Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir akşam. Bir şişe şarap. Bir adam. Bir masa. İki kadeh. Biri boş. Yalnızlık... (...) Bir hayat. Bir kader. Bir adam. Hayalleri hepsi boş. Geriye kalan kayıp zaman Ve yalnızlık...
Bir şey gibiyim, bir böcek, bir değersiz şey işte Evet evet bir böcek her şeye geç kalmış Ayındayız tam da bir Ağustos böceği Mesaisine geç kalmış bir Ağustos Böceği’ne Bir şey demez diğerleri sadece görmezden gelir Durdukları yere bile geç kalmayı becerenler Yok kere yok olmanın ağrısını iyi bilir. Tam ortasında durduğum bir yolun İki yanından geçiyor sağlı sollu hayaletler Geçmiş ne tuhaf spor, geçti deyince geçmeyen Gelecek, bir okyanus ve ben yüzme bilmeyen Gazoz kapakları gibi şişe üstündeyken mağrur Açıldıktan sonraysa çöp, sanırım türkçesi kader..
Reklam
"Sen hikâyene devam et Sancho," dedi Don Quijote, "hangi yolu izleyeceğimizle ben ilgilenirim." "Pekâlâ anlatayım," dedi Sancho. "Extremadura'nın bir köyünde, keçilere çobanlık eden bir delikanlı, yani bir keçi çobanı varmış. Hikâyemdeki bu keçi çobanının adı Lope Ruiz'miş. Bu Lope Ruiz, Torralba adında bir çoban
Sayfa 163 - Yirminci Bölüm, Dünyanın ünlü şövalyelerinin, La Mancha'lı yiğit Don Quijote'den daha az tehlikeyle atlatabileceği, görülmemiş, duyulmamış serüvene dairKitabı okudu
“Ama insan doğduğu yeri seçemiyordu. Aslında yaşamına ilişkin birçok şeyi seçemiyordu. Kader ve koşulların insafında, Engin ve güçlü denizdeki, küçük, çaresiz, yönü yolu belirsiz bir şişe gibi akıntı nereye sürüklerse bata çıka sürükleniyordu...”
Ama insan doğduğu yeri seçemiyordu. Aslında yaşamına ilişkin birçok şeyi seçemiyordu. Kader ve koşulların insafında, engin ve güçlü denizdeki, küçük, çaresiz, yönü yolu belirsiz bir şişe gibi akıntı nereye sürüklerse bata çıka sürükleniyordu. Ve belki içinde bir mektup vardı, belki de yoktu. Eğer biri seni bulsa ne anlatırdın? Dünyaya neler söyler, nelerden dert yanardın? Sırlarının her birini okuyabilseler insanlar senin hakkında ne düşünürdü?
Sayfa 121 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
''Hangi ihtiyaç, hangi zaruret , hangi zapt edilmez arzu, hangi his ve kader birliği seni bu son basamağa itti? Daha aşağı bir kademe yoktur. Türk ve insan cemiyeti karşına alıp konuştuğun bu mahluku bir fahişe olduğu için reddetmiyor. Fuhşun iktisadi mazeretleri var. Bu mahluk onlardan mahrum. Karnını doyuran evini bırakıp kaçmıştır. Aşk gibi ulvi bir mazeretten de mahrum.Altmış yaşında kartaloz bir zamparanın kolları arasında, tiri olmuş bir ihtirasa yılışacak ve yaltaklanacak kadar, en hissiz ve haysiyetsiz bir kadının bile sahip olduğu insanlık duygularını bütün ailesinin doatlarının ve memleketinin gözü önünde çiğnemekten utanmamıştır. Bu şışlıktan daha mahzur bir genelev karısı ile otursaydın daha az iğrenç olurdun. Çünkü bulaşık suyunu kristal bir şişe içinde saklayan bu sahtekarın insanlık şerefinden zırnık nasibi olmadığı halde burada oturması , kendisine layık sefil bir dekor içinde bulunmasından daha çirkindir. ''
Sayfa 230Kitabı okudu
Reklam
Sistemin kanunu olan orman kanunu kutsallaştırılıyor; yenilen halklar talihlerini kader olarak kabul etsin diye, geçmiş tahrif edilerek yoksulluğu her zaman uzak zenginlikleri besleyen Latin Amerika'nın tarihsel başarısızlıklarının gerçek nedenleri hokus pokusla yok ediliyor; küçük ekranda ve büyük ekranda hep en iyiler kazanıyor, en iyiler ise hep en güçlüler. İsraf, teşhircilik ve vicdansızlık iç bulantısına yol açmıyor, hayranlık uyandırıyor: Ruh da dahil her şey alınabilir, satılabilir, kiralanabilir, tüketilebilir. Bir sigaraya, bir otomobile, bir şişe viskiye, bir saate büyülü özellikler atfediliyor: Kişilik kazandırıyorlar, hayatta zafere ulaştırıyorlar, mutluluk ya da başarı getiriyorlar.
Sayfa 25
Geçmiş ne tuhaf spor, geçti deyince geçmeyen Gelecek, bir okyanus ve ben yüzme bilmeyen Gazoz kapakları gibi şişe üstündeyken mağrur Açıldıktan sonraysa çöp, sanırım türkçesi kader.
“Ama insan doğduğu yeri seçemiyordu.Aslında yaşamına ilişkin bir çok şeyi seçemiyordu.Kader ve koşulların insafında,engin ve güçlü denizdeki,küçük,çaresiz,yönü belirsiz bir şişe gibi akıntı nereye götürürse bata çıka sürükleniyordu...”
Sayfa 121Kitabı okudu
Gelecek, bir okyanus ve ben yüzme bilmeyen Gazoz kapakları gibi şişe üstündeyken mağrur Açıldıkyan sonraysa çöp, sanırım türkçesi kader
Reklam
Geçmiş ne tuhaf spor, geçti deyince geçmeyen Gelecek, bir okyanus ve ben yüzme bilmeyen Gazoz kapakları gibi şişe üstündeyken mağrur Açıldıktan sonraysa çöp,sanırım türkçesi kader..
Mesaisine Geç Kalmış Ağustos Böceği
Geçmiş ne tuhaf spor, geçti deyince geçmeyen Gelecek, bir okyanus ve ben yüzme bilmeyen Gazoz kapakları gibi şişe üstündeyken mağrur Açıldıktan sonraysa çöp, sanırım türkçesi kader.
44 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.