Herkesin bu kadar beğenip yere göğe koyamadığı bir yazar ve kitap hakkında nasıl inceleme yazacağım bilmiyorum. Linç edilmekten korktuğumu da belirtmek isterim :D Bu linç kültürünü bırakalım hanımefendiler ve beyefendiler :))
Orhan Pamuk’un okuduğum ilk kitabıydı. Yazar hakkında bir hükme varmak için çok erken olsa da, en iyi eseri olarak
Bütün insanlar, ahlak adına başkalarını itham etme kuvvetini, bizzat kendilerini bilmeyişlerinden alıyorlar. Kendilerini bilselerdi ithamları nefislerine çevrilir onları yetiştirecek azab ile ıztırabın mayası olurdu. Hz İsa'nın Mart ismindeki fahişe kadını taşlayan halka çevrilip; "içinizde kim temizse ilk taşı o atsın" deyişindeki hikmeti anlarlardı
Hallac-ı Mansur
Çölün üzerinde yetişmiş Kanlı Bir gül.
Rabbiyle arasına benliğini bile koymayan bir kul.
Öyle bir teslimiyet ki, Allah ile olan birlikteliğini saklayamayıp kendinden vazgeçişin en güzel örneklerinden bir tanesi. Ene-l Hak (Ben Rabbim) diyebilmenin et ve kemiğe bürünmüş hali.
Neden böyle demişti Hallaç Ne demek istemişti.
İlahi
"Kuma bir çizgi çeken peygamber 'içinizde ilk taşı hiç günahsız olanınız atsın' demişti.
Şurada oturanlara bak ve söyle şimdi.
İçlerinde hiç kimseyi ağlatmadım diyebilecek olan biri var mı?
Yahudiler, zina yapmış bir kadını saçlarından sürükleyerek, arkalarında da büyük bir kalabalık, Hz. İsa peygamberin huzuruna geldiler. Hz. İsa'dan bu kadını cezalandırmasını istediler. Amaçları Hz. İsa'yı test etmekti.
Çünkü Hz. Musa’nın şeriatına göre zina eden kadının taşlanması gerekir.
Hz. İsa ise sürekli merhametli olmayı, affetmeyi, tövbe etmeyi, iyilik yapmayı tavsiye etmektedir.
Kadını taşlatırsa şayet yahudiler; tavsiye ettiğin iyilik ve merhamete ne oldu diyecekler.
Kadını cezasız bıraksa Hz. Musa’nın şeriatına uymuyor diye fitne çıkaracaklar....
Hz.İsa eğildi yere bir daire çizdi ve o daire Allah'ın izni ve kudretiyle ayna oldu.
Ve o aynaya bakan herkes geçmişte yapıp ettiği, işlediği bütün günahları görüyordu.
Hz.İsa yerden doğruldu ve kadını bırakın dedi.
Kadını bıraktılar.
Ve kalabalığa "İlk taşı günahsız olanınız atsın" buyurdu.
Kalabalığın sesi kesildi...
Hz. İsa geriye dönüp baktı ki, kadından başka o kalabalıktan geriye tek bir kişi kalmamış.
Hepsi oradan kaçmışlardı....
"İlk taşı en günahsız olanınız atsın!"
İnsanlık tarihi boyunca tüm ön yargıları
öfke ve nefreti bu söz kadar yıkıp
çaresiz bırakabilen başka bir söz
daha bilmiyorum!
*
Davut Bayraklı'nın Kitab-ı Mukaddes üzerine kaleme aldığı eleştiriler, otuz yıllık bir emeğin ürünü olarak karşımıza çıkıyor. Eserin beklenen bir eser olduğu ve içerik zenginliğinin, konuya ilk kez irtibat kuracak okurların da düşünülerek titizlikle işlendiği bizce malum. Bayraklı, eserin detaylarını işlerken çeşitli eklemeler ve
Maria magdalena, çaresizce beklemektedir. Günahkar bir hayat yaşadığı için oldurulecektir. Recm uygulamak üzere kalabalık bur grup toplanmıştır. Taşlar hazırdır.
Nasirali marangoz Yusuf'un oğlu kalabalığa yaklaşır. Herkes onun mariayi kurtarmak amacıyla geldiğini bilir. Ama öylesine kararlı bir kitleyi nasıl durduracaktir?
Yusuf'un oğlu İsa, hiç acele etmeden yerden bir taş alarak insanlara uzatır.
"EN GÜNAHSIZ OLANINIZ ATSIN, İLK TAŞI."
**
Bataklıktan başlayan arınma, batı romanındaki temel izleklerden birini teşkil eder ve Diriliş'te, Suç ve Ceza'd a, Sefiller' de daima, düşük kadınlara, hırsızlara, katillere, ahlâksızlara davet eden görünmez bir İsa saklıdır.
***