Kafkaesk” düşünme tarzı gücünü kısmen bundan, çocukluğun mecaz öncesi düşüncesinde ısrarı bilinçli bir yazar tavrına dönüştürmüş olmasından alır. Bu mecazsızlıkta yalnızca psikanalizin sonuçlarının değil, mecazi olan her şeyin sahiden geçerli olduğunda ne olacağını araştırma isteği sezilir. Mecazi dilin bize bir yandan anlatıp bir yandan örttüğü şiddeti apaçık gösterme isteği.
Alkol ve uyuşturucu kullanımı, çocuk istismarı, şiddet suçlarının çocuklar ve ergenler arasında artış göstermesi modern dünyanın çarpıcı sorunlarından birkaçı olarak karşımızdadır. Kapitalizmin rekabetçi dünyası; çocukların çocuk olmaktan alıkoymaya, onları erken yaşlarda yetişkin olmaya ve başarıya, kariyere yönelmeye zorlaması bu sorunların başlıca nedenidir. Oyunlar ve oyun kültürünün tarihsel niteliğinde de görüldüğü üzere; çocukların sadece çocuk olmaya ve yetişkinlerin dünyasında baskı ve şiddetten uzak oyunlarını oynamaya ihtiyaç duydukları gerçeği akıllarda kalmalıdır.
Kafka'nın gözünde yaşam gri duvarlarla kaplı, hiçbir yere açılmayan, ama sürekli çıkış yolunu arayacağımız bir labirenttir. Yaşadığımız dünyanın Kafkaesk bir görüntüsüdür bu.
Tarihi,birçok geçici hevesin ve "devletin yararı gereği" yapılan anlaşılmaz düzenlerin alanları olarak gördükten sonra,Saint-Savin kendisine büyük "dünya makinesi"nin nasıl hileci olduğunu,nasıl "rastlantının kötülükleri" altında ezildiğini anlattığı sırada henüz oradaydı.
Devlet bürokrasisinin temel (ve sık sık tanımlanan) fonksiyonu, toplumun sorunlarını çözmek değil, kendini yeniden üretmektir – hatta kendi varoluşunu haklı çıkarmak için sorunlar yaratmaktır.
Bir seçime dayanan, amaçlı ve anlamlı acılar insanı onurlandırır. İnsana dayanma gücü verir. Kendi seçimi olmayan anlamsız ve amaçsız bir acıya katlanmak, insan ruhunda Kafkaesk bir kasvet yaratacaktır. Bu da hayatta bir amaç sahibi olmanın önemini gösterir. Amaçsızlık acının
şiddetini artırır, amaç acıyı anlamlı ve katlanılabilir kılar.
“Kuşku altında olan için hareket, hareketsizlikten iyidir, çünkü hareketsiz duran, kendisi de bilmeksizin hep bir terazinin kefesinde olabilir ve günahlarıyla tartılabilir.”
“Bir seçime dayanan, amaçlı ve anlamlı acılar insanı onurlandırır. İnsana dayanma gücü verir. Kendi seçimi olmayan anlamsız ve amaçsız bir acıya katlanmak, insan ruhunda kafkaesk bir kasvet yaratacaktır. Bu da hayatta bir amaç sahibi olmanın önemini gösterir. Amaçsızlık acının şiddetini arttırır, amaç acıyı anlamlı ve katlanılabilir kılar.”