Yazardan okuduğum ilk kitaptı Kahire Modern ve beklentimin üstünde,güzel karşıladı beni.Fazlasıyla beğendim.Okurken biraz Orhan Kemal okuyormuş gibi hissettiğimde oldu dogrusu.
Kahire'de 4 üniversite ögrencisi.Birlikte geçirdikleri zamanlarda toplum,siyaset,aşk,gelecek üzerine sohbetlerde bulunurlar.Biri dine bağlı olmanın toplumu düzene sokacagını söyler,digeri hükümet ve sistemin değişmesiyle sorunların çözülecegini ele alır,kimi sadece gazeteci kimliğiyle sorular yöneltir derken kitabımızda asıl kahramanımız Mahcub'un yoksullukla başlayan ve gittikçe bataklığa süruklenmesinin anlatıldıgı o dönemde Mısır'ın politik_siyasi durumunun topluma yansımasını görürüz.Aslında okurken siyasetle baglantılı olarak yozlaşmaya başlayan toplumun sırf o dönemin Mısır'inda degil gecmişte,gelecekte ve günümüzde de yaşandığını düşünüyorum.
Mahcub tam da yoksulluğun pençesinde kavrulurken, bu bozuk düzenin çıkarcılıgın içinde bulur kendisini.Bedeli ağır olmakla birlikte yaptıklarını kendi düşunce yapısına uydurmaya çalışır.Duyarsızlıgının ve o "peh"sözcügünün arkasına sıgınıp gecmişine bir çizgi çeker.Başkalarının emeline kurban gittigini düşünsemde Mahcub'a fena kızdım.Ozellikle açlık yaşamış bir insan olarak karnı doyunca aynı durumdaki ailesini unutmuş olması onlari sefalet icinde birakması üzdü beni.
Kitabın bende uyandıgı duygular hakkında daha pek çok şey yazmak paylasmak isterdim sizinle ama hemen okumak isteyenlere tavsiye edip, kücük bir alıntıyla sonlandırayım incelememi.Kitap ve sevgiyle kalınız.
"Seçilmek için yüzlerce lira harcayan bir vekil yoksul bırakılmıs insanları temsil edemez."