Dünya, bir değişim ve savaş çılgınlığı yaşıyor.
Bu değişim sürecini ve savaş çılgınlığını kendi ideolojilerine ve çıkarlarına göre yönlendirmek isteyen Amerika ile radikal siyasal İslam dünyanın hızla Ortaçağ'a gidişini destekliyor.
İran'ın Zencan şehrinde bir zamanlar "Cami Evi" adı verilen yüzyıllardır camide görev yapan ailenin yaşadığı ev çevresinde ele alan romanda, Ağa Can adı verilen şehir çarsının ve evin reisi çevresinde İran'da değişim ve bu değişimlerin yaşanılan şehre, aileye yansımaları anlatılıyor.Zamanın ve yaşananların aileye etkilerini hüzünlü bir dille ele alan roman, İran İslam Devrimi ile camide, cami evinde ve İran'da yaptığı etkileri kısmen otobiyografik bir dille tarihi ve edebiyatı harmanlayarak anlatıyor.
Cami EviKader Abdolah · Etik Yayınları · 201218 okunma
"Sizi rahatsız etmeye geldim!"
Tüm olumsuz müdahalelere ve yorumlara rağmen Şeriati'nin okuduğum ilk kitabı Kadın (Fatıma Fatımadır)'ı bitirmiş olmanın ve zihnime kâr kalan düşüncelerin sevinciyle kitaba dair izlenimlerimi paylaşmak istedim. Her ne kadar kitabı okumaya başladığımda yazara ve fikirlerine karşı fazlasıyla dar bakış
Bazı mistikler, tasavvufçular ve felsefeciler sağduyuya aykırı başka bir iddiada da
bulunmuşlardır. İslam tasavvufunda “vahdeti vücud” olarak bilinen ve Muhyiddin Arabi gibi ünlü
temsilcileri olan bu anlayış, felsefe tarihinde en çok Spinoza ile beraber anılır ve panteizm olarak
adlandırılır. Bu anlayışa göre Tanrı evrenin ta kendisidir, Tanrı ve evren aynıdır, evren Tanrı’nın bir
parçası ya da görünüşüdür. Big Bang, evrenin başlangıcını yokluğa indirgeyerek, evrene, Tanrı
statüsünün verilmesini ve Tanrı’yı evrende içkin görmeyi onaylamaz. Big Bang, evrenin dışında
olan (aşkın) ve evren ile zamanı yaratan bir Tanrı’yı gerektirir. Başlangıçta hiçbir formu olmayan
bir tekilliği, Tanrı ile özdeş veya Tanrı’nın bir parçası olarak görmek mümkün değildir.
Big Bang, panenteizm ve süreç teolojisi olarak bilinen anlayışı da geçersiz kılar. Süreç
teolojisini savunanlar Tanrı’nın ve evrenin sonsuzdan beri gelişmekte olduğunu ve hem Tanrı’nın
evreni, hem de evrenin Tanrı’yı etkilediğini söylemişlerdir. Evrenin başlangıcı olduğunun
anlaşılması bu yaklaşımı tamamen geçersiz kılar. Evrenin başlangıcının bir tekillik olduğunun
anlaşılması ise evrenin Tanrı’da değişim oluşturacak bir yapısının olmadığını, değişimin tek yanlı
olarak evrende gerçekleştiğini göstermektedir. Aynı zamanda evrendeki sürecin, evrenin sonu ile
duracak olması da bu yaklaşımın yanlışlığını ortaya koymuştur.
İnsanın hakim, kudret sahibi otoritenin rızasına ve iznine uygun olarak sürdürdüğü hayat tarzı veya kişisel ve sosyal yaşantısında uyduğu davranış esaslarını belirleyen ''yol'', din anlamında olup bu şekliyle hayatın tamamını ifade eder. İnsanın bireysel ve sosyal hayatıyla ilgili hiçbir şey onun ifade ettiği anlamın dışında değildir. Bu da göstermektedir ki, insanlar için düşünce ve yaşantılarının temelini oluşturan her sistem, inanç veya felsefe, din ismini almasa dahi, gerçekte birer din'dirler. Dolayısıyla din'i olmayan hiç kimse yoktur, çünkü herkesin bir hayat tarzı vardır. Ve Allah sadece, insanlar için tayin ettiği kendi din'inden (İslam'dan) razıdır.
islam sosyolojisine giriş diye nitelendirebilirim...
Yazar ın siyer calısması cok iyi..
1400 yıllık süceç de tevhid in perspektifini çizerek değişimi dillendirmeye calısıyor
Kendini ciddiye almayanı Allah da ciddiye almaz. Değişim önce bireyin ve toplumun istemesi ve yüce Allah'ın da onun bu isteğinin karşılığında yolunu açmasıyla mümkündür.