YEŞİL RENKLİ NAMUS GAZI OPERASI «Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte birçok
Luke'un eski kız arkadaşı olmak her nasılsa kaçak bir mahkûm olmaktan daha garip geliyordu. Hapishanede geçirdiği altı ayda suçunu kabullenmişti ama bu evde kendisini yabancı hissetmenin nasıl bir şey olacağını hayal etmemişti.
Reklam
O Günler
o günler geçip gitti o bedenin gizleri içinde kaybolunan günler mavi damarların güzelliğiyle çekingen tanışma günleri bir el, bir dal çiçekle duvarın ardından uzanırdı öteki ele
Virginia Woolf, Stephen ailesinin kızıydı. Stephen'lar on seki­ zinci yüzyılın ortasında gün yüzüne çıkar. Aberdeenshire'da çif t çi­ lik, tü ccarlık ve kaçak mal alıcılığı yapıyorlardı. Ardenbraught'lu Ja­mes Stephen hakk ı nda, arkasında yedi oğlan, iki kız çocuğu bıraka­rak 1750 dolaylarında ölmüş olması dışında neredeyse hiçbir şey bilinmiyor. Oğlanların çoğu soylarının geleneğini sürdürerek şanslarını , denemek için başka ülkeleri dolaştılar. Bunlardan birisi, Wil­liam Stephen, Ka rayipler'e yerleşt i ve pek de hoş olmayan bir işten, hasta köleleri satın alıp tedavi ederek onları satılacak hale getirme işinden, büyük bir servet kazandı.
Sayfa 27 - Pegasus yayınları Nisan 2007Kitabı okudu
Bu tıpkı dâhi sanatçıların eserlerinde bazen görülen bu çeşit manevi sahnelere benzer, insan bunları sonra bütün ömrünce içleri sızlayarak hatırlar. Mesela Shakespeare'in Othello'sunun son monoloğu, Yevgeniy'in Tatyana'nın ayaklarına kapandığı sahne yahut Victor Hugo'nun kaçak kürek mahkûmunun soğuk bir gecede kuyu başında bir çocukla, bir kız çocukla karşılaşması gibi; bunlar insanın kalbini bir defa deşti mi, artık yarası sonsuza dek kalır.
Sayfa 574 - Olympia YayınlarıKitabı okudu
Bummi bir iki kere kağıt mendille silmişti kızının gözlerini, yanaklarını, sormuştu açıkça, doğrudan, Carol ben bir savaşçı mı yetiştirdim yoksa bir kaçak mı?
Sayfa 167 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
Doğumdan düğüne, ölüm döşeğine kadar her duruma dair mutlaka bir dua var; kaçak bir kürtajcıya giden yirmi yaşında bir kız hakkında, dönüşte yolda yürürken, kendini yatağına atarken aklından geçenler hakkında da bir tane olmalıydı.
Biz gençlerimizden çok şey istiyoruz ama onlara hiç bir şey vermiyoruz... Onlardan saygı bekliyoruz ama biz onlara saygı göstermiyoruz...
Savunmasız Kuzuluk Köyü'ne yirmi kaçak geldi. Köylüler çeşme önünde toplanmış dertleşiyorlardı. Yunanlıların geldiklerini gören bir kız korku içinde evine kaçtı. İçeri girip kapıyı ve tek pencerenin kepengini kapadı. Yunan askerlerinden biri güzel kızı fark etmişti. Kapıyı, kepengi zorladı ama açmayı, kırmayı başaramadı. Bir arkadaşı yanaştı: "O güzel kızı istiyor musun?" "İstemez miyim? Taze incir gibi." "Öyleyse evi ateşe ver. Dışarı çıkar." "Akıllısın." Kapının önüne saman yığıp ateşledi. Alevler az sonra evi sardı. Annesi kıza dışarı çıkması için, Yunanlıya kıza dokunmaması için yalvarıyordu. Köylüler uzakta toplanmış ağlaşmaktaydılar. Durum kaçakları eğlendiriyordu. Kız az sonra, yanmamak için ya kapıdan, ya pencereden dışarı atacaktı kendini ve asıl eğlence o zaman başlayacaktı. Keyif içinde beklediler. Kız dışarı çıkmadı, evle birlikte yandı..
