Zavallı şair... Bülbül hamûş, havz tehî, gülistan harab diye inliyordu. Ne bülbül kaldı, ne havz.
Toplum zıvanadan çıkmış. Cinayet cinayeti kovalıyor. Akıl susmuş ve mefhumlar cehennemî bir raks içinde tepinip duruyor. Sloganlar yönetiyor insanları. İdeolojiler yol gösteren birer harita değil, idrâke giydirilen deli gömlekleri. Aydın dilini
Dönemin medeniyetinin kendisi zaten hastaydı. Kanser, çökmekte olan bir kültürün belirtisi, aynı zamanda yozlaşmış ahlak anlayışının ve davranışların bir ifadesiydi.
Zavallı şair… Bülbül hamûş, havz tehî, gülsitan harab diye inliyordu. Ne bülbül kaldı, ne havz. Toplum zıvanadan çıkmış. Cinayet cinayeti kovalıyor. Akıl susmuş ve mefhumlar cehennem! Bir raks içinde tepinip duruyor. Sloganlar yönetiyor insanları. İdeolojiler yol gösteren birer harita değil, idrâke giydirilen deli gömlekleri. Aydın dilini yutmuş; namlular konuşuyor.
Bir kıyametin arifesinde miyiz acaba?
Dünyayı Şeytan mı yönetiyor?
Düzeni büyücüler mi bozdu?
Bu kördüğümü çözecek İskender nerede?
Tarihlerin tanımadığı bir tahrip cinneti karşısındayız. Sosyal bir kuduz veya kanser. Bu sinsi bu kancık bu sürekli boğazlaşmaya anarşi demek hata.
Vicdan denilen şey insanın beynini kanser gibi kemirir, sonunda gri hücreler bütünüyle yenilip yutulur. Şeytan yenilmiştir, geri plana çekilir, ama sanma ki öfke içinde dişlerini gıcırdatıp alev tükürür. Omuzlarını silker yalnızca..
Cope, "Dönemin medeniyetinin kendisi zaten hastaydı. Kanser, çökmekte olan bir kültürün belirtisi, aynı zamanda yozlaşmış ahlâk anlayışının ve davranışlarının bir ifadesiydi" diyordu
Prof. Dr. Erhan Topuz , "Balık önemli bir kanser koruyucusudur ama şimdi balıklarda kimyasallar var . İstanbul 'da dip balıklarının yüzde 80 inde ağır metaller , kanserojen maddeler vardır. Barbut , kefal , istiridye , karidesten Marmara'daysanız kaçının . Yüzey balıklarını yiyebilirsiniz ; çinekop , hamsi, istavrit. Genellikle küçük balıkları tercih edin. Tuna nehri bütün Avrupa'nın pisliğini, Karadeniz 'e akıtıyor. Burada balıklar da kirlendi." uyarısında bulunuyor.