George Orwell 1984 kitap tahlili(spoiler içerir)
1-Roman Türü: George Orwell'in 1984 isimli eserinde distopya türü ele alınırken; sistem, bürokrasi ve yönetimlere eleştiri söz konusu olmakla birlikte en net esas alınan şey totalirizm eleştirisidir.
2-Olay Örgüsü: Olay kurgusal bir evrende geçmektedir bu kurgusal evrende Dünya:
düşünmenin bile yasak oldugu okyanusyada yasayan ana karakter winston smith sisteme karsı çıkmakta olan bi memurdur.winston bir gün antikacıdan bi günlük alır ve günlüğünü tele ekranın göremeyeceği bi yerde doldurmaya başlar. günlüğü nicin tuttuğunu dusundugu anda tele ekranda büyük biladerin meshur sozlerini duyar ve bilinçsiz bi şekilde
Bütün güçleri kahrediyorum!
Ruhun içine sarıldığı,
Kendi beğenmişliği kahrolsun.
Duyularımızı bırakmayan görünüşün,
Körleştir iriliği kahrolsun!
Kahrolsun düşlerin ikiyüzlülüğü,
Ünümüz ve adımızın sözde kalıcılığı!
Kahrolsun yaltaklanan mal ve mülk,
Kadın, çocuk, hizmetçi ve kul!
Kahrolsun, hazineler vaadederek,
Akıl almaz şeyler yaptıran,
Ya da tembel bir zevk için,
Yastığımızı hazırlayan para tanrısı!
Üzümlerin uyuşturan sıvısı kahrolsun!
En yüksek aşk, umut, inanç,
Herşeyden önce sabır kahrolsun!
teşekkür ediyorlar, çok yaşıyorlar, işe geç kalmıyorlar
çeyrek altını önemsiyorlar, küresel ısınmayı ve beş çaylarını
ortadoğu’yu ihtiyaç halinde seviyorlar, gökdelenleri her haliyle
eve geç gelmeyi borsaya bağlıyorlar, geriye kalanları astrolojiye
“konuşan tartı”lardan korkmuyorlar bir de,
-ben bazen korkuyorum-
artis diyorlar erken ölenlere bir
Reklamcılık ve pazarlamanın gücüyle abartılmış bir kitap. Anlamadığım ise yayınevlerinin ve işbirliklerinin bu enerjilerini neden keşfedilmeyi bekleyen çok daha kaliteli, iyi yazılmış kitaplar için kullanmadığı? Demek ki bu yazarların da bir ayrıcalıkları var.
Elbette bu kitabı samimi olarak sevenler olabilir. Sonuçta ne herkes aynı kitabı sevebilir ne de herkes aynı kitaptan nefret edebilir. Ama tüm sosyal medya okur camiasının dilinden düşmüyorsa en azından bir numarasının olması lazım. Yazım, karakterler, ilişki, genel konusu... Konusu! Son 200 sayfada birden (vurguluyorum, birden) gizem-cinayet dramasına geçildi. Curcuna.
Olumsuz incelemelerde neden şarkı söyledi, şarkı söyleyince tahammülüm kalmadı diyenleri görmüştüm. Okuyunca neden kulağa basit gelen bir sahneye bu kadar takıldıklarını anladım. O sahnede sinirim boşaldı. Sonrasında da Alex gitti, Ava'ya terbiyeli bir şekilde çıkma teklifi eden çocuğu bağırsaklarını parçalamakla tehdit etti. Kahrolsun sizin romantizm diye bize yedirmeye çalıştığınız şey. Basitçe çarpıklık var, aşk yok.
2. kitap Çarpık Oyunlar'ı okumayı zaten düşünmüyordum. En nefret ettiğim konulardan birine sahip: veliaht aşk için kraliyetten vazgeçiyor ve veliahtlık diğer kardeşe devrediyor. Çünkü çocuk oyunu bu işler. Örnek Emma Chase'in Royally serisi öhöhö. Neyse gazımı alamayıp okumadığım kitabı eleştirmeye geçmeyeyim hdjs Serideki diğer kızların hiçbiri ilgimi çekmedi de Çarpık Yalanlar, serinin çıtasının çok üstünde diye duydum. Belki ona bakarım.
Hayal kırıklığı. Booktok şişirmesi.
(spoiler)
Kitap o kadar kötüydü ki "Üstesinden gelemediğimiz şeyler" gibi güzel bir kitaptan sonra bunu okumak beni mahvetti.
Kitap aptal bir erkeğin (erkek diyorum çünkü bu karakter bence adam değil) sırf siki kalktığı için bunu aşk sanarak, uğraşarak elde ettiği mesleğini, hayatını, elinde olan herşeyi bırakmasını anlatıyor.
Ya düşünün bu adamın kız kardeşi kendini asmış, ve travmatik olaylar yaşamış, kitap 308 sayfa ve bu üzücü olay sadece 2-4 sayfa yer kaplıyor. Sözde adam kardeşinin intiharından çok etkilenmiş.
Birde bu gerizekalı kardeşinden kalan hatırayı gidip bu kıza veriyor! Ya sen nasıl bir malsın. Oh olsun ama kız onu oratada bırakıp gidiyor, hatta ölü kız kardeşinin hatırasını da geride bırakıyor. Sonunda evleniyorlar orası ayrı mevzu...
Kitapta duygusallık sıfır! Üç kere konuştular beş kere seviştiler ve puf aşık oldular. Ya bakın ben ilk görüşte aşık olunan kitaplar da okudum ve cidden güzellerdi. Ama bu kitap... Kahrolsun.
Verdiğim para için ağlayacağım az kaldı, tek iyi yanı kitabın kapağı güzel.
Hayvan Çiftliği , ve çok beğenmiştim. Kitaba başladığımda olayı anlamıştım: Baskıcı bir devlet, özgür olduğunu zanneden (Aslında olmayan) ve o çarpıcı sloganlar: Savaş Barıştır, Özgürlük Köleliktir, Cahillik Güçtür.
Kitap ilk başlarda güzeldi. Yeri geldiğinde sinirleniyordum tabii. Ancak ana karakterimiz olan Winston, Julia isimli bir kadınla tanışınca kitap "Kahrolsun bu devlet düzeni!" den, cinsellik barındıran sahnelere girince baydı. Her yeni sayfada yeni bir aşk. Onun haricinde kitabın sonu hoştu. Okunur mu? E tabii ki okunur!
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165,9bin okunma
Al beni de erit ateşinde gözbebekleri
Erit beni
Ruhumu aşkının potasında yak
Kahrolsun bu karanlıklar
Bu mesafeler
Bu zaman
Ben seni istiyorum
Ya seninle yaşamak
Ya da sende yok olmak...
teşekkür ediyorlar, çok yaşıyorlar, işe geç kalmıyorlar
çeyrek altını önemsiyorlar, küresel ısınmayı ve beş çaylarını
ortadoğu’yu ihtiyaç halinde seviyorlar, gökdelenleri her haliyle
eve geç gelmeyi borsaya bağlıyorlar, geriye kalanları astrolojiye
“konuşan tartı”lardan korkmuyorlar bir de,
-ben bazen korkuyorum-
artis diyorlar erken ölenlere