Moscarda adında 28 yaşında bir adamın, bir gün aynaya bakarken daha önce fark etmediği, burnunun yamuk olduğu gerçeği karısı tarafından yüzüne vurulur. Bu gerçekle yüzleşen Moscarda, kendine uzaktan bakmaya başlar ve büyük bir iç savaşın içine girer. Bu savaş var oluş sancısını tetikler ve sorgulama başlar. Bu varoluşsal sorgulama, nihilizmin kıyılarında gezinir.
Kahramanımız kendini sorgulamakla kalmaz; yakın çevresini, toplumu, ilişkileri, toplumsal değerleri de sorgulamaya başlar. İçimizdeki binlerce “ben”i görünür kılar veya yok eder. Okuru içinden çıkılamaz bir labirentin içine atar. Hatta kimi zaman bir uçurumun kenarına bırakır.
Felsefî bir deneme havasında, kurgusal bir metin olan eser; karamsar bir havada yazılmasına rağmen, aynı zaman da müthiş bir kara mizah örneği olarak görülebilir.
Aynada kendinize bakmaktan korkmuyorsanız okuyun, korkuyorsanız da okuyun. Kendinizden kaçamazsınız zira “kendiniz” elbet yansıtıcı bir yüzeye çarparak size dönecektir.