Bu günlerde din kitapları okuyorum. Karl Marx, kitap raflarından parmağını sallıyor bana. Kitaplarının arasında uyuşturucu madde kaçıran bir genç yakalandı diyecekler.
"Nasıl anlatsam?"
Nerden başlasam?"
Hazır kitap gruplarım tatildeyken ağustos ayını #ahdevefa ayı ilan ettim kendimce. Sevdiğim yazarların eserlerini okumak istedim.
Fuat Sevimay hocam da sevdiğim yazarların başında gelir.
Anarşık romanını okumak bugüne kısmetmiş. Mekân olarak #tepecik #bornova #basmane #alsancak #karşıyaka
Leyla Erbil - Üç Başlı Ejderha
@isbankasikulturyayinlari
°
"Bu semt,,, kaldırım taşlarını duvarlarını ezberlediğim bir bir,,, hangi ağaçlara kimlerin asıldığını,,,"
°
Selamlar . Leyla Erbil bambaşka bir yazar benim için. Yazdıklarıyla beni etkileyen, dönemin bütün önemli isimleri tarafından sevilen ve sayılan bir kişilik .
Hepimizin yüzlerce kere seyrettiği halde görünce asla kanalı değiştirmediğimiz, hatta ve hatta ilk kez seyrediyormuşçasına heyecanlandığımız bir film. Filmi diğerlerinden ayıran en büyük özelliği, çok önemli politik göndermeler ve eleştiriler barındırması. Bakalım neler varmış
1.
Filmin senaristi, Yeşilçam'da sık sık yan rollerde gördüğümüz
KİBAR FEYZO
Hepimizin yüzlerce kere seyrettiği halde görünce asla kanalı değiştirmediğimiz, hatta ve hatta ilk kez seyrediyormuşçasına heyecanlandığımız bir film. Filmi diğerlerinden ayıran en büyük özelliği, çok önemli politik göndermeler ve eleştiriler barındırması. Bakalım neler varmış
1.
Filmin senaristi, Yeşilçam'da sık sık yan
Burcu Ünlü
Merhabalar
#öykükitapları nı sever misiniz arkadaşlar?
Ben cok severim
Yoğun tempolu hayatımda,okuduğum her #öykükitabı bana bir nefes bir heyecan bir mutluluk oluyor
Toplam sekiz öyküden oluşan,sayfa sayısı az ama derinliği olan #öyküler in her biri yüreğime dokundu
Yine de en cok hangi öykü derseniz Zınar,Kül,Ben Yokmuşum Gibi öyküleri derim
Yazdığı her öyküyle toplumsal mesajlar veren ve gündemde olan olaylara ince göndermeler yapan yazarımızın akıcı kalemini cok sevdim arkadaşlar
Hayatın içinden kaleme alınan eserleri seviyorsanız #benyokmuşumgibi yi kesinlikle #okuyunokutun der susarım
@burcununseckileri @everestyayinlari #okuyanteraziokuyor #okuyanterazi
Sebahattin Ali’nin vefatından önce yazmış olduğu son kitabı, Sırça Köşk. Onüç öykü ve dört masaldan oluşan bu kitap oldukça kısa fakat nitelikli hikayeleri bir araya getirmiş.
Toplumcu gerçekçi sanat anlayışını benimseyen Sebahattin Ali, yoksul olmak, yoklukta olmak, sahipsiz bırakılmak insanın başına neler getirir;
bunu, bu kitapta toplumun
Canım Mahir! Kitabı uzum süre beklettim çünkü yazarın tüm kitaplarını okudum ve uzun zaman kitabı çıkmazsa okuyamayacağım Mahir kalmadı.
Kitap derin devletin önemli kilit kişilerinden ve kara kutusu diye görülen Salih Karahisarlı’nın bir trafik kazası sonucunda hafızasını kaybetmesiyle geriye dönüşü konu alıyor. Bu dönüşte, yaşadıkları, yaşayamadıkları, acımasızlığı, çocuklarına hayatları boyunca içlerinden çıkamaya çalıştıkları ve asla çıkamadıkları travmaları anlatılıyor. Hafızasını kaybetmiş bu altmış yaşındaki tonton ihtiyarla ilk ilişkiyi torunu Başak üzerinde kayısı resimleri olan garip bir yazarın garip bir kitap sayesinde kuruyor. Yazarın burada kendisine yaptığı ince göndermeler uzayan bölümler arasında eğlenceli geçişler sağlıyor. Babaya en uzak büyük oğul Samim için büyük devrim niteliğinde olan kaza, ilişkilerine bambaşka bir boyut kazandırıyor. İkinci oğul Fikret bu boyuttan çok rahatsız olduğunu her seferinde gösterirken üçüncü çocuk olan Müge, yeni biten evliliğinin travmaları arasında dahil olabiliyor ancak olaylara. Salih beyin eşi Nermin Hanım ise bu kazadan kendine hayal ettiği dünyayı yaratıyor.
Yazarın derin arkeoloji, sanat tarihi, din bilgisi Barnabas İncili ile inceden kendini gösteriyor.
