Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sinekler içleri kırmızıyla yıkanmış bardaklara yapışıyor, sonra içine düşüp ölüyorlardı ama bazı sineklerin ölmesi diğerlerini hiç mi hiç etkilemiyordu. Onlar neşeli uçuşlarına devam ederken sonlarının diğer sineklere benzeyeceğini düşünmüyorlardı bile. Sinekler tıpkı saraydaki soylular gibiydi.
Sayfa 132 - Sis Yayınları, Edebiyat, Şehir, Zaman, Açlık, Sömürü, Aristokrasi, Soylu, Fransız İhtilali, İngiltere, Londra, Fransa, Paris, Manette, Lory
“Ben ki onun iki gözüyüm, O bensiz nasıl ağlayabildi."
Sayfa 32 - MevlanaKitabı okuyor
Reklam
Zaman, başarı ve başarısızlık arasındaki boşluğu büyütür. Zamanı neyle beslerseniz zaman onu katlar. İyi alışkanlıklar zamanı müttefikinize dönüştürür. Kötü alışkanlıklar ise düşmana. Alışkanlıklar iki ucu keskin bir kılıçtır. Kötü alışkanlıklar sizi iyi alışkanlıkların inşa edeceği kadar kolayca parçalara ayırabilir; detayları anlamak bu yüzden hayati önem taşır. Kılıcın tehlikeli yüzünden korunabilmek için alışkanlıkların nasıl işlediğini ve onlari kendi zevkinize göre tasarlamayı öğrenmelisiniz.
Sayfa 21 - Pegasus YayınlarıKitabı okuyor
- Korkarım şafağın bize pek yararı olmayacak. - Yine de şafak hep insanların umudu olmuştur.
İnsanlar monsenyör ya da devlete bağlı olduğu kadar, gerçek olan şeylerden de bir o kadar kopuklardı ve kendine doğru bir yol tutturmuş dürüst insanlar parmakla gösterilecek kadar azdı.
Sis Yayınları, Edebiyat, Şehir, Zaman, Açlık, Sömürü, Aristokrasi, Fransız İhtilali, İngiltere, Londra, Fransa, Paris, Manette, Lory, Charles Darnay
Merhum Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan Hocanın, "Babalarımızı, dedelerimizi kestiniz" diyen bir Ermeni'ye cevabı : "Bir Ermeni ile bir yerde karşılaştıkta konuştuk. Türkçe konuşuyor. Siz bizim dedelerimizi kıtır kıtır kestiniz diyor. Ne zaman kesmişler dedim. İşte babalarımızı dedelerimizi kesmişler diyor. Ben durmadan soru
Reklam
Diyor ya Âşık Veysel,'iki kapılı bir han' diye? Ondan cereyan yapıyor bu hayat. Onun için üşüyorum hep
sen Dylan Thomas değilsin. Bende Patti Smith değilim. Sadece iki modern aptalız.
İçerideki ölüyü düşünüyor. Artık hiç kimseyi korkutmuyor. İki dudağının arasından çıkan tek bir söz bile yok artık. O söz ki, kaç kişinin hayatını başlatmaya, kaç kişinin hayatını bitirmeye muktedirdi. O tek sözcük bile yok artık. Kimsenin boynu kasılmayacak onu gördüğünde.
Sayfa 91
72 syf.
6/10 puan verdi
·
11 saatte okudu
Necip Mahfuz’un kaleminden okuduğum ilk kitaptı. Yazış biçimi ve yalınlığı hoşuma gitti. Ancak kitabın Antik Mısır ile alakası yok. Tamam, her öyküye bir iki firavun ve mumya figürü katmaya çalışmış ancak antik mısır hikayeleri denilince daha ütopik kurgu beklemiştim. Kurgu daha çok siyasi, kültürel, toplumsal eleştiri içeren öykülerden oluşmakta. Son öyküsü olan “Öteki Dünyadan Bir Ses” biraz daha antik mısıra yakın. Onda bile İslamiyet ile Antik Mısır dini arasında kalmış gibi yazmış yazar. Yine de içlerinde en sevdiğim öykü oldu. Mısır’ın uzun yıllar İngiltere ve Fransızlar tarafından içinin boşaltılmasına atıfta bulunulması gerekirken, eleştiri konusunda Türk milleti olarak bu kitapta da nasibimizi almışız. Üzdü.
Mumyanın Uyanışı
Mumyanın UyanışıNecib Mahfuz · Can Yayınları · 20246 okunma
Reklam
Dörtlü
“Heidegger felsefesinde şey ve dörtlü arasındaki ilişkiyi incelemektir. Yazar temel olarak Heidegger felsefesinde yeryüzü, gökyüzü, tanrısal olanlar ve ölümlü olmanın bir araya gelmesi olan dörtlünün; şeyin ne manaya geldiği ve onun nasıl anlaşıldığını kavramak için anahtar kavram olduğunu iddia etmektedir. Dörtlünün iki temel özelliği vardır. Birincisi dörtlü şeyi oluşturandır.İkincisi dörtlüyle birlikte şey ilişkisel olarak var olur. Yazara göre, şeyi ilişkisel olarak anlamak için, şey hakkındaki özcü yaklaşımları terk etmeliyiz. Onun yerine şey ayna üzerinde şeyin oynaması olarak görülmelidir. Bu aynada, dörtlünün her biri kendince ayna üzerinde aksettirir. Her biri kendi rolünü ilişkisel biçimde oynar. Yeryüzü taşıyıcı olarak şeyin maddeselliğidir. Gökyüzü yeryüzünün kendini gösterdiği mekândır. O değişimin ve hareketin mekânıdır. Günler ve mevsimler gökyüzü aracılığıyla değişir. Tanrısal olanlar mesajlardır. Son olarak,ölümlü olma dünyaya maruz kalma ve açık olmanın imkânıdır..”
Ayşe

Ayşe

@TNayse
·
03 Mayıs 19:36
Bilinçdışı ikonik bir imge olarak varolan rakamsal bağlamlar ..
Dörtlü kavramının (quaternarium, quaternity) uzun bir geçmişi vardır. Bu kavram, sadece hristiyan ikonolojisinde ve mistik düşüncesinde ortaya çıkmaz, Gnostik felsefesinde ve ondan daha önceye, ta sekizinci yüz yıla kadar olan ortaçağda, belki de daha büyük bir rol oynar. Bu rüyada, dörtlü, bilinçdışının yarattığı dinsel kültün en önemli örneğidir.
Sonsuzluğun sahibine inanmanın, güvenmenin ve teslim olmanın zevki iki dünyada da mutlu eder.
Sayfa 23 - Timaş YayınlarıKitabı okuyor
Şu yanılgıyı ortadan kaldırmak gerekiyor: "İslam ilmi", "İslam alimi" sözcüklerinin ifade ettiği durumla, İslam egemenliğindeki ülkelerde gelişen bilim, nitelik anlamda birbirinden ayrı şeylerdir. Ne zaman ki bu iki farklı nitelik İmam Gazzali tarafından felsefi düzeyde birleştirilir, yani İs­lam ideologları dışında gerçek alimlerin çalışma olanakları ortadan kaldırılır, işte o noktadan sonra İslam aleminde bilime yer kalmaz.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.