İtilaf devletlerinin şimdiye kadar ülkemizi paylaşmaya yol bulmak için başvurdukları çeşitli önlemler bilinmektedir. İlk olarak, Ferit Paşa ile anlaşarak ulusu savunmasız bir durumda yabancı yönetimine tutsak etmek ve ülkenin birçok önemli kısımlarını galip devletlerin sömürgelerine eklemek düşünülmüştü. Kuva-yı Milliye'nin ulusun genel desteği
Prof. Dr. H. Mones: O'nun her sözü bir vecizedir.
Jane Pelo: O'nun davasında heyecanı asildi.
Aleksi Lovazon: O Allah tarafından gönderilmiş bir hak peygamberdir.
G'la Faytt: 'Ey şanlı arap!Aşk olsun sana... Adaletin ta kendisini bulmuşsun.'
Raymons Leronge: '14 asır geçmesine rağmen Hz. Muhammed bu zamanın tek rehberi, tek hidayet
Yapılan zulümlerin anlatılmasında, kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir asrı yaşıyoruz.
Bu asır, yirminci asır. Bu asır, her türlü felâketin yaşandığı ve vahşiyane sergilendiği bir asır. Zalimlerin zulmü arttıkça, mazlumların da ahı gök kubbeye çıkmakta... Kavilerin hükmünün geçtiği, zayıfların alabildiğince ezildiği bir devir.
Geçmiş çağların
Nobel Edebiyat Ödüllü Amerikalı yazar Saul Bellow, günümüzün hareketli, heyecanlı, uyanık dünyasına ayak uydurmakta zorluk çeken sıradan bireyin sesi oluyor; arka plana itilen ve görünmez kılınan bu insanları önümüze çıkarıyor romanlarında. Akademi ödül gerekçesinde, Bellow’un “derin bir insanlık kavrayışıyla çağdaş kültürün incelikli bir
Halikın namütenahi adı var en başı Hakk
Ne büyük şey kul için Hakk’ı tutup kaldırmak
Hani ashâb-ı kirâm ayrılalım derlerken
Mutlaka sûre-i ve’l-Asr’ı okurmuş bu neden ?
Çünkü meknun o büyük sûrede esrârı felâh
Başta iman-ı hakikî geliyor sonra salâh
Sonra Hak, sonra sebat, işte kuzum insanlık
Dördü birleşti mi yoktur sana hüsran artık.
İnsan mertebesi en aşağı (esfel-i sâfilîn) varlık mertebesidir. Akl-ı Küll ise en yüksek (a‘lâ-yı illiyyîn) varlık mertebesidir ve varlık mertebelerinin ilkidir, ki daha önce bahsi geçti. "Biz insanı en güzel bir kıvamda yarattık ve sonra onu aşağıların en aşağısına indirdik" (Tîn, 4-5). Eğer kişi bu insanlık mertebesinde kalır da kendisinin başlangıcını ve sonunu bilmez, ...kaynağına erişip cem olmazsa... "...Onlar hayvanlar gibidirler hatta daha da şaşkındırlar" (A‘râf, 179) mertebesinde kalıp o mertebede haşrolunur.
Bir kitap satış sitesinde gördüğüm şu tanıtım üzerine hemen okuyuverdiğim minik bir eser Aganta :
"Aganta Burina Burinata, Türk edebiyatının kilometre taşlarından birisi. Yazıldığı 1946 yılından beri, Ege’nin, Akdeniz’in, rüzgârla dolu yelkenlerin, aşkın, umudun, yaşama sevincinin romanı olmuş. Eleştirmenlere göre Halikarnas Balıkçısının en
Yüreğin darlanacak...
İşkenceler göreceksin, eziyetler göreceksin, canlardan olacaksın‼️
وَاعْبُدْ رَبَّكَ حَتّٰى يَأْتِيَكَ الْيَق۪ينُ
"Yakin (ölüm) sana gelinceye dek Rabbine ibadet/kulluk et!"
(15/Hicr, 99)
Ama sana düşen; ölüm gelinceye kadar istikamet üzere kulluk yapmandır
Daraldı yüreklerimiz..
Gazze geldiği zaman artık