Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kadın dedi ki: Meğer ne kadar vefasızmışsın! Bunca yıl geçti aradan ne bir mektup ne bir haber? Adam dedi ki: Ey sevgisi kalbimde yer edinen selvi boylu, senin yüzünü görme bahtiyarlığından ben mahrum iken, o şerefi postacıya mı bağışlasaydım
93 harbinde Aziziye tabyasında bir destan yazan kahraman kadın şimdi de bu davranışı ile küçük bir destan yazmıyor muydu? Erzurum valisi gözleri dolu dolu bunları düşünüyor, cefakar, vefakar Erzurum kadınına ne söyleyeceğini, nasıl hareket edeceğini bilmiyordu. Hemen Nene Hatunun o nasırlaşmış, derisi çatlamış, ana kokan, un kokan mübarek ellerini öptü. Nene Hatun giderken geri döndü, belli ki, Erzurum valisine bir şey soracaktı. - Ruslar gelemez değil mi oğul? - Gelemez Nene ana, dedi. Sen burada iken Ruslar Erzurum'a gelmeye cesaret edemezler.
Reklam
Atatürk'ün Adalet'i... Yaşlı kadın yatağından kalktı. Sabah ezanının insan ruhuna huzur veren sesi oda içinde yankılanıyordu. 88 yaşından beklenmeyecek bir çeviklikle pencereye doğru yöneldi. Pencereyi açması ile birlikte odaya ezan sesi ile birlikte baharın güzel kokusu ve kuş cıvıltıları doluştu. Penceresinden gözüken Kurtuluş Parkına bakarak
Kadın hamile. Bebek erkekmiş. Aile mutlu çok mutlu. Bebek doğdu, pipisini gösterdi amcalara. Amcalarda bayram sevinci. Dünyanın en gerekli organını gördüler çünkü. Bebek terledi, çırılçıplak soydular, evde misafirlikte, mahallede böyle gezdi. Bu hakka sahipti çünkü pipisi vardı. Bebek biraz büyüdü. Sünnet olacak. Davullar, zurnalar,
Başını kaldırıp yukarı baktı ve yıldızlı gökte ufuktaki tek kızıl yıldızı seçti; Tanrıça Lostris'in yıldızıydı bu. Onun tılsımını yükseğe kaldırdı ve Tanrıça'ya Övgü'yü musiki makamında okumaya koyuldu. Daha ilk kıtayı tamamlamıştı ki öfkeli ve yabana bir gücün varlığını hissetti. Başka bir tanrı çağrıya yanıt vermişti, Taita da iştar"! tanıdığına göre, bunun hangisi olduğunu tahmin edebiliyordu. Övgünün ikinci kıtasına başlaması üzerine ilersindeki kayanın üstünde bir parıltı belirdi. Marduk'un tapınağındaki kurban ateşinin yandığı zamanlar ocağın bakır duvarlarında beliren kızartı gibi bir şeydi bu. Taita, "Marduk gücendi ve öfkesini gösteriyor," diye hoşnutluk duydu. İhtiyar adam hafif hafif ışıldayan noktaya gidip durdu ve monoton bir tonla konuşmaya başladı: "Ülkenden ve tapınağından çok uzaklardasın, ocakların Marduk'u. Bu Mısır ülkesinde sana tapınanlar çok az. Güçlerin burada dağılmış durumda Tanrıça Lostris'e sesleniyorum, sen ise buna karşı koyamazsın." Taita böyle diyerek eteğini kaldırdı. "Ateşini söndürüyorum, Marduk," dedi ve bir kadın gibi yere çömelerek kayanın üstüne işedi. Kaya, demircinin fırınındaki bir metal külçesi gibi cızırdadı ve buhar salıverdi. "Yok Edici Marduk, Tanrıça Lostris adına senden kenara çekilip geçmeme izin vermeni istiyorum."
Kadın erkeğe dedi ki: - Baktım dudağımla, yüreğimle, kafamla; severek, korkarak, eğilerek, dudağına, yüreğine, kafana. Şimdi ne söylüyorsam karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana.. Ve ben artık biliyorum: Toprağın yüzü güneşli bir ana gibi en son en güzel çocuğunu emzirdiğini.. Fakat neyleyim saçlarım dolanmış ölmekte olan parmaklarına başımı kurtarmam kabil değil! Sen yürümelisin, yeni doğan çocuğun gözlerine bakarak.. Sen yürümelisin, beni bırakarak.. Kadın sustu. Sarıldılar. Bir kitap düştü yere.. Kapandı bir pencere.. Ayrıldılar.. Bir ayrılış hikayesi - Nazım Hikmet
Reklam
''Her yıl,bahar Ağrıdağının üstüne yürürken,dağın yamacındaki Küp gölünün kıyısına o yörenin tekmil çobanları gelirler,kepeneklerini gölün bakır rengi toprağının,kırmızı çakmak taşı kayalıklarının üstüne serip halka olup otururlar. Çobanların her yıl sayısı değişir. Tanyeri ışırken bellerindeki kavallarını çıkarıp Ağrıdağının öfkesini hep birden
"Gidelim hadi" dedi, adam.. "Çok uzağa değil" dedi, kadın.. "Çok uzak da ne ki?" dedi, adam.. "Olduğun yer" dedi, kadın..
"Sanma ki kadın sadece doğuda ezildi" dedi. "Batıda da kadın bugünkü hür iradesine kavuşana kadar az aşağılanmadı, az yakılmadı, az ölmedi..."
Sayfa 206Kitabı okudu
ne eski bir tango melodisi, ne de siyah önlüklü bir mektepli kız resmi, hayır beni on sekiz yıl evvelki o tatlı hatıraları alemine atan, gazetede götürdüğüm iki satırlık, kupkuru, alalade bir kiralık ilanı oldu. o anda pendik sahilleri birden gözümde canlanıverdi. o köşk...o köşkün bizim bahçeye bakan penceresi...ve o pencereden mahinur...sarı
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.