verilen esler, duraklar da edebiyata dâhildir. Bu bağlamda susmak, yazıya ara vermek, yazdıklarını sakınmak ve hatta yazıya küsmek de edebiyatın hâllerinden sayılmalıdır. Selman Bayer Sabah ülkesi,sayı:70
Reklam
Susmak sözün/metnin sıhhatini ilelebet koruyabilecek tek eczadır. Metni dilin zehrinden koruyan panzehirdir. Hatta yalnızca dilin değil o dilin kendisine müttefik olarak seçtiği uzlaşımsal ahlakın sakıncalarından da emin kılar. Susmak ahlak diye pazarlanan cilvenin ipliğinin pazara çıkarılması için en etkin eylemdir. Tanrı’nın, insanın ve kültürün varlığını bile tartışmaya açabilecek kadar cesur yüreklerin sanatın agorasında kendi menfaatleri için bulunduklarını dahi söyleyemiyor olmasına bir şey demeyen ahlakın, ahlaktan ziyade bir kölelik, kapıkulluğu sözleşmesinden ibaret olduğu açıktır. Tevazu ve benzeri erdemler burada çoğu zaman tanrılık iddiasını gizlemek için uydurulmuş bir makyajdır. Arendt’in “Gerçekte güçsüzlük değilse bile alçakgönüllülük gibi görünen şeyin altında şu dipdiri laik küfrün yattığı sezilebilir; zincirlerinden kurtulmuş, seçici olmayan, eksiksiz ‘Tanrı’ bilincine erme isteği,” ifadesi bunu izah eder. Yani susmak inzivaya çekilmek, tasavvufi literatüre başvurursak “halvet der erbain”dir. Gürültünün ve bağırmanın bütün hayatımıza yön verdiği, görünmezsen var olamayacağını düşündüğün bir agorada buna inanmak delilik gibi görünse de susmak sesin idamı değil, bilakis sözün doğumudur. Susmak sözün üzerine titremektir. Sözü sesten ayırmaktır. Susmak çürümüş tanımlamaları, kirin pasın içinde özünü kaybetmiş dili reddetmek demektir. “Her tanım bir mabedin köşe taşıdır.” denir. Bu özlü sözün işaret ettiği manayı da ihmal etmeden söylersek susmak kapıları ardına kadar açık yeni bir tanım yapabilmek için arınma ayinidir. Selman Bayer
272 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
ZÜBÜK'ün Özetçesi
ZÜBÜK Zübük bir tane değil, biz hepimiz birer zübüğüz. (263) Bizim hepimizin içinde zübüklük olmasa, bizler de birer zübük olmasak, aramızdan böyle zübükler büyüyemezdi. Hepimizde birer parça olan zübüklük birleşip, işte başımıza böyle zübükler çıkıyor. Oysa zübüklük bizde, bizim içimizde. Onları biz kendi zübüklüğümüzden yaratıyoruz. Sonra,
Zübük
ZübükAziz Nesin · Nesin Yayınevi · 20126,2bin okunma
...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn- cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak
Yaktın ve biz bittik. İs kokusu üzerimde kaldı. Saç uçlarımı yanık kokan yerlerinden kestim. Gidişinin arkasında bıraktığı rüzgarda defalarca kez savruldum. Gözyaşlarımın içinde boğuldum. Üşüme hissimi kaybettim. Ruhumu astım. Tanrı yasaklamış olmasaydı bedenimi de asardım. Hayır bunu düşündürten yalnızca sen olmadın. Yaraların üzerine tekrardan
Reklam
Kendini Kaybetmek
" ...yalnızlık isterken hep kalabalıkta kalmak, susmak isterken konuşmak, eskinin değil şimdiki halin güzel ve doğru olduğu ifade edilirken sisler, buğular içinde kalmak, içimin tam anlamıyla çatırdadığını, belki benliğimin göç ettiğini yer ve kılık değiştirdiğini sezmek, ama onu da bir daha ayrılmadan önceki haliyle asla bulamamak, ne önceki ne sonraki gibi olabilmek, kendi içinden göç etmek ve elbette kaybolmak, kendini kaybetmek."
Sayfa 35 - İletişim Yayınları, 2011Kitabı okudu
•Ömür Hanımla Güz Konuşmaları• Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin
"Susmak, çürütülmesi en güç savunmadır!" "İnsanların söyleyemedikleri bazı sözlerin içinde, söylediklerinden daha çok gerçek vardır."
Sayfa 56
Bir çocuk gibi yanlarında yörelerinde dolanmak, kendini sevdirmeye çalışmak, yaptığı her şeyi hep o küskün halle yapmak, büyüyememek, tam olamamak, kendini ait hissedememek, aile içinde susmak ve hep susmak isteyip çok konuşmak kolay değildi.
Reklam
ÖMÜR HANIMLA GÜZ KONUŞMALARI ...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn- cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.