Bugün sizler ile birlikte Türk Edebiyatının son zamanlarda sıklıkla duyulan, birçoğumuz tarafından okunan, bilinen yazarı Sabahattin Ali ve onun Kürk Mantolu Madonna eserini incelemek istiyorum.
Bugüne kadar eskiye dönük edebiyat eserleri okumuş olmama rağmen, Sabahattin Ali ve kalemi ile hiç tanışmadığımı söylemek ve hatta bu konuda da biraz ön
Bu kitap bir kadının yirmi dört saati değil ömrünün her bir anını kaplayan aşkı, hayalleri, umutları, nefret ve en derinden yaşadığı pişmanlıklarını bir solukta insanın ruhuna işleyen bir kitaptır şüphesiz.
Bir kadının daha önce hiç tanımadığı bir erkek uğruna tüm hayatını, onurunu hiçe sayıp ' onun için sokaklarda dilenirdim' diyebilecek kadar
Bazen her şey istediğin gibi gitmez.
Bazı seçimler zorunluluktan meydana gelir.
Bazı kitaplarla istemeden tanışırsın.
İşte tam da böyle bir tanışıklık üzerine başladı
Suzan Defter yolculuğum.
Görev yaptığım yerde bir kitap kulübü kurdum. Her ay bir kitap seçip sonraki ayın ilk haftası bir kafeye oturup okuduğumuz kitabı yüzyüze tartışıyor ve oylama
Scout adında küçük bir kızın ağzından okuyoruz hikayeyi. Anlatıcı çocuk olan eserler bana her zaman daha objektif daha masum gelir.
Romanda bence en can alıcı nokta, ailenin verdiği eğitimin çocuğun gelecekteki karakterini, adil ya da ayrımcı, yobaz ya da modern fikirli olmasında ne büyük bir öneme sahip olduğu. Adil, insancıl ve modernfikirli hayran olunası bir baba karakteriyle tanışıyoruz. Çocuklarıyla kurduğu ilişki örnek niteliğinde.
Kitap 1960 yılında yayımlanmış ve pulitzer ödülü kazanan roman. Hikayenin devamı ve çocukların yetişkin halleri yazarın başka bir kitabında devam ediyor
Tespih Ağacının Gölgesinde
Verdiği mesajlar yönünden iyi bir eser. Beyaz perdeye de uyarlanan bu kitap bir insanlık dersi veriyor bizlere, yazar çocuğun gözünden anlatarak, masumiyeti, saflığı ve aynı zamanda acımasızlığı, bitmek bilmez ön yargıları ötekileştirmeleri de ele alıp harmanlayarak güzel bir hikaye yaratmış filmini de izleyeceğim.
Benim icin kitabın en dokunaklı alıntısı ise
"İnsanların yüzüne bakabilmek için ilk önce kendi yüzüme bakabilmeliyim. Çoğunluğa bağlı olmayan tek şey insanın vicdanıdır. "
Aslında her birey kendini, kendi vicdanında yargılayabilse adalet kurumuna fazla iş düşmeyecek.
Daha Adaletli, daha yaşanılabilir, daha özgür bir dünya diliyorum..
Kitaplarla kalın.
....
İlk akşamdan efkârı basar hasretin
Bir şarkıda büyür isyanı, insanın.
Gözyaşı sel olur durup dururken
Çağırır, sefil mezarlığı karanlığın,
.........
Kurmaca eserler çoğunlukla okunur ve rafa kaldırılır, hikayeleri de kısa bir süre içinde unutulup gider ancak 'Suç ve Ceza' için durum böyle değildir. Okunduktan sonra uzunca bir süre unutulmaz hatta belki de hiç unutulmaz . Yedi yüz küsur sayfalık bu kitabın son sayfalarını okuduğunuzda kitabı bitirdiğinizi zannedersiniz ama asıl hikâye şimdi
“Genç Werther’in Acıları” sürekli duyduğum, okumak istediğim bir kitaptı
Sonunda okuyabildim ve iyi ki de okudum. Başarılı psikolojik analizleri, insanların çeşitli durumlarda içine girdiği karmaşık ruh halleri hakkındaki analizleri, sevginin önemi, insanoğlunun anlamsız hırsları gibi nice konuya değinen bir kitaptı. Her cümlenin altını çizmek istedim. Bazı yerlerde kendi ruhsal hallerimi sezdim ve “evet ya kesinlikle böyle” dedim. Klasik bir kitap olması sizi korkutmasın; Dili gayet akıcı ve anlaşılır bir kitaptı.
•••
Adından da anlaşılacağı üzere kitabımız Werther’in acılarından söz etmekte. Yeni taşındığı yerden arkadaşına yazdığı derleme mektupları okuyoruz. Başta her yönüyle Werther’e iyi gelen bu yer sonradan, gittiği bir eğlencede imkansız bir aşka düşmesine ve yaşamdan her yönüyle usanmasına yol açar. Nişanlı olduğunu bildiği halde Bayan Lotte’ye aşık olur. Bu imkansız aşk onun tüm zekasını, resme, edebiyata olan tüm yeteneğini yitirmesine sebep olur. Tükenir, tükenir, tükenir…
Bizlere de ondan geriye kalan, arkadaşı Wilhelm’e yazdığı bu mektupları kalır…
•••
Kitabın sonlarına doğru gerçekten Werther’in acısını paylaştım. Bazense fazlasıyla sinirlendim. Yetenekli, güzel kalpli, aynı zamanda zeki olan bir insanın, imkansız bir aşk içinde böyle sürüklenip gitmesi…
Sanırım bazen böyle oluyor…
Bence kitaplığınızda eksik olmaması gereken bir kitap
Şimdiden herkese iyi okumalar diliyorum
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021121bin okunma
Birazdan okuyacaklarınız, 'inceleme' adı altında birleşmemişlerdir. Kendimi gerçekten bildim bileli vaaz vermekten ve/veya birine bildiğimi doğru ya da gerçek olarak lanse etmekten uzak durmuşumdur. Çünkü, ne kendimi bir şey hakkında bilgi sahibi görecek kadar özgüvenim veya kibrim olmuştur, ne de karşımdakinin kendi başına arayarak bulabileceği
ÜÇ AYLAR Geldi Elhamdülillah yine kavuştuk 🥰
Perşembeyi Cumaya bağlayan gece mübarek Regàib Kandili. Kudsî ve mübarek gecelerin tüm okuyucularıma hayırlı, feyizli, sevaplı, kârlı ve faydalı olmasını Cenab-ı Hak'dan bütün kalbimle temenni ve niyaz eyler,daha nice mutlu ve kutlu günlere, gecelere, bayramlara afiyet ve saadetle ulaşmalarını
Suç ve ceza evet tam olarak da böyle... "Amaçlanan şey iyi ise, işlenecek bir cinayet uygun görülebilir. Yani bir kötülüge karşı, yüzlerce güzel şey!!!!" Bence 687 sayfanın özeti bu cümle. Ve bu cümlenin psikolojik analizleri , buhranlı, hastalıklı görünen insanın kendisiyle savaşı zihniyle savaşı tam olarak hissediliyor.
Raskolnikov ; çelişkili, idealist ve ateist bir genç.. Ruh halleri belirgin ve çok güzel betimlemelerle bir psikolojik eserde baskahraman ...kesinlikle okunmalı ozumsenerek...
Dostoyevski felsefesi ve psikolojisi açısından oldukça değerli ve kült...
İyi okumalar diliyorum...
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022159,6bin okunma