Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Birtakım kişiler için bir eğlencedir okumak, eğlencelerin en eğlencelisi. Doldururlar evlerine kitapları, bir yerde bir kitap gördüler mi, nedir diye bakmadan geçemezler, benim sokakta her gördüğüm kediyi okşamak istemem gibi. Onlarda bir kitap tiryakiliği vardır, öğrenmek için okumazlar kitabı, kendilerine bir yararlığı olacak diye okumazlar, okumayı içleri çeker de onun için okurlar.
İHANETTEN GERİ KALAN Duydum ki el koynundan çok çabuk sıkılmışsın Dönmek için bin çare bin yol arıyormuşsun Gel gör ki bende rüzgar en sert poyrazdan esti Taze çiçeklenmiş bahar ayaza kesti İstemem artık geriye dönme Dönersen bile bu evde sönme Buz gibi soğuk suya benzer, İnan bitmiş her aşk Tuz gibi bassan yarana Derman olmaz sana Ne narindir ne haindir Ne vefalı ne zalim Bir hasrettir bir intikam İhanetten geri kalan
Sayfa 201Kitabı okudu
Reklam
Durup dinlemiyorlar; eğilip bükülmez bir düzenle ortaya çıkıp yok oluyorlar; toparlanmalarına, kendileri için var olmalarına zaman kalmıyor. Koşuyor, acele ediyor, yanımdan geçerken bana sertçe çarpıyor ve yok olup gidiyorlar. Onları durdurmak isterdim. Ama birini durdursam, elimde iğrenç, baygın bir sesten başka bir şey kalmayacağını biliyorum. Ölümlerini kabul etmeliyim, hatta istemem gerekiyor bunu. Edindiğim izlenimlerin pek azı bu kadar acı ve güçlüdür.
Sayfa 40
"Büyüklük istemem, zenginlik istemem, mevki istemem... Gönlümün istediğini isterim. Gönlüm şad olsun da yiyecek ekmeğim olmasın."
Ölümün Ardında Kalan
Bence zaman izleri azaltır, acı veren hatıraları unutturur. Lakin ben Nâzım’ın bu fani dünyayı terk etmesiyle hissettiğim üzüntü ve kedere karşı bir teselli bulamadım. Bu üzüntü bana aittir. Kimsenin katılmasını düşünmedim ve istemem de. Hiç kimsenin Nâzım’ı benim kadar sevdiğini ve ona benim kadar hayran olduğunu düşünemem. Ben o nadir varlığa ağıtçı olamam. Ağladım, ağlıyorum ve ağlayacağım. Benim kadar da kimse ağlamayacak.
Şu eli maşalı karından ne zaman ayrılacaksın? Ondan kurtulman gerektiğinin farkında değil misin?” Yavaşça gülmeye başlıyor. “Hal Ha! Onu sana kendi ellerimle seçtiğimi düşünüyorum da! Gidip evleneceğin kimin aklına gelirdi? Sana sadece bir amcık önerdim ve sen salak gibi gidip onunla evlendin. Ha ha! Beni dinle, Henry, aklını bütünüyle yitirmeden terk et onu, o ekşi suratlı kancığın hayatının içine etmesine izin verme, anlıyor musun? Ne yaparsan yap, nereye gidersen git. Kentten ayrılmanı hiç istemem... Özlerim seni, bunu bütün samimiyetimle söylüyorum, fakat Tanrı aşkına, Afrika’ya gitmen bile gerekse git, kurtul onun kıskaçlarından, ondan sana hayır gelmez. Bazen iyi bir amcık düşürdüğümde içimden işte tam Henry’ye göre bir şey diye geçiriyor ve onu seninle tanıştırmayı düşünüyorum, ama unutuyorum tabii ki. Fakat Tanrım, bu dünyada anlaşabileceğin binlerce amcık var. Gidip onun gibi bir kancığı seçtiğini düşününce..
Reklam
Devrim
devrim sözcüğü kulağınıza hoş geliyor, değil mi? ama hiç de öyle değildir, inanın bana. devrimin ne olduğunu bilmek ister misiniz? kan, bağırsak ve delilik, yolunuza çıktığı için ölen çocuklar, dünya-dan habersiz yavrular, yanınızdaki kaltağın, hatta karınızın gözünüzün önünde kasaturalanıp ırzına geçilmesidir, bir zamanlar miki fare filmlerine
...ortalıkta devrimin artık kaçınılmaz olduğunu haykıran bir sürü insan dolanıyor, ama bu kadar insanın bir hiç uğruna öldüklerini görmek istemem, çoğu insanı öldürdüğünüzde hiçbir şey öldürmüyorsunuzdur gerçi, ama birkaç iyi insan da gümbürtüye gidecektir, ne geçecek elinize? halkın üstünde olan yeni bir HÜKÜMET, kuzu postuna bürünmüş eski diktatör, ideoloji silah satışı üstüne kurulmuş.
Arkama bakamam zorlama beni Anılar perisi biçme kaburga kemiğimi O keskin kılıcının ağzıyla Tatmak istemem o azaptan zehri
Bana, ‘sen, şuna buna niçin sataştın?’ diyorlar. Farkında değilim. Karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor. İçinde evladım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, imanı kurtarmaya koşuyorum. Yolda biri beni kösteklemek istemiş de ayağım ona çarpmış, ne ehemmiyeti var. O müthiş yangın karşısında bu küçük hadise bir kıymet ifade eder mi? Dar düşünceler, dar görüşler… Ben cemiyetin iman selâmeti yolunda âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası ne Cehennem korkusu var. Cemiyetin yirmi beş milyon (Türkiye’nin o günkü nüfusu) Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil bin Said feda olsun. Kur’an’ımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cennet’i de istemem. Orası bana zindan olur. Milletimin imanını selâmette görürsem Cehennem’in alevleri içinde yanmaya razıyım. Çünkü vücudum yanarken gönlüm gül gülistan olur.”
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.