Kitabı bitirip kapatırken, Salih Karahisarlı’nın hafıza kaybındaki karakterini çok severken ama aynı zamanda ona gerçek Salih Karahisarlı’ya duyduğunuz öfkeyi hissediyorsunuz.
Canım Mahir, yine yaz yine bekleyeyim seni bu kadar…
Keyifli okumalar :)
GaipMahir Ünsal Eriş · StoryTel Original · 2020410 okunma
Merhaba sevgili okur, akışta sürekli karşına çıkan bu kitap hakkında ki düşüncelerimi seninle paylaşmak istiyorum. Devamlı karşıma çıkıyor olmasının yanında oldukça merak uyandırıcı ve kaliteli alıntılara sahipti, yazarını da uzun zamandır takip ettiğim ve yazdığı incelemelerde ki üslubu beğendiğim için daha fazla ertelememeye karar verdim.
Vicente Blasco Ibáñez, 1867 yılında, önemli bir kültür kenti ve Akdeniz'in başlıca limanlarından biri olan Valencia'da doğup büyümüştür. Küçük bir işletmeye sahip olan orta sınıftan Aragon kökenli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Annesi sert ve dindar bir kadındır. Babasının bir ticarethanesi vardır. Blasco, çocukluğunda
Geçmiş ve gelecek arasında gerilen ince ip üzerinde gidip gelmeye ve günümüz Türkiyesine ufak göndermeler yaparak düşünmeye sevk ediyor okurları
benim için özel bir kitap olduğunu söyleyebilirim anlatmanın mümkün olmadığı duygular yaşattırdı bana hikayeyi zencefil adında bir papağandan dinlemekteyiz ama papağan diyip geçersem haksızlık etmiş olurum dostluğuna sadakatine aşkına duygularına kitapta çokça yer verdiği için sadece bir papağan diyemiyorum
okumak isteyenler beklemeden okuyabilir
Evvelden aşina olduğumuz ruhlar ile hemhal olmamız dileğiyle
Uzakların ŞarkısıKaan Murat Yanık · Everest Yayınları · 20172,918 okunma
Ailesiyle birlikte İzmir'de yaşayan iki çocuk babası bir adam bir gün sadece küçük bir not bırakarak onları terk eder. Nasıl olduysa Aydın'a gitmiş ve orada dayak yiyip bir çöplüğe atılmıştır. Nerede olduğunun farkında olmayan adam bunu hastanede öğrenir. Alkolün etkisinde olduğu için hiçbir şey hatırlamamaktadır. Aydın macerasında
insan davranisini, dürtülerini, motivasyonlarini, yerlesik kisilik özelliklerine sahip kahramanlar üzerinden anlatan, belki de tum zamanlarin en muhtesem kitabi.
kahramanlarin tumunun yasami algilayisi, kendi perspektifi icinde okuyucu tarafindan anlasilabilir, her biri yasama dair oturakli ahkamlar kesiyor. yazar, karakterlerini okuyucuya tanitirken uzun ve yorucu bir betimleme yerine, karsisindaki kisiye ne hissettirdigine dair guclu ve keskin ifadeler kullaniyor, boylece okuyan kisinin, kendi kisiligi, görgüsü, algisi ile "tamamlayacagi" karakterler olusuyor. sonra bu karakterler üzerinden, bu romani olaganüstü yapan bir ton sey yapiyor: hem yasamin kendi akisindaki, farkindaligimizin hemen kiyisinda olan cok ince ayrintilari romana mükemmel bir sekilde serpistiriyor, hem kisiliklerin zaman icinde olgunlasmalarina izin veriyor, hem diyaloglardaki dinamizmi karakterlerin kendilerine özgü diliyle nefis bir bicimde aktariyor, hem cogu zaman insanlarin farkinda olmaksizin kendilerini bulduklari yasam tuzaklarinin (bkz: lifetrap) nedenlerine gondermeler yapiyor, hem de tüm bunlari anlatirken "baba katili" temasini isleyerek ilgi cekici bir öyküyü kurguluyor.insanin ic dünyasinda olup bitenlere dair sezgiler ve gözlem gücü anlaminda dostoievsky'ye apayri bir yer kazandiriyor.
bu kitaba, kahramanlarina, öyküye dair saatlerce konusulabilir.
--- spoiler ---
kitaptaki "baba katilligi" konseptini tipik bir "odipal tema" diye kestirip atmak, bu basyapita kesinlikle haksizlik olacaktir.
--- spoiler ---
Karamazov KardeşlerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202334,6bin okunma
Selahattin Demirtaş'tan okuduğum beşinci kitap oldu DAD. Politik bir figur olarak tanınmasının dışında Demirtaş'ın kaleminin gücü yadsınamayacak derecede yüksek bir hale geliyor gün geçtikçe. Barizdir ki Demirtaş'ı siyasi bir tutsak olarak kontrol altında tutmaya çalışmak, kendi tabiriyle onu "inada bindirmiş" olacak ki