Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hayatın akış yönü değişmişti.Bizler ileri giderken o geriye gidiyordu.1969 'da onun 1968'i yaşadığını anladık.Kafasinda sürekli olarak Martin Luther King ve Robert Kennedy suikastlari vardı. Biz yetmişlere geçerken o ellilere döndü.St. Lawrence kanallarının açılmasının coşkusu içindeydi ve ben artık yoktum,çünkü ben o tarihte henüz dogmamistim.Kumar tutkusu yine alevlendi ve sonra emeklilik ertesi ise yaramazligini görüp kedere büründü,ama bunlar kısa sürdü çünkü yıl artık 1940'tı ona göre.Bir barı vardı,içki satiyordu.Her sabah kalkıp işe gidecekmis gibi hazirlaniyordu.Desdemona onu sakinleştirmekte zorlaniyordu,sonunda onu Zebra Salonu'nda bizim şimdiki mutfak olduğuna inandırdı.Biraz dekorasyon değişikliğine gidilmişti,işler de iyi değildi.Lefty de buna inandı.Buyukannem arada bir kiliseden arkadaşlarını eve davet etti;kadınlar,müşteri gibi kahve sipariş edip bizim mutfaklar tezgahına para bıraktılar.
Sayfa 309Kitabı okudu
LOJMAN Lojmanda oturmak ayrı bir yaşam tarzı. Herkesin kocasının aynı işi yaptığı bir aileler topluluğu bu. Çalışmayan kadınlar için standart bir hayat: Sabah aynı saatte, hatta aynı dakikada evinden çıkan üniformalı kocalar, pencereden kocalarının servis araçlarına binişini seyreden kadınlar, öğleye kadar ev işleri, öğleden sonra kadın
http://www.hakanevrensel.com/guneydogudan-oykuler-2/Kitabı okudu
Reklam
Erkekler,sevgililer,aldatan kocalar,güzellik,genç ve formda kalmak,yemekler,mutfak,çocuklar,alışveriş ile ilgili konularda şikayet edebilmeyi özgürleşmek sanan,gündelik rutini,bütünsel gerçekliğin ta kendisiymiş gibi gören,sadece kendileri yararına meşgul ve aktif kadınlar!
Sayfa 92 - Psikeart Sayı 41
Kadınlar birer mutfak faresiydi. Erkeklerinin geçmişlerine, geleceklerine sıkıca tutunmuşlardı ve çoğunlukla bu yazgının dışında bir yaşamı hayal etmeyi başaramıyorlardı.
Sayfa 104 - Kırmızı Kedi Yayınları
Yaklaşık yirmi yıl önce çıkarılan bir yasa gereği, evlerimizde gereksiz boşluklara yer yoktu çünkü. Benim evim, Merkez'de yaşadığım ve yüksek statüde olduğum için biraz daha büyüktü, fakat artık yasalar gereği konutlar, Uluhan'ın yakın çevresi dışında, en kalabalık aileler için dahi yüz iki metrekareyi geçemiyordu. Yataklar uyku zamanı açılı­ yor, yemek masası, sandalye veya koltuk gibi diğer mobilyalar, açılan yataklara yer açmak üzere otomatikman katlanıp ortadan kalkıyordu. Mutfak küçük bir tezgahtan ibaretti. Zaten yemekleri marketlerden yarı pişirilmiş ya da toz halinde alıyorduk. Doğal ortamlarda, hormonsuz tarlalarda yetişen ürünler devlet denetimindeki her türlü mikrop ve bakteriden arınmış dev mutfaklarda toz haline getiriliyor ve paketlenip marketlere dağıtılıyordu. Evlerde toz gıdaları suyla karıştırmak yetiyordu, böylece kadınlar ve bekar erkekler yemek yapmak zahmetinden kurtuluyorlardı. Dünyada, vatandaşlarını lıilylesine gözeten ender ülkelerden birinde yaşıyor olmaktan da hep gurur duymuştum. Ama onca dikkat ve özene rağmen insanların hala ishal, dizanteri gibi türlü mide rahatsızlıklarına yakalandıkları da bir gerçekti.
Bir kadın sabah erkeğe dönüşmüş olarak uyandığında ne olacaktı? Şayet aile ortamı antrenman sahası olmasa erkek çocuk hükmetmeyi, kız çocuksa boyun eğmeyi nereden öğrenecekti? Ya çocuk yurtları olsaydı? Ya evin erkeği temizlik ve mutfak iş­lerini paylaşsaydı? Ya masumiyet saygıdeğer olsaydı? Ya akıl ve duygu kol kola gitseydi? Ya vaizler ve gazeteler doğruyu söyleselerdi? Ya kimse kimsenin sahibi olmasaydı?
Reklam
Bir kadın sabah erkeğe dönüşmüş olarak uyandığında ne olacaktı? Şayet aile ortamı antreman sahası olmasa erkek çocuk hükmetmeyi, kız çocuksa boyun eğmeyi nereden öğrenecekti? Ya evin erkeği temizlik ve mutfak işlerini paylaşsaydı? Ya masumiyet saygıdeğer olsaydı? Ya akıl ve duygu kol kola gitseydi? Ya vaizler ve gazeteler doğruyu söyleselerdi? Ya kimse kimsenin sahibi olmasaydı?
Bunu yaşayan kadınlar maalesef varlar =(
Daha fazla mutfak eşyasının kırılması, ayak kayması, boğuşma; annesinin nefessiz kalmış ancak çaresiz ve ısrarlı sesi: "Yapma... Hayır, oraya vurma... İçimde bir bebek var..."
Sayfa 28
http://www.anitsayac.com
Ölülerimizi “sık kullanılanlara” ekliyoruz. Ölülerimize ölülerimiz ekliyoruz. Şans eseri yazmıyorsa adımız bir sayaçta Birhan, ben bunu hep “antisayaç” olarak okudum Yani sayılamayan, sayılmasın hiç aman Sahi biz kaç darbeden sonra ölülerimiz oluyoruz. Erkek ve kadın, iki farklı hayvan. Ve kuraldır öldürür hayvanlar âleminde güçlü
Sayfa 36 - Metis Yayınları
364 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.