bazı kitaplar vardır ilk gözünüze çarptığı anda ben bu kitabı okumalıyım dersiniz ve okumadan rahat edemezsiniz bende bu kitaba o hevesle başladım ve gayette memnun kaldım gerçekten hayran kalınacak bir kadının hayatını çok akıcı ve güzel bir dille anlatmış .
CasusPaulo Coelho · Can Yayınları · 20165,8bin okunma
Olaylar küçük masum bir çocuğun gözünden anlatılıyor. Irkçılık konusu ele alınmış. Konusu güzel, karakterler de çok güzel oturmuş. Hele o baba yok mu, hayran kaldım. Her eve bir Atticus gerekli. Keşke herkes yaşama, olaylara, kişilere Atticus'un gözüyle bakabilse, dünyada barış içinde yaşardık
Şiirler yazdım,kitaplar okudum
Elime bir bardak aldım Onu yeniden oydum
Derinlerde kaldım böyle bir zaman
Kim bulmuş ki yerini
Kim anlamış sanki mutluluktan
Ey yağmur sonraları
Loş bahçeler,Akşam sefaları
Söyleşin benimle biraz
Bir kere gelmiş bulundum.
Saramago benim çok sevdiğim yazarlardan biri. Ölümlü Nesneler altı öyküden oluşan bir hikaye kitabı. Kısırdöngü ve Nesneler kitabın en uzun öyküleri. Bir öykü sever olarak benim en çok beğendiğim iki hikayesi Sandalye ve Ambargo oldu. Ambargoda nefes nefese kaldım diyebilirim. Diğerleri için aynı şeyi söylemek zor. Nesnelerde yer yer güzeldi. Diğerleri de güzeldi ama biraz zorlanarak okudum diyebilirim. Sandalye yani ilk öyküsü ciddi anlamda komikti diyebiliriz.
Kitap elbette bir Kabil değildi. O çok başka bir kitap. Harika bir konusu ve yazım şekli vardı. Öykü severlerin bu kitabı sıkılmadan okuyabileceğini düşünüyorum. Ancak yer yer biraz sizi zorlayabilir.
Ölümlü NesnelerJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20151,811 okunma
Derste bölüm hocamın okumanızı tavsiye ederim diyerek önerdi ve sonrasında kütüphanede karşıma çıkmasına rağmen okumayıp 4 ay sonra kitapevinde tekrar karşılaşınca okumaya karar verdiğim kitap. Her ne kadar ütopik olsa da bir an gerke dünyayla bağdaştırılması ve akıcılığına hayran kaldım. okumayanlara diyecebileceğim tek şey çok geç olmadan okuyun :)
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165,8bin okunma
Bu aralar okuyasım yok. Bu aralar dediğim, çarşambadan beri. Aslında yeni öykücülerdi gözüme kestirdiklerim, yerlilerden, okur, anasını ağlatır, en az 10 öykü kitabı bitiririm niyetindeydim. Olmadı.
Bodrum'daydık. Senesini unuttum. Keçiboynuzu alırım niyetine köylülerin kurduğu pazara gitmiştim. Zelo, kızım, daha 5 yaşında bile yoktu. Terlemiş
Çok güzel başlayıp hüsranla sonuçlanan bir kitap. Sonu belirsizdi, "ee nolmuş ki? neymiş yani?" diye düşündüm ve kaldım öylece. Son cümlesi hem iyiye hem kötüye yorulabilir. Sanırım bizim hayal gücümüze bırakılmış. Ve bu en sevmediğim olaydır. Kurgunun net bir şekilde sonlanmasını tercih ederim. Eğer son cümleyi kötüye yorarsam ikinci bir kitap gelecekmişcesine bir beklentiye girerim ama böyle bir durum da yok. Bu kadar etkileyici bir kitabın böyle bitmemesi lazımdı. Sonu tatmin edici değildi bana göre.
Okurken gerçek olma ihtimalini kafamdan bile geçirmek istemedim hiç, yok ya doğru olmasın bu kesinlikle dedim. Alkollü bir sürücünün mahvettiği bir hayat. Yazar arkadaşım "Gurur Göç" motorsiklet kullanan, hayat dolu ve idealist bir gençmiş bu kazayı yaşayana kadar. Sonrasında da o kadar çok mücadele etmişti hayatla, uzun süren tedaviler sonunda amacına ulaşmış, onu gördüğüm için okurken hep ikilemde kaldım, doğru bu. aa yok yok doğru olmasın Allah'ım diye düşündüm. Çoğu yerde hayatla bağlantım koptu, boğazım düğüm düğüm oldu. Mücadeleci ruhu için onu tekrar tebrik ediyorum.Ne olursa olsun vazgeçmeyin diyor kitabında. Hepimiz Engelli adayıyız, başımıza ne geleceğini bilmiyoruz. Duyarlı olmak ve şu an yaşadığımız hayatın ve sağlığımızın kıymetini bilmek gerek.
Bu bir gerçek hayat hikayesi. Nazilerin toplama kamplarından gerçek bir kesit. Minik bir kitap. Yaklaşık 175 sayfa kadar. Puntosu da büyük olduğundan kolay okunanlar arasında.
Ruh halinize ve kitaba ayırdığınız zamana bağlı olarak size etki gücünün değişeceği görüşündeyim. Ben kitabı mecburen bölerek okumak durumunda kaldım. Kafam çok meşgul olduğundan kitabın trajedisine kendimi çok kaptıramadım. Acıtması gereken yerler çok acıtamadı filan. Durum böyle olunca da kendimi biraz duygusuz hissetmeme neden oldu.
İşin özü okuma niyeti olan kitapseverler, kitabı okuyacakları zamanı dikkatli seçsinler demem gerekiyor.