Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bütün aşk hikâyelerinin en unutulmaz ve heyecan verici sahnesi, sevenin sevgiliye ilk baktığı andır şüphesiz. Daha doğrusu, onun yüzünü ilk gördüğü vakit. Âşıktaki içsel değişimin başladığı an, gözün sevgiliye ilk takıldığı saniye dilimidir ve âşığın bütün biyografisi, bu "ilk bakışın öncesi ve sonrası" ndan ibarettir. Bu ilk bakış, kaderin kazaya dönüştüğü en kutlu demi yüklenmiştir. Kalpte ateşin yükselmesi, aklın ve sabrın ateşe düşmesi o ilk bakış ile başlar. Kılıcın kınından sıyrılması yahut okun yaydan fırlamasıdır bu. Sevgilinin yüzü kınında bir kılıç yahut sadakta bir yay gibidir; bakış onu kınından ve sadağından çıkarır. Kınından çıkan her kılıç yahut yaydan fırlayan her ok gibi artık o da öldürmeye yönelir. Âşığın ruhî ve bedenî (bâtınî ve zahirî; içsel ve dışsal) hayatında bir ihtilâlin, yeni bir dönemin başlangıcıdır bu.
Sayfa 20 - Alfa 26.Baskı
O benim her sabahki uyanma sebebimdir. Uyanmadan önceki son şeyim, uyandığım zamanki ilk şeyim. Eğer yaşıyorsam, onu bulma arzusudur beni hayatta tutan! ... - Umudunu çiçek gibi taze tutmalısın, solmasın! - Dalından kopmuş bir kez nasıl solmasın? - Aşkınla sularsan solmaz, kalbini pınar eyle!
Sayfa 73 - Bahşı YunusKitabı okuyor
Reklam
İçimde sanki eskiden tanıyormuşum, onsuz hiç yaşamamışım gibi bir duygu vardı
Kalbim kopacak gibi çarpıyordu. Utanç, heyecan, neşe duyuyordum. Biraz yatışınca kendime çekidüzen vererek çaya indim. Genç kızın hayali gözümden gitmiyordu.
Kapak yazısı için herkesin gittiği yoldan gidip Didot seçilebilir: Didot ilk kez Austen’ın edebiyatçı olduğu dönemde ortaya çıkmıştı, güzel ve güçlü satırları, özellikle de italik oldukları zaman (Aşk ve Gurur) derli toplu göstermesi nedeniyle çok şık durur. Bu font harika olur ve klasik edisyonları seven insanlar alır bu kitapları. Ama eğer
Çünkü sen..
Kendini bıraktığın günü hatırlıyor musun, Yonina? Seni tutamadığım günü. Kollarıma değilde kendini boşluğa bıraktığın günü. Ben hiç unutmadım sevgilim. Çünkü o gün yırtıldı zihnimden takvim. Sonra o yırtıktan geçti bütün zaman. O günden bu güne beni getiren zaman. Teninin kokusunu hatırlıyorum. Teninin kokusunu taşıyan kanını hatırlıyorum. Başının
Reklam
Onun varlığında ateşe atılmış gibi yanıyordum. Fakat içinde yanıp eridiğim ateşin ne olduğu umrumda değildi; bu ateşin içinde yanıp erimenin çok hoş olduğunu bilmem yeterliydi.
İnsan yalnız olunca neler neler düşünür... Gerçekleşmemiş hayallerini, uçup giden yıllarını, ilk aşk maceralarını... O pek gerilerde kalan yılları, erişilemeyen ve erişilemeyecek olan bir isteği hatırlamak, düşünmek de hoş bir şeydi. Niye böyle olur? Bunu da bilmez insan. Ama zaman zaman bunları düşünmekten, o günleri yeniden yaşıyor gibi olmaktan hoşlanır.
Sayfa 92
Ah gençlik! Hiçbir şey umursadığın yok senin. Sanki dünya nimetlerinden faydalanman sona ermeyecekmiş gibi...
İçimde sanki eskiden tanıyormuşum, onsuz hiç yaşamamışım gibi bir duygu vardı.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.