Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Selcen

Selcen
@itsnemesis
7 okur puanı
Mart 2019 tarihinde katıldı
Düşünmeye başlamak, için için yenmeye başlamaktır.
Reklam
Sınırlar kadar hiçbir kısıtlamadan sıkılmadım ve kendi sınırlarım içinde sınırsızlığımı kurdum. Hiç değilse bana özgü bir sınırsızlık, kendi suskum, kendi çığlığımın sınırsızlığı.
Evet! Kanunsuz yaşanmaz çünkü insanlar hayvanlara benzerler; kötü, acımasız, açgözlüdürler.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsanlar dövüşmekten, kavga izlemekten zevk alırlar. Ruhları acımasızdır.
Tekdüze, sıradan bir yaşantı, düşünme yetisini uyaramayacak kadar yoksuldur, olaylar bakımından. Böyle olunca da insan beyni usul usul o sıradanlığın yapışkan, iğrenç çamuruyla dolar.
Reklam
Korku ve bilinmeyenin gizleri yaşama tutkusunu daha da kamçılıyordu.
Küçük yavru insanlar gibi düşünebilseydi yaşamı oburca bir hırs, dünyayı ise avlayanı ve avlananı, yeneni ve yenileni ile bitmek bilmeyen bir kovalamacanın, yok eden sayısız tutkuların egemen olduğu karmakarışık, kör, şiddete dayalı, düzensiz, tümüyle rastlantılara bağlı, acımasız, plansız, sürekli bir kargaşa olarak niteleyecekti.
Korku, hiçbir yaratığın kaçınamayacağı, reddedemeyeceği yabani bir mirastı.
Dünyada her şey bir rezilliğe çıkıyor ve kendi tutkusu, gereksinimi olmadan, başkaları istiyor diye, para ya da şan için çalışıp didinen bir insan budalanın tekidir.
Asi kanımı yatıştırmak için ne çok ninni söylüyorum, zira bu yürekten daha denksiz, daha sebatsız bir şey görmemişsindir.
Reklam
Ancak kötü niyetli insanlar, Tanrı’nın her şeyi yapabileceği bahanesi altında, yanlış olduğunu bilseler de, kendilerine yarayacak her şeyi söyleyecek kadar cürretkârdırlar; bilge bir insan, onların dedikleri şeylerden, aklın ışığında inanılır görünenler ötesinde hiçbir şeye inanmaz.
Milyonlarca çocuğu bozucu, körletici bir eğitimin pençesine bırakıyorsunuz. Erdem çiçekleri açabilecek bu körpe fidanlar gözlerinizin önünde kurtlanıyor; büyüyüp suç işledikleri zaman, yani içlerine çocukluktan giren kötülük tohumları acı meyvelerini verdiği zaman, ölüm cezasına çarptırıyorsunuz onları. Sizin yaptığınız nedir biliyor musunuz? Asma zevkini tadabilmek için hırsızlık yaratmak.
İsa'nın usta sözcüleri sizin demin dediğiniz gibi yanlamasına yol tuttular; insanların, kötü alışkanlıklarını Hristiyanlığa uydurmaktan kaçındığını görünce, İncil'i insanların kötü alışkanşlıklarına göre eğip büktüler. Bu ustaca manevra nereye götürdü onları? İnsanların vicdan rahatlığıyla kötülük edebilmelerini sağlamış oldular.
Solucandan insana dek yol aldınız ve sizde çok şey daha solucandır. Maymundunuz bir zamanlar ve şimdi bile insan, her maymundan daha maymundur.
Bir peynir kurduyla bir fili, aynı iştahtır dürtükleyen.
Hep aynı zavallı, dertli, cılız insanoğlu!
Reklam
Yaşamımızı ölüm kaygısıyla, ölümümüzü de yaşama kaygısıyla bulandırıyoruz.
Uyuşuk, isteksiz olmak ne acıklı bir şeydir.
Ve susmada bile Sözler, yalvarmalar vardır.
Bizi para tutkusu, mevki tutkusu, saygısızlık, geri kafalılık içimizde yıkarken gidip de dünyanın dönüşüyle mi uğraşacağım?
Basit ruhlu ve bilgisiz insanlarsa kendilerini aşan ince bir sözün değerini ve önemini göremezler.
Ancak özgürlüktür ki, güçlü insanlar çıkarır bağrından; baskı ise insanı öldürür, yıkıma sürükler.
Reklam
İnsanın yüreğine şaşkınlığın yayıldığı; kanın “tazelik verdiği” düşüncesinin baş tacı edildiği: “Bütün hayat konfordan ibarettir!” sözlerinin propaganda edildiği bir çağda yaşıyoruz.
“Sonra, şunu anladım ki Sonya, herkesin akıllı olmasını beklemeye kalkarsam bu çok uzun sürecek. Sonra şunu da anladım ki böyle bir şey hçbir zaman olmayacak, insanlar değişmeyecek.”
Ama ne yapalım ki şu dünyada insanoğlunun kendi cinsinden olanlara kötülük etmekten başka elinden bir şey gelmez. Bunun tam tersine olarak, boş ve anlamsız birtakım formaliteler yüzünden de, zırnık kadar iyilik etmeye hakkı yoktur.
Kilitleyecek şeyleri olmayanlar ne kadar mutludur değil mi?
Istırap ve acı geniş vicdanlarla derin yürekler için her zaman zorunludur.
Alışılagelmiş ilişkilere karşı çıktığın an, insanı yadırgıyorlar. Toplumdışı bırakmak için tüm çabalarını harcıyorlar. Toplum dedikleri kitlenin bir aradaki dayanılmaz yabancılaşmasını sanki kimse algılamıyor. Aklımı ellerinizden kurtardım. Geçti. Ben gökyüzümün altında topraklarımın üzerinde olacağım. Toprakların dümdüz ve sonsuz ufku boyunca sürekli gideceğim.
Reklam
Gerçek filozoflar kent kent dolaşıp bu dünyadaki insanların yaşamlarını izledikleri zaman, bilgisiz halkın nazarında farklı isimler alırlar. Kimilerine göre hiçbir değerleri yoktur, kimilerine göre çok değerlidirler. Onlara kimileri Sofist, kimileri devlet adamı der. Zaman zaman çoğu kişi tarafından deli muamelesi görürler.