Kırk kere söyledim bir daha söylerim
Savaşta ve barışta, karada ve denizde,
Düşkünlükte ve esenlikte
Zamanımız apayrı bize göre
Yanyana olduk mu elele
Aç kalsak ağlamayız biliyorum.
Kız, şimdi kanaviçeyi işlediği gibi seviyor: Usulca, tembelce çıkıyor nakış, daha tembelce çeviriyor onu, hayranlıkla bakıyor, sonra bir yere koyup unutacak..
Tek bir çevirmeli telefon üstünde dolaşmış parmakların o tuşları heyecanla mı, yılgınlıkla mı, korkuyla mı çevirdikleri kıymetli bir anı değil mi sizce de? Birini özlediğini söylemek için basılan telefon taşlarıyla, bir hastalığı haber vermek için basılan telefon tuşlarının birbiriyle aynı olmayacağı gerçeğini kabul edersiniz tahmin ederim.