Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
464 syf.
6/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Arkadaş arasında yapılan kitap sohbetlerinde övgüyle bahsedilen bir kitap olması bende yüksek bir beklenti oluşturdu. Daha önce yazarın kitaplarından (Kafası Kıyak) birini okumuştum ve beğenmemiştim. Kitap beklentimi karşılamadı.
Zar Adam
Zar AdamLuke Rhinehart · Pegasus · 20086,7bin okunma
352 syf.
·
Puan vermedi
60'lı yıllar ve hippi yaşamı cezbettiği için kitabı okumaya başladım. Ve o yaşamı da fazlasıyla görüyorsunuz inanın :) Ama kitapdan umduğumu bulamadım. Sırf o dönemden bir kesit sunmak için yazılmış gibi. Elle tutulur bir hikâye olmadığı için dil biraz daha espiritüel olabilirdi. En azından bu kitabı daha çok sevdirirdi.
Kafası Kıyak
Kafası KıyakLuke Rhinehart · Pegasus Yayıncılık · 2013132 okunma
Reklam
Kafası kıyak
Ve erkeklerin güvenilmezliğini düşünürken anladım ki bekaret ve evliliğin bütün amacı, sevişme ve ihanetin insanlar yasal olarak birbirlerine bağlandıktan sonra gelmesi ve böylece erkeğin kaçıp gitmek istediğinde çok fazla şey kaybetmesinden emin olmaktır. Ne parlak bir fikir! Ne kadar iç karartıcı.
Sayfa 240 - pegasusKitabı okudu
Aslan Asker Şvayk
Kupa Meyhanesi’nde tek bir müşteri vardı: Devlet güvenlik örgütünde görevli sivil polis Bretschneider. Meyhaneci Palivets bardakları yıkıyor, Bretschneider de onu kapana kıstırmaya çalışıyordu, ama boşuna. Palivets, ağzı bozuğun tekiydi. “Göt”ten, “bok”tan, “sıçmak”tan başka laf bilmezdi. Ama aslında mürekkep yalamış adamdı; önüne
Sayfa 19 - 1.Aslan Asker Şvayk Dünya Savaşı’na burnunu sokuyor - Birinci Bölüm CEPHE GERİSİNDEKitabı okudu
200 syf.
·
Puan vermedi
Bukowski'nin Hemingway'le ne alıp veremediği var acaba, merak ediyorum? Okuduğum ya da incelediğim kitaplarında hep Hemingway'e bi gönderme var. Kafası çok kıyak ama Bukowski'nin... ;)
Sıradan Delilik Öyküleri
Sıradan Delilik ÖyküleriCharles Bukowski · Parantez Yayınları · 20181,331 okunma
" Bir yazarın hayatı, iyi bir hayattır. Biraz yanlızdır belki, rüyalarla yıkanmış bir iç dünyası vardır, sen yazarken arkadaşların hayatlarını yaşarlar. Evde, kafede, taraçalarda, yürürken, sahilde, yazmak yazmak hep yazmak. Sessizlik para etmez. Düşünceler para etmez. Sözcükler. Her şey sözcüklerdedir. Kağıtta. Mürekkeple, kurşun kalemle ya da daktiloyla onları kâğıda dökmek zorundasın. Bir öykü ya da romanın espirisi birçok sözcükten oluşmasıdır - birbiri ardına fikirler belki, hareketler, karakterler, konu, ama illa ki sözcükler. Onlardan bir kaçını kâğıda dökene kadar hiç yol katetmemişsindir. Bazen tıkanırsın. Yazarlar tıkanır. Hiç sözcük gelmez. Kabızlık. Gitmek istersin ama gidemezsin. Oturur ve homurdanırsın. Homurdanır ve oturursun. Çıkmazlar. Yaratıcı bir müshil bulman gerekir. Hemingway de tıkanırdı. Bundan kurtulmak için köpekbalıklarıyla güreşirdi. Faulkner tıkanırdı. Kendini içinde içki olmayan bir odaya kilitler, anahtarı arkadaşına verirdi. Kapının altından beş sayfa atana kadar içki yok. Bu iyi bir müshil. Bazı en iyi beş sayfalarını bu şekilde yazdı. Coleridge tıkanırdı. Uykuya dalıp rüya görmeyi beklerdi. Platon tıkanırdı. Eski pazar yerine gider, oraya giden Sokrates'i bulur, sonra fırlayıp evine dönerdi. Melville tıkanırdı. Bundan kurtulmak için üç yıl boyunca teknelere otostopla dünyayı gezerdi. Yaşlı Phil Roth tıkanırdı. Annesine mastürbasyon yaptırırdı. Tanrı bile tıkandı. Neredeyse iki bin yıldır ne birşey yazdı ne de yayınladı.
Reklam
Gölgelerde
kabul etmek lazım ise; bu gece de yalnızların içinde gölge tiyatrosu oynayacağım. gölgelerin içinde bir ben. gölgelerde sinmiş. gölgelerde kalmış. gölgelerde. ışık yanarsa silüetim görünecek. ışık yanarsa oynayacağım. kabul etmek lazım ise; biraz sarhoşum bu gece. biraz kafam kıyak. biraz bulanık dünya. gölgelerin içinde. sözüm ışığa. sözüm sana. ışığımı alan sokak lambalarına. gidin gelmeyin geriye. gölgelerde bir ben. biraz sarhoş bira kafası kıyak. kelimelerin içinde gömülü bir ben. yusuf sezgin aybey
"Hoop! Noluyo!" diye sıçradı Nicholas, kilisenin içi kapkaranlık kafası da kıyak olduğundan kendini bir gece önce çaldıkları eğlentide sandı ve kemanını kaptığı gibi o sıralar mahallenin çok sevdiği bir meyhane havasını çalmaya başladı. Öbürlerinin de kafası en az Nicholas kadar dumanlı olduğu için en ufak bir kuşkuya kapılmadan her zamanki alışkanlıklarıyla şeflerinin açtığı yoldan yürümekte bir sakınca görmediler. Kilisenin içini curcunaya çevirdiler; ama Nicholas kimsenin yerinden kımıldamadığını görünce (danslarda çiftlerin figürleri bilmediğini anlayınca hep yaptığı gibi) ter ter tepinerek avazı çıktığı kadar bağırdı: " Bütün çiftler el ele tutuşsun! Ben sonunda kemanımı ciyaklattım mı, erkekler partnerlerini ökseotunun altında öpsün! " Kilise Çalgıcılarının Aymazlığı, Thomas Hardy
344 syf.
4/10 puan verdi
Puanımdan da belli olacağı üzere, kitabı beğenmedim. Biraz farklı, belki biraz da ciddiyetsiz olarak algılanabilecek bir inceleme yapacağım, bu hakkı kendimde buluyorum, şimdiden teşekkürler. Adım adım gidelim. Bir kere yazarın kafası karışmış ya da baskıda bir hata olmuş. Adam kaynanasının evine gidiyor, geri kendi mahallesine dönüyor falan.
3:01
3:01Simon Kernick · Olimpos Yayınları · 20161,697 okunma
Abuk sabuk "kasaba politikacısı" konuşmalarını sağda solda sürdüren Muharrem İnce, şimdi de "vekil sayısını düşüreceğiz" demiş. Yatırımları durduracaklar ya, bunu da tırpanlıyorlar. Yani bunlar mecliste 360 koltuğa sahip olacaklar, yeni bir anayasa değişikliğini genel kuruldan geçirecekler, bunun ardından yeni bir
57 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.