Eğer betonarmeyi insan gibi kullanırsak emrimize müheyyadır. Firavun'un piramidi yaptırdığı taşla, Süleymaniye'de kullanılan taş aynı maddeden yapılmadır. İkisi de taştır; ama biri ezer, diğeri sizi ihya eder. Çünkü onda İslam medeniyetinin ruhu var. Firavun'un yaptırdığında ise "ben" var.
Mustafa Kemal Atatürk'ün sahip olduğu ilmin ne anlama geldiğini Atatürk'ü dine yamama çabalarını boşa çıkarmak için açıklamak zorundayım.
Mustafa Kemal Atatürk'ün sözlerini bilmek, öğretmek, öğrenmek aşamasını geçtik. Şimdi o sözlerin manasını öğrenerek yarım kalan devrimi tamamlama aşamasına geçiyoruz.
İlim sahibi olmak
Yaşadığın sıkıntıda Allah'ın seni sevmediğini düşünüp, benim imanım zayıf diye düşünme. Allah, "Habibim" dediği Peygamber'ini (s.a.v) altı evlat acısı ve nice acılar ile imtihan etmedi mi?
Tanrıların göğe uçurulması ya da göksel olması Tevrat, İncil ve Kur'an'la başlamamıştır. Tevrat, İncil ve Kur'an yeryüzündeki ağaları, efendileri "Efendi Allah (Rabbül Alemin) adıyla göğe uçurmuşlar (simgesel olarak). Böylece insanlar gökten yere doğru yönetilip sömürülmüşler.
Kur'an'da bu savımızı kanıtlayan bölüm bile var. (Secde, 5):
"Allah, gökten yere kadar her işi düzenleyip yönetir."
Gericiliği körükleyen, bilimsel gelişmelere düşman gözüyle bakan, bilimi aşağılayan, kadına özgürlük tanımayan, onu ezen bir din öğretisi neye yarar? Şimdiye kadar neye yaramıştır?
- "(İnsan tekini anlatmak) bunu söyleyen ve Müslüman olmayan garibanlar anlamıyorlar ki, Türkiye'de olup da, insan tekini anlatırken İslâm'ı tanımayana gülerler!.. İnsan tekini anlatmak, bedahetlere güvenmektir; ve bedahetlerin hakikati de İslâm'da!.."
- "Bu mesele, (tenâsüh) şimdi, Budizm'in, Batı formasyonu görünüşü şeklinde ortaya geliyor... "Mümkün" değil, "gerçek" diye incelenen...
İslâm'da, tenâsühü kabul etmek küfürdür!.."
Kendini kötü mü hissediyorsun? O halde dinle!
Hayat istediğin gibi gitmiyor olabilir. Sakın kendini suçlama. Nefsin sana kendini değersiz hissettirebilir ama hakkı alınanın değeri Allah katında çok yücedir.
Enes ibn Malik Rasûlullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle dediğini aktarır: "Ümmetim arasından, ümmetime en çok merhamet gösteren Ebu Bekir'dir; Allah'ın emri konusunda en şiddetli olanı Ömer, en hayâlı olanı Osman ve en doğru hüküm vereni Ali'dir."
Bir başka rivayette "Ümmetim içerisinde ümmetime en sefkatli olan Ebu Bekir'dir" şeklinde geçer.
Nur Risaleleri'nde Hristiyan ve Müslümanların ittifakına (!) Said Nursî tarafından Mehdî (a.s.) de iştirak ettirilmiş ve bu ittifakın programı olan Risale-i Nur'u Mehdî'nin neşir ve tatbik edeceği de iddia edilmiştir:
"...sonra gelecek o mübarek zat (Mehdi), Risale-i Nur'u bir programı olarak neşr ve tatbik