''Bizi düşünmeye aIıştırmamışIar. Üstelik de düşünmeyelim diye eIIerinden geIeni yapmışIar. Düşünmeye çalışanları da hep öldürmüşler..'' IŞIKLAR İÇİNDE UYU..
Yaşar Kemal
Yaşar Kemal
İster acıklı, ister mutlu; ister uzun, ister kısa... Film bitiyor bir gün. Olması gereken, olması gerektiği 'zaman' da oluyor... O 'an' 'ışıklar' yanıyor. Perdedeki görüntüler son'a eriyor. Seyrettiklerimiz hayal oluveriyor.
Reklam
Mutluluk tablosu...
"Bir eşekte sandıklar; bu kez eşeğin ardında Mustafa Bey. Şafakla birlikte sürüyor köye doğru. Yol boyunca kavaklar sıraya dizilmiş uzanıyor. Peribacalarından gene pembe ışıklar fışkırıyor. Pırıl pırıl renkli ışıklar. Işıkta kitaplar uçuşuyor. Köylüler birer ikişer uyanıp geliyor. Sıraya dizilmiş gibi Eşekli Kitapçı'nın çevresine toplanıyorlar. Hepsinin elinde kitaplar."
Sayfa 16 - LiteratürKitabı okudu
Bin dokuz yüz on altı. Ekim. Gece. Yağmur ve rüzgar. Ormanlık bir arazi. Akçaağaçlarla kaplı bataklıkların kenarında siperler. İleride dikenli tel engelleri. Siperlerin içinde dondurucu, vıcık vıcık bir çamur. Bir gözetleme noktasının ıslak saç kaplamaları donuk donuk parlıyor. Yer yer, siperliklerin içindeki zeminliklerden tek tük ışıklar vuruyor.
Sayfa 7 - Sosyal Yayınları
Bir ateşböceğinin avcuna konduğunu ve ora­da sonsuza dek ışıklar saçarak kaldığını, belki bedenine nüfuz ettiğini, en gizli uçurumu mesken tuttuğunu, bedene yaşamın en gizli kıvrımlarını izleyebilecek bir incelik vermek için bede­nin mekanik olarak sahip olduğu her şeyin arasından ışıldayan parlak bir ruh halini aldığını görmeyi kim hayal etmemiştir ki?
Sayfa 84 - *Sel yayıncılık - 2. Baskı - RicardoKitabı okudu
Hiç kuşku yok ki parıltılı ışıklar altında yapmacık bir dünyada yaşayan, düşüncelerini uygun cümleler ve modanın dayattığı sözcüklerle ifade eden bir toplum için fazlasıyla saftım. Ayrıca konuşurken susulacak zamanı, susarken de konuşulacak zamanı bilmiyordum.
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.