Yunus’un doğduğu, yaşadığı ve ebediyete göçtüğü çağda Anadolu’da Tasavvuf zümreleriyse Ahmedîler, Kâzerûnler, Mevlânâ âşıkları, Kalenderîler, Haydarîler ve büyük mağlubiyete uğradıkları halde zümrevi varlıklarını koruyabilen ve sonradan Hacı Bektaş’ı (1270) kendilerine pir tanıyan Babâîler, Şeyh Ahmed-i Nâmıkıyy-i Câmi’ye (1141) nisbet iddia eden Câmiler gibi, gezginci derviş zümrelerinden olan Abdallar, her şehirde bulunan fütüvvet ehli ve adeta sivil asker olan ve “Rûnûd-Rindler” diye de anılan fütüvvetin kılıçlı (Seyfi) koluydu ki bunlara “Alp Erenler”, “Gaaziyân-ı Rûm” da denirdi.
Sayfa 26 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Onun üstünde hiçbir hak iddia edemezdim,bunu biliyordum.Ama yalnız bir yaşamda,bir başka ruhun sizinkinin yanına damladığı ender anlar vardır,yıldızların senede bir defa yeryüzüne sürünüp geçmesi gibi.
Sayfa 156Kitabı okudu
Fakat sevmek? Bunu yapamıyorum... Şimdi ne diye durup dururken bunları söylediğimi merak edersiniz... Dediğim gibi, başka şeyler bekleyerek ileride bana darılmayınız diye... Size ne verebileceğim şimdiden bildireyim ki, sonra sizinle oynadığımı iddia etmelisiniz: Ne kadar başka olursanız olun, gene erkeksiniz...
Bahtsız ülkem
Ülkem, aşkımın ilk gözyaşları... Artık olmayan aşkımın son sözleri... Kimler geldi, kimler geçti? Kimler fethetti seni, kimler seni sevdi, kimler nefret etti senden? Sen kimleri sevdin, kimi aldın koynuna, kime kucağında ölüm sundun, kimlere mezar oldun? Ya tarihin? Tarihinin dili? Tarihten silineceğini kim iddia ediyor senin? Bak ben geldim işte, koynundayım senin, aşkımın coşkusuyla, bedenimi sarmış kefenimle, bilincimle, toyluğumla, acemiliğimle geldim işte ben. Haydi koru beni, sev beni, öldür beni. Bahtsız ülkem, seninim ben, ne yaparsan yap, işte ben geldim.
Sayfa 186 - Uyku
Rosenhan Deneyi
Rosenhan deneyleri, çokça tartışılmakla birlikte, psikiyatrinin bugünkü standartlara ulaşmasında başlıca dönüm noktalarından biri kabul edilir.
Rosenhan’ın ünlü makalesi şöyle başlar: "Pek çok cinayet davasında, savunma tarafındaki ünlü psikiyatrlar, sanığın akıl sağlığı yerinde olmadığından ceza sorumluluğunun bulunmadığını iddia ediyor.
Tesadüfler ne kadarını oluşturuyor hayatımızın hiç düşündünüz mü? Tamamen kontrolümüz altında olduğunu düşündüğümüz anlarda bile ufacık bir rüzgar, ya da nereden geldiği belli olmayan bir şarkı -geceye ait bir şey- nasıl yıkayabilir içimizi, nasıl dayanıksız yapar bizi her şeye karşı, nasıl yıkabilir bir kaç gündür bin bir emekle inşa ettiğimiz o