Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
96 syf.
·
Puan vermedi
Kitaplarının çeşitli çevirilerini okumuş, ekrana uyarlanan dizi ve filmlerinin hepsini izlemiş bir Austen-Sever olarak büyük bir hayal kırıklığı oldu. Yazarın eserlerini okuyup seven insanların alıp okumak isteyeceği - kesinlikle daha önce hiç Jane Austen okumayan birine tavsiye bile edilmemeli - bir derleme olarak düşünmüştüm. Üzülerek söylüyorum ki iyi bir yazarın adı altında ve ilgi çekici kapak tasarımı ile satılan bir kitap sadece (biraz ağır oldu ama gerçek ). İlk bölümünde kullanılan anlatım dili kitabı bir hayli süründürmeme sebep olduysa da esas sorunun, akış olduğunu düşünüyorum.Her kitaptan bir iki bölüm alıp koymak nasıl derleme oluyor anlamış değilim. Üstelik bu bölümlerin yerini alabilecek, konuyla alakalı, daha iyi bölümlerin olması fikriyle kendinizi sürekli itiraz eder halde buluyorsunuz (misal ben). Burada hemen küçük bir not: İkna (Persuasion) kitabından alınan bölüm hariç. Ona bence kimse itiraz etmez. Öte yandan böyle bir başlıkta Emma neden dahil edilmemiş anlayabilmiş değilim. Naçizane fikrim, hiç Jane Austen okumamış birine asla tavsiye etmeyiniz, dahası bir Austen severe de tavsiye etmeyiniz.
Evlilik
EvlilikJane Austen · Can Yayınları · 20201,937 okunma
Fransızca'dan Çevirmek, Diplomasi Dilinin Frankofon Olmasından Kaynaklı
Hafız Sadettin Kaynak, tercüme çalışmaları sırasında Dolmabahçe Sarayı’nda çalışırken Mustafa Kemal’in kendisinden Nisâ suresinin 23. Ayetini okuttuğunda çevirinin “ve iki hemşireyi nikâh etmeyiniz. Lâkin bir emr-i vâki olmuş ise, Allah Gafur ve Rahim'dir” şeklinde yapıldığını ve Mustafa Kemal’in bunun üzerine Kur’an’ın aslının da bu şekliyle olduğunu düşündüğünden söz eder. Ancak Hafız Sadettin Bey itiraz eder ve bunun çevirinin hatasından kaynaklandığını söyleyerek yarım saat heyetin çevirinin yanlışlarından konuştuğunu ve sonunda Fransızca’dan çevrildiğini anladıklarını aktarır.
Sayfa 299 - 24 Haziran 2019 - Doktora Tezi
Reklam
Sizler her zamandan ziyade bu fırtınada tesanüdünüzü ve ittihadınızı ve birbirinin kusuruna bakmaması, birbirini tenkit etmemesi, Risale-i Nur'un vazife-i kudsiye-i imaniyesi hesabına mükellef ve muhtaçsınız. Sakın birbirinizden gücenmeyiniz ve tenkit etmeyiniz. Yoksa az bir zaaf gösterseniz, ehl-i nifak istifade edip sizlere büyük zarar verebilirler. Derd-i maişet zaruretine karşı iktisat ve kanaatle mukabele etmeye zaruret var. Menfaat-i dünyeviye, çok ehl-i hakikati, ehl-i tarîkatı dahi bir nevi rekabete sevk ettiği için endişe ederim. Risale-i Nur şakirdleri içinde şimdiye kadar bu cihet onları zedelememiş. İnşâallah yine zedelemez. Fakat herkes bir ahlâkta olamaz. Bazıları meşru dairede rahatını istese de itiraz edilmemeli. Zarurete düşen bir şakird, zekâtı kabul edebilir. Risale-i Nur'un hizmetine hasr-ı vakit eden rükünlere ve çalışanlara zekâtla yardım etmek de Risale-i Nur'a bir nevi hizmettir.
Sayfa 229
Seyirci kalmayın sevgili seyirciler!
"Evet sevgili seyirciler , sıradaki haberimiz bir araştırma sonucu ile ilgili. Sürekli aynı hitaba maruz kalırsanız size söylenenler şuuraltınıza yerleşiyormuş. Size nasıl seslenildiğine ve neler söylendiğine dikkat edin. Sizi uyarıyoruz. " Biz kimiz? "Seyircisiniz." Siz kimsiniz? "..." Neden cevap vermiyorsunuz?
