Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İkra

İkra
@ikraaaefe
Dünyanın en büyük olayları insan zihninde geçer derler. Dünyanın en büyük günahları da insan zihninde işlenir.
Reklam
Diğerlerinden farklı olmamak daha iyidir. Çirkinler ve aptallar bu dünyada her şeyin en güzeline sahiptirler.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Zavallı sevgilim, düşünebilmenin acı çekmek, kafalı olmanın mutsuz olmak demek olduğunu öğrendin. Ama üçüncü, daha temel bir nokta gözünden kaçmış: Acı, yaşamın tadı tuzudur, acı çekmeseydik insan olamazdık!
insanlar arasında yapabileceğimiz en kesin ayrım onları zekiler ve aptallar diye ayırmak değil, zekiler ve aşırı zekiler diye ayırmaktır, aptallarla ne istersek yaparız, zekiler karşısında en iyi çözüm onları hizmetimize almak olur, aşırı zekilere gelince, onlar bizim tarafımızda olsalar bile özünde tehlikelidirler, bu tehlikeden kaçınamazlar, işin en tuhaf yanı, ne yaparlarsa yapsınlar sürekli olarak onlara karşı dikkatli olmamız konusunda bizi uyarırlar, ama genellikle uyarılara dikkat etmeyiz ve sonra sonuçlara katlanmak zorunda kalırız
Sayfa 191Kitabı okudu
Reklam
Zaman geçtikçe, birlikte yaşarken ve genetik değişimler olurken, vicdanımızı giderek damarlarımızda dolaşan kanın rengine ve gözyaşlarımızın tuzuna buladık, bu da yetmiyormuş gibi, gözlerimizi içimizi gören birer aynaya dönüştürdük, sonuçta gözlerimiz, ağzımızla inkar etmeye çalıştığımız şeyleri çoğu zaman hiç çekincesiz gözler önüne serer hale geldi.
Başkaları konuştukları gibi yazarlar, ben sustuğum gibi yazıyorum.
Yaşamını hiçbir zaman bir tepenin üstünden seyredemiyor insan!
Aşk her zaman davetsiz bir konuktur. Raslantı ete kemiğe bürünür; tutku bükemediği eli öper.
Sayfa 150Kitabı okudu
Reklam
Dün sana üç şiir gönderdim.Biri, kabul edersen, düğün hediyen olsun.
Her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır; hem de tam anlamıyla, gerçek bir hastalık.
Fakat oda ne kadar loş ve sen alacakaranlığın derinliğinde bana ne kadar uzak görünüyorsun!
"Önceleri pek farkına varılmaz. Günün birinde insanın canı artık hiçbir şey yapmak istemez. Hiçbir şeyle ilgilenmez ve kurur gider. Üstelik bu isteksizlik geçici değildir, hatta giderek de artar. Günden güne , haftadan haftaya daha kötü olur. İnsan kendinden hoşlanmaz, sanki içi bomboştur ve dünyayla bağdaşamaz. Sonraları bu hisler de kalmaz ve hiçbir şey hissetmez olur. Bütün dünyaya yabancılaşmış ve hiç kimse onu artık ilgilendirmez olmuştur. Ne kızgınlık duyar ne de hayranlık. Ne sevinmesini bilir ne de üzülmesini. Gülmeyide ağlamayı da unutmuştur. Böyle bir insanın içi kaskatı kesilmiştir. Artık hiçbir şeyi ve hiç kimseyi sevmez. Bu durumda, artık hastanın iyileşmesine olanak yoktur. Geriye dönüş kalmamıştır. Bomboş, kül rengi bir yüzle ve nefretle çevresine bakar, tıpkı duman adamlar gibi. Onlardan biri olup çıkmıştır. Hastalığın adına gelince, buna ölümcül can sıkıntısı denir."
Sayfa 268 - PegasusKitabı okudu