Hani hep deriz ya, bu tecrübeyle daha genç yaşlarda olmak isterdim diye, o kadar hızlı büyüttü ki bu travma beni, artık yaşıtlarımın çok önündeyim ve daha iyi anlayabiliyorum yaşamın anlamını.
Madem öyle Allah'ım alırım bu yükü sırtıma.
Verecek bir şeyim yok ki senin uğruna.
Can senin nefes senin an senin,
Ama bırakma beni tek başıma.
Gün gelir elbet sabredene verirsin,
Yanımda olmayacaksa benden çekersin.
Madem sade Sen bilmek istiyosun,
Sen beni benden iyi bilmektesin.
Bu benim imtihanımmış, varsın çekerim.
Diyemesem de halimle,
Seni bulmaktan önce aramak isterdim.
Seni sevmekten önce anlamak isterdim.
Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de,
Sana hep hep yeniden başlamak isterim...
Merhamet:
Ağızların iğrenç sakızı!
Cellât (Bazen kendin olursun cellat!), Kâtip, Doktor, bir iki gardiyan, birkaç jandarma; hepsi o kadar... sehpanın altında uzun bir masa, yanında bir iskemle, bir de üstünde bir iskemle... Kıpti, masanın üstünde ipi sabunluyor.
Tek eksik;Adalet!
Geçmişten günümüze var mıdır daha yoksun olduğumuz başka bir
Kitap hediye geldiğinde, nasıl yani dedim,bana çocuk kitabı mı hediye etmiş?
Bir solukta okunan,muhteşem çizimlerle dolu ," Küçük Prens " tadında bir kitap.
Her cümlesini alıntı yapmak isterdim .Öyle güzel, öylesine güzellikleri hatırlatıcı.
Bu kitap sevgi,dostluk ve güzellikleri hatırlatma adına.
Okuyun ,okutturun 🩷
Hayat zor, hayat acımasız. Ben de isterdim geçmişimden koşar adım kaçıp, yepyeni başlangıçlara doğru yelken açmayı. Ama ayağımda annemin terlikleriyle en fazla bakkala kadar gelebildim.