Bu şiddetli maddî ve manevî kıştaki galâ ve varlık içinde kaht ve derd-i maişet fukaralara ağır basması cihetinde, ekseri fakirü'l-hal olan Risale-i Nur şakirdlerinin bu dehşetli hale karşı sarsılmaları ve tesanüdleri bozulması ihtimaliyle ziyade endişe ediyordum. Sizler her zamandan ziyade bu fırtınada tesanüdünüzü ve ittihadınızı ve birbirinin kusuruna bakmaması, birbirini tenkit etmemesi, Risale-i Nur'un vazife-i kudsiye-i imaniyesi hesabına mükellef ve muhtaçsınız. Sakın birbirinizden gücenmeyiniz ve tenkit etmeyiniz. Yoksa az bir zaaf gösterseniz, ehl-i nifak istifade edip sizlere büyük zarar verebilirler. Derd-i maişet zaruretine karşı iktisat ve kanaatle mukabele etmeye zaruret var. Menfaat-i dünyeviye, çok ehl-i hakikati, ehl-i tarîkatı dahi bir nevi rekabete sevk ettiği için endişe ederim. Risale-i Nur şakirdleri içinde şimdiye kadar bu cihet onları zedelememiş. İnşâallah yine zedelemez. Fakat herkes bir ahlâkta olamaz. Bazıları meşru dairede rahatını istese de itiraz edilmemeli. Zarurete düşen bir şakird, zekâtı kabul edebilir. Risale-i Nur'un hizmetine hasr-ı vakit eden rükünlere ve çalışanlara zekâtla yardım etmek de Risale-i Nur'a bir nevi hizmettir. Hem yardım edilmeli. Fakat hırs ve tama' ve lisan-ı hal ile istemek olmamalı. Yoksa ehl-i dalalet ki hırs ve tama' yolunda dinini feda etmiş. Onlar nazarında kıyas-ı bi'n-nefs cihetiyle "Risale-i Nur'un bir kısım şakirdleri dahi dinini dünyaya âlet ediyorlar." diye çirkin bir ittiham ile taarruzlarına meydan açar.
Envar Neşriyat
Cahit Zarifoğlu ile eşi Berat hanımı arasında küçük bir zarif an yaşanır. Berat hanım bir gün, o kadar şiir yazıyorsun bana bir şiir yazmadın diye sitem eder zarif adama ve karşılığında da Cahit Zarifoğlu tebessüm ederek bir kağıt kalem ister ve şiiri yazmaya başlar. Berat Hanım şu şekilde anlatıyor kendisine yazılan şiirin hikayesini; “Cahit Bey
Reklam
sırr-ı itaat
Büyük alimlere tâbi olunmalı hayatta olunduğu müddetçe. Ömür firsat bilinmeliydi. İtaat kullukta en büyük sırdı. Müritlerime itaat etmeyi sık sık ders veriyordum. İtaat etmeyen ruh itiraz eder, terbiye yoluna giremez ve nefs-i emmareden kurtulamazdı. Nefis terbiyesinde en önemli husus kişinin itaat sırrını elde etmesiydi. İtaat nefse en zor
Sayfa 153Kitabı okudu
BATINİ HARAMLAR Cenâb-ı Hakk’ın rızâsına tâlip olan mü’min bir kulun, titizlikle sakınması gereken bâtınî haramların bir kısmı şöyledir: Ÿ Gurur-Kibir: Gurur ve kibir; kendini beğenip diğer insanlardan üstün tutmak ve yine kendinden başkasını hor ve hakir görmektir. Birbirinden ayrılmayan bu iki çirkin huy, dünyada huzursuzluk, âhirette ise azap
BATINİ HARAMLAR Cenâb-ı Hakk’ın rızâsına tâlip olan mü’min bir kulun, titizlikle sakınması gereken bâtınî haramların bir kısmı şöyledir: Ÿ Gurur-Kibir: Gurur ve kibir; kendini beğenip diğer insanlardan üstün tutmak ve yine kendinden başkasını hor ve hakir görmektir. Birbirinden ayrılmayan bu iki çirkin huy, dünyada huzursuzluk, âhirette ise azap
İmâm-ı Birgivî Rahmetullahi Aleyh Hazretlerinden Vasiyetler
001- Kardeşlerime, evlâdıma ve ahiret yolcularına vasiyetimdir ki; Allah’ü Teâlâ’nın emrettiği şeyleri yapınız. Kazaya kalmış namazlarınızı kılınız, kalmış zekâtlarınızı veriniz. Oruçlarınızı tutunuz. Üzerinize farz oluyorsa hac yapınız. 002- Her Müslümanın öğrenmesi farz-ı ayn olan ilmihâl bilgilerini öğreniniz. 003- Âlimlerin sohbetine devam
Reklam
B) Tabiî Din 1) Kendimiz, İnsanlık ve Tabiat Hakkında Sahip Olduğumuz Bilgi, Bizi Allah'ı Bilmeye Ulaştırır. İnsanlığa çok saygılı olan ve ilâhlığı her şeyde içkin bir vücud gibi değerlendiren, bir çeşit insanî panteizm (Pantheisme Humanitaire)den ibaret bulunan bir din, hiç bir zaman, insan için, yeni bir görevler takımı ortaya
Sayfa 208 - Akçağ Yayınları, 2. baskı/ Ankara 2001
Matbaa-i Hindiyye-Mısır Nazım Paşa'nın öldürülüp Kamil Paşa da Babiali'den kovulduğu vakit, aynı saatte İttihatçılar birkaç kişi ile evimi basarak beni tevkif edip, bir defa daha Bekirağa Bölüğüne hapsetmişlerdi. Harbiye Nezareti’nin bu sıkıntılı dairesinde dört günlük bir misafirlikten sonra, o vakit İstanbul Muhafızı olan Cemal Paşa
35 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.