Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
ötüken yayınevi
_Devlet, milletin kendisidir. Milleti, idare edenler devlet değildir. Çünkü irade milletindir. Millet, asildir. Millet işlerini yönetenler, onun temsilcileri olabilir. Bu sistemin uygulanmasında göz onunde bulundurulacak en onemli nokta, milletin siyasi, sosyal, eğitim ve gelişme derecesidir.
_Devlet, her parcası diğerinin gorevini hazırlayan veya
Shakespeare, Moliere
_İnsan nasıl canını kurtarmak için kaçarsa bir ayıdan, ben de öyle kaçıyorum karım olduğunu iddia eden o karıdan. Ben artık kendimin değilim. Ben bir eşeğim. Bir kadının kocasıyım. Üstümde hak iddia eden kadına aitim. Siz nasıl atınız üstünde hak iddia ediyorsanız o da benim üstümde öyle. Bir hayvana sahip çıkar gibi istiyor beni. Hani beni bir
ENEAS DESTANI
Kitap I
Silahlarla bir insanı över bu destan.
İlkin o gelir İtalya'ya, Lavinyum'a,
Kaderin Troya'dan kovduğu bu kahraman.
Amansız Yuno'nun öfkesine uğrar da,
Bir oyuncak gibi tanrıların elinde,
Gezer karada ve denizde uzun zaman.
Neden sonra bir kent kurup tanrılarını
Taşır ama Latyum'a, o mutlu
Sayfa 271 - LATİN OZANLARINDAN ÇEVİRİLER, Vergilius - Birinci Basım: 1963, İstanbul, Çan YayınlarıKitabı okudu
"Ayrılıklar kolay değildir, bilirim," dedi Feride.
"Evet," dedim. "Bazen umulmadık bir şekilde yıllardır kaderimizi ve ekmeğimizi paylaştığımız bir topluluktan ayrılmak zorunda kalırız. Kader bize yeni bir yön çizer. Ve biz o yolda yürürüz.
Ayrılıklarda helallik bahsinin dikkate alınması gerektiğini düşünüyorum. Kalp kırıklıklarımız geride bıraktıklarımızla helalleşmenin önüne geçmemelidir.
Hani deriz ya ayrılırken, 'Kimseye hakkımı helal etmiyorum.'
Sen bir kişisin; geride bıraktıklarının senin üzerindeki haklarını düşünmeden, 'Hesabı ahirete bırakıyorum,' demek ne kadar da kolaycılık!"
"Bir sözü çok severim," dedi Feride.
"Cehennem için, 'Günahımız kadar yanar çıkarız!' diyenlere cevaben, 'Kardeşim sen cehennemi Hıdırellez ateşi mi sandın?'
Ahirette hesaplaşmak o kadar da kolay değil. Sen bu dünyada affedici olacaksın ki öte tarafta affa layık olasın.
Sen bu dünyada helallik bahsine önem vereceksin ki başkalarının senin hatırına gelmeyen üzerindeki haklarını da Rabbim ilhamla bir şekilde ona helal ettirsin.
En önemlisi de bu aflarına bedel Rabbimizin Afüvv ismiyle günahlarını affetmesi, Settar ismiyle günahlarını örtmesidir."
Sayfa 21 - Portakal KitapKitabı okudu
FARKINDA MISIN?
Beşerin temeli, bir küçük cenin,
Can vermeye gücü yetmez kimsenin,
Kâinat denilen, dev değirmenin,
Suyu nerden gelir, farkında mısın?
Yıldızlar bir adım yolundan şaşmaz.
Farkında mısın?
Beşerin temeli, bir küçük cenin,
Can vermeye, gücü yetmez kimsenin,
Kâinat denilen, dev değirmenin.
Suyu nerden gelir, farkında mısın?
Yıldızlar, bir adım yolundan şaşmaz.
Dağlar haddin bilir, denizler taşmaz.
Karıncanın yükü, boyunu aşmaz.
Bunca dengelerin, farkında mısın?
Bu dünya; uzunca bir yolun başı.
O mezar dediğin, bir
Buddha birisi öldüğünde, onun bütün yaşamının birikmis arzularının, onu bütün yaşamının birikmiş anılarının, onun bütün yaşamının kalıplarının, karmalarının enerji dalgaları gibi yeni bir rahme atladığını söyler.
Bu bir sıçramadır. Tam kelime fizikte vardır: Buna kuantum sıçraması diyorlar - için- de hiçbir madde olmadan saf enerji
Sayfa 100 - Butik YayıneviKitabı okudu
#omerhayyam
bir sır daha var, çözdüklerimizden başka!
bir ışık daha var, bu ışıklardan başka.
hiçbir yaptığınla yetinme, geç öteye:
bir şey daha var bütün yaptıklarından başka
niceleri geldi , neler istediler,
sonunda dunyayi bırakip gittiler.
sen hic gitmeyecek gibisin, degil mi?
o gidenler de hep senin gibiydiler..
geçmis günü beyhude yere yâd etme,
bir
İnkâr, Adem'le Havva'dan başlar. Anlayacağın insanla başladı, insanla bitecek. Birbirini de kendini de yanıltan insanın ta kendisidir ilk günden beri. Kendisinin ateşi olmuştur. Hem yanar hem de yakar. Yak tığını ve yandığını anlamadan da yaşar, ölür. Sanır ki yanmak ateşe düşmektir. Cehennemdir. Ateş içtedir oysa. En büyük yangın içinden dışarı yol alandır. Odun atıp ateşi harlattıkça yanarız. Yandıkça da inkâra kapılırız. Hayatımızda bir suçlunun olması bize her zaman iyi gelir. Bu sayede haklıyızdır her daim, suçu Allah'a atar kolaylaştırırız yaşamayı. Her ruh kendi seçtiği kaderiyle bedenlenip dünyaya gelir. Yani senin düşündüğün gibi Tanrı insanları iyi ya da kötü diye ayırıp, kaderlerini yazıp yazıp göndermez. İnsanlar tekâmül yolundadır. Bu ilerlemenin sonu ise aydınlanmadır. Aydınlanma, dünyanın barış içinde yaşanacak bir yer olmasıdır. Seçtiğin kader ise 'İnsan Olma' yolundur." (Yossi)
Sayfa 77 - Librum KitapKitabı okudu
Farkında mısın?
Beşerin temeli, bir küçük cenin,
Can vermeye, gücü yetmez kimsenin,
Kâinat denilen, dev değirmenin,
Suyu nerden gelir, farkında mısın?
Yıldızlar, bir adım yolundan şaşmaz.
Dağlar haddin bilir, denizler taşmaz.
Sayfa 5 - Sahhaflar Kitap Sarayı, 10. BaskıKitabı okudu
Onun öğrenim hayatı, Fatih'in sınırları içinde başlar ve neticelenir. Klasik bir gelenek olarak henüz dört yaşındayken ilköğrenimine Fatih'teki Emir Buharî Mahalle Mektebinde başlar. Üç sene burada okur. Buradan sonra Fatih Merkez Rüşdiyesi'ni bitirir ve mülkiyeye kaydolur. Âkif, iki bölüm olan Mülkiye'nin önce üç senelik idadi bölümünü, daha sonra da iki senelik âlî bölümünde tahsiline devam eder. Fakat kader ağlarını örmeye başlar. Babası Tahir Efendi vefat eder, bu da yetmezmiş gibi evleri de yanar. Babasının vefatıyla devlet onlara 36 kuruş aylık bağlar.