Sayfa 651 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Ne Güzel Ne Güzel
Uyandım birdenbire Motor mu kuş mu köpek mi silah mı ısık mı bilemiyorum Parasütüm bitkin ve soluksoluğa yıllarca sonra dönülmüş bir babaevi sabah yıllarca aranılmıs ve bulunmus bir yitik esya gibi hersey İste dikiş makinası
Reklam
NUH'UN FİLİKASI
Batırmayacağından emindi gemisini Tanrı'nın ama yine de zararı olmaz diye düşündü Nuh küçük bir filikanın Yükselince dalgalar
Sayfa 28 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / NUH'UN FİLİKASIKitabı okudu
Ya dertlisin, ya sevdalı… Eşsiz kalmış keklik misin? Uçamazsın, sekemezsin. Alan almış, satan satmış Beşik kertmesi başın bağlı Başını alıp gidemezsin! Yavru kuşum, bu sendeki güzellik
Sayfa 286 - Çınar Yayınları
Ben sanki her gece sabahlara kadar çalışıp, defalarca ve defalarca kızgın sınavlara gireceğim. Çünkü bir devrimcinin hayatını ve son elli yılı yazıyorum. Şimdi henüz öğrencilik yıllarındayım. Gençliğinde muhasebe bürosunda kaçak çalışmış. İyi Facit kullanıyormuş. Parkalı dolaşıyormuş ve kaç cinayet görmüş. Parası olmadığı ve o pahalı biletleri
Sayfa 10 - Sıradan Bir AkşamKitabı okudu
Pekala, Beethoven çalıyorlar yine; Teksas'ta bir park bankında uyuduğumda da Beethoven çalıyorları, geçen Pazar günü yağmur yağdığında ve iskele çöktüğünde de Beethoven çalıyorlardı; 55 yıl önce yürümüştüm o iskelenin üzerinde ve şimdi okyanusun dibini boylamıştı, Atlantis gibi, ama her şey kırılıp yok olur, yeni bir şey yok bunda, bugün Louise'den bir mektup aldım, Fransız Mahallesi'nden taşınacağını ve New Orleans'tan 45 dakika uzaklıktaki bir kasabaya, kız kardeşinin yanına yerleşeceğini yazıyor. insanlar yoruluyor, insanlar yıkılıp ayağa kalkıyorlar, ve berduşlar postanenin önünde yolumu kesip "günaydın, efendim, bir dolarınız var mı acaba?" diye sorarken Beethoven çalıyor. eski hava sirki gökyüzünden düşüyor, köpekler ve kediler tuhaf bakıyorlar bana, Klan görünüyor, kayboluyor, Hitler burnunu çekiyor Palmiye ağaçlarının köklerinin arasında, içtiğim bu ucuz puro, Küba yazıyor üstünde, Havana yazıyor, oralardan kaçak sokulmuş ülkeye beni kustursun diye Beethoven çalarken, William Saroyan öldü Beethoven çalarken, Celine öldü ama Fante direniyor ölüme bacakları kesilmiş ve kör daracık mezarında ama ölmüyor: 3 yıldır yatıyor hastanede, ne düşünür? Ben çabuk gitmek istiyorum bir budalanın kursağından geçen zeytin misali, Des Moines'lu kızlar çizgili elbiselerinin içinde sardalyeler gibi kıpırdanırken, ne anlama geliyor, şimdi Beethoven dinlemek?
Ignatius J Reilly - dayanamadım paylaşıyorum
Hiç düşünmeyen ve aldırmayan bir toplumda hayatımı kazanabilmek için dişimle tırnağımla savaşır, çöl botlarımın tabanını Fransız Mahallesi’nin eski, kaldırım taşı döşeli yollarında aşındırıp adi, tırtıklı lastiğe dönüştürürken, aziz (ama yoldan çıkmış), eski bir tanışıma rastladım. Bu yozlaşmış insana ahlaksal üstünlüğümü kolayca kabul ettirdiğim
187 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.