Bırakalım bir Müslümanla diğer dinden insanlar arasındaki hukuki ayrımı, Müslümanlar arasında bile özgür erkekler, kadınlar ve köleler diye üçlü bir ayrım yapar ve hukukunu bu üçlü ayrım çerçevesinde belirler. Yani aynı mahkemede ama ayrı ayrı standartlarla yargılama hukukudur şeriat. Nitekim Tevrat'ın bir yinelenişi olarak "Kısasın farz olduğu" belirtilirken, uygulamanın, "Hüre hür, köleye köle, dişiye dişi (Bakara 178)" şeklinde yapılacağı belirtilir. Keza tanıklık ve mirasta kölenin eşitsizliği bir yana özgür kadının bile erkekle eşitliği kabul edilemez ve kadın erkek karşısında tanıklık (Bakara 282) ve mirasta (Nisa 11) yarım erkek değerinde ele alınırken, özellikle ceza uygulamasında daha ağır yaptırımlara uğrar. Daha ötesi erkekler önsel olarak kadın üstünde egemen farzedilir ve bununla da yetinilemez, erkek kadına dayak atma yetkisiyle donatılır (Nisa 34); boşanma (ve geri alma) hakkı her halükarda erkeğe (Bakara 229) verilirken bu da yetmez, çocuk her halükarda erkeğin farzedilir (Bakara 233) ve kadın boşanmış da olsa erkek adına onu emzirmekle yükümlü kılınır vs.