Ancak 1930'ların ortasında hükümetin bu tutumu değişmiştir. Özellikle 1936 yılıyla birlikte hem Atatürk, hem de İnönü ülkede topraksız köylünün bırakılmaması gerektiğine ilişkin açıklamalar yapmaya başlamışlardır. Hemen ertesi yıl, 1924
Anayasası'nda çiftlik ağalarına milyarlar ödenmesine yol açmasına rağmen, toprak
reformuna engel teşkil eden hükümler değiştirilmiştir. Zira 1924 Anayasası özel
mülkleri güçlendirici bir nitelik taşımaktaydı ve özel mülkleri kamulaştırmayı zorlaştırıcı hükümlere sahipti. Anayasaya göre özel mülklerin kamulaştırılması, hükü-metin arazinin piyasa değerini peşin olarak ödeme şartına bağlıydı. 261 Bu durumun
üstesinden gelebilmek için hükümet 1937'de yapılan yeni bir kanun değişikliğiyle
arazinin kamulaştırılmasında ödenecek bedelin özel kanunla tespit edilmesini sağlamıştır. 262 Bununla birlikte dönemin siyasi liderlerince savunulmasına ve hükümet
programlarına alınmasına karşın, Toprak Kanunu çıkması için 1937'den 1945 yılına
değin tam sekiz yıl beklenmesi gerekmiştir. Gecikmede İkinci Dünya Savaşı'nın
şartları kadar, toprak reformuna karşı gösterilen büyük muhalefetin payı da vardır.