Sartre ve ben tanıştığımızda, yalnızca geçmişimiz değil, aynı zamanda sağlam duruşumuz, olmamız gereken kişi olmaya duyduğumuz bireysel inancımız da kaynaştı. Bu çerçevede rakip olmamız mümkün değildi. Sonrasında aramızda bir ilişki oluştu ve birbirimizin hayatında yeri doldurulamaz kişiler olduğumuza ikna olduk. Başka bir deyişle, ikimiz de ilişkimizin sağlamlığından ve bunun alnımıza yazılmış olduğundan sonuna kadar emindik. Tabii o zaman söylense bu lafa gülerdik. Böyle bir güvene sahip olduğunuzda kıskançlık yapmamak çok kolay. Fakat bir başka kadının Sartre’ın hayatında benim oynadığım rolü oynadığını bilseydim, elbette kıskanırdım.
Sayfa 77 - Zeplin Kitap
Benim iyi olmaya çalışan kötü bir kız, onunsa kötü olmaya çalışan iyi bir oğlan olduğunu söyleyip kendimize gülerdik. Yıllar içinde bu roller değişti, sonra tekrar değişti, ta ki çift yönlü tabiatlarımızla barışana kadar. İkimiz de çelişkili ahlak anlayışına sahiptik; karanlık ve aydınlık.
Reklam
benim iyi olmaya çalışan kötü bir kız, onunsa kötü olmaya çalışan iyi bir oğlan olduğunu söyleyip kendimize gülerdik. yıllar içinde bu roller değişti, sonra tekrar değişti, ta ki çift yönlü tabiatlarımızla barışana kadar. ikimiz de çelişkili ahlak anlayışına sahiptik; karanlık ve aydınlık.
Çocukluk: Sıkıntılar İçinde Bir Memur Ailesi Bizim yaşlarımızda, çocuk yaşta, en çok giyilen şey, cızlavet lastikler vardı. Başka türlü ayakkabı falan alamazdık. Ama amcam bize zaman zaman bayramda ayakkabı alırdı. Doktor amcam... Zaten elini öperdik amcamın bayramlarda. 5 lira, 2,5 lira falan para verirdi. Onları da getirir koşa koşa annemize
Uçurum
Bana hep, "Çok sakin uyuyorsun," derdin. "Ölü gibi hareketsiz." Nefes alışverişlerim bile zar zor fark ediliyormuş. "İyi ya," derdim ben de. "Horlayan, dönüp duran biri olsaydım ne yapardın?" "Olsun, ben yine de bu kadar sakin uyuyabilmenden hoşlanmıyorum; gamsız, umursamaz ve çok bencil görünüyorsun o anlarda." Böyle derdin. Gülerdik. Dediğinde gerçek payı olduğunu ikimiz de bilirdik...
Sayfa 118 - *dipnotKitabı okudu
Ah Selilm’im. Bana anlatsan dinlerdim!
Seni tanımadan önce ağaçların çiçek açtığı ve yaprak döktüğü mevsimleri hep kaçırırdım derdi resim yapmayı sevdiğim halde denizin mavisini bilmezdim yaprağın yeşilinin her mevsimde değiştiğine dikkat etmemiştim seni tanıdıktan sonra o güne kadar tabiat resmi yapmayı sevmediğim halde bir ağaç bir yaprak küçük bir ot bile çizmiş olmadığım halde ve
İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
27 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.