" Polis, hücreye getirdiği çocuğa sordu:
"Sen neden geldin lan?"
Ayaktaydım. Merak ve heyecanla izliyordum.
"Benim bir suçum yok," dedi çocuk.
"Ne yani lan, suçun yok da seni camiden mi aldılar, neden aldılar?"
"Evden aldılar... Ders çalışıyordum... Tıp fakültesinde okuyorum. Beni aramıyorlar aslında, abimi
Güneşteki Adamlar adlı romanının çokça okunduğunu görmem sonrasında tanıdım. Bu nedenle romanlarından önce Loras Kitaptan çıkan dört adet öykü derlemesini edindim ve öyküleriyle başlayarak yazarın kalemini tanımak istedim. İtiraf etmeliyim ki mazlum bir halk olan Filistin'de doğması nedeniyle yazarın öykülerinin tamamının
_Türk savaşır, rus sevişir, yunan düşünür, arap da masal anlatır. Yunan
_Araplar kadar güzel masal uyduran, Farslar kadar güzel anlatan, Türkler kadar da bu masala inanan 2. bir millet yoktur. Azeri
_Bir yanlışı haklı çıkarmaya çalışmak, onu iki kat büyütür. Fransız
_Cahiller, okumuşların cevaplayamayacağı soruları sorarlar. İran
_Yılan
44 defa. Doğa'nın biriyle konuşurken "Haklıydı." demelerini de sayan biri olursa 44'ün de üzerine çıkar sanırım, onu da herkese içinden söyledi.
Bahsettiğim cümle aslında iki söz grubu: "saçlarım suyun altında dalgalanıyordu" ve "başımı çevirdiğimde saçlarım dalgalandı". 816 sayfalık bir kitapta (teknik
Hatice Nüzhet Gökdoğan (14 Ağustos 1910, İstanbul - 24 Nisan 2003), Türk gökbilimci ve akademisyen.
*
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk bilim kadınlarındandır. "Türkiye'nin ilk kadın gökbilimcisi ve ilk kadın dekanı" olarak bilinir. İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi kayıtlarındaki bir numaralı doktora tezinin sahibidir ve
Neden çocukken belki Felsefe Taşı’nı belki de Sırlar Odası’nı okuduğumla bırakmışım, neden gençken bir daha, neden yetişkin olunca bir daha okumamışım? Beğenim, her kitapla katlanarak artıyor. Bayıla bayıla okudum. Çocukluk aşkım (hadi tamam itiraf edeyim, aşklarımdan biri) Cho ile Harry’nin arasında geçenler tatlı tatlı tebessüm etmeme (oooğlum
IRKÇILIK-TURANCILIK DAVASI DOLAYISIYLA
Bu kitap, 1944 yılında, İstanbul'da Bir Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi'nde görülen utanç yüklü bir davanın özeti gibidir.
Bazı vatansever kişiler, 1944 yılında suç işledikleri, suçlu oldukları için değil; Türk oldukları, Türkçülük idealine aşkla bağlandıkları için büyük zulümlerden, işkencelerden
Kitaplar ve hakkında yazılan incelemeler genelde özneldir fakat okuyacak kişilerin onun hakkında ön bilgisi olması için yazılırlar bana göre.. Kitapları seven, onları sadece kendine saklayıp, sarıp sarmalayan biri olduğumu sanırdım.. Fakat bu kitapla tanışmadan önce...
Kitap üç hikayeden oluşuyor. Bu üç hikayede de kendi diliyle okuyan kişiyi