Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"O kitapları ve seccadesiyle mutluydu Süleymanım. Kimseye ihtiyaç duymazdı bana bile." Hâlâ kulaklarında çınlayan kelimelerin büyüsüyle sustu Süleyman Han. Anne ve babası devirlerini tamamlamış, bu mihnet yurdunun kirli sahnesinden selametle çekilip gitmişlerdi işte. Ama yüreğindeki bu soğukluk... Ya bu ürpertiler...
Sayfa 149 - Timaş Yayınları, 1. Baskı, Şubat 2012
Ne oluyor? Üzerlerine ölü toprağı mı saçıldı? İslâm'ın cihad ahkâmı mı değişti, say kanunu mu ilga oldu? Yoksa o eski mücahidler tekaüde mi ayrıldı veyahut da müslümanların artık her derdi bitti, her müşkülü halloldu da hizmete, gayrete lüzum mu kalmadı? Hayır, hiçbiri değil. Bu mânevi bir hastalıktır. Bu hastalıktan kurtulmak için daima şu
Sayfa 82
Reklam
Hürrem Sultanın vefatından sonra
"Günde bir kez görmesem halim n'olur derken benim, Bir yıl oldu görmez oldum anı andım ağladım." ( Günde bir kerecik görmesem acaba halim nice olur diye dertlenirken, tam bir yıldır onu görmez oldum, onu andım da ağladım )
Kanuni Sultan Süleyman
Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.
mimar sinan
Kanunî Sultan Süleyman devri, Osmanlı Imparatorluğu 'nun, hatta bütün Türk tarihinin zirvedeki , en parıltılı zamanı olarak bilinir .
Niyazi Berkes
"Gerçekten Kanuni Süleyman'ın sultanlığı, birçok soruna çözüm bulmak ve taht çekişmelerini gidermek zorunluğu ile başlamıştır. Bu sorunların nedeninin eko­ nomik olduğunu anlamayan ulema kafası, çözüme din­ sel açıdan yaklaşmak yolunu seçmiş ve ulema arasında İslamı yorumlama tartışmaları canlı bir biçimde beliri­ vermiştir. Tüm parlak seferlere karşın, karşılaşılan so­ runların çözümlenemeyişinin tek nedeni, dinsel kuralla­ rın savsaklanması olarak görülüp, müslümanlığın ge­ reklerine dönerek, çözüm sağlamak amacı kazanmıştır. Bu sanı, Şeyhülislam Ebussuud tarafından Sultan'a da sunulmuştur: 'Din ve devlet ve ülke düzenliği artık şu­ nu gerektiriyor ki, İslam imamlarından kimi içtihatların ifade ettikleri kurallara uymak bugün zorunlu hale gel­ miş bulunmaktadır.'"
Reklam
Gamına gamlanıp olma mahzun Demine demlenip olma mağrur Ne dem bâki ne gam bâki, Ya Hû.
Ey Muhibbi bir vefasız yar sevmiştir meğer Eksik olmaz daima derd ü belası bülbülün
Ben ki, Sultanlar sultanı, hakanlar hakanı, hükümdarlara taç giydiren, Allah'ın yeryüzündeki gölgesi ve Akdeniz'in ve Karadeniz'in ve Kızıldeniz'in ve Rumeli'nin ve Stanbul'un ve mukaddes Mekke ve Medine'nin ve Kudüs'ün ve Anadolu'nun ve Karaman'ın ve Gürcistan'ın ve Rum'un ve Dulkadır vilayeti'nin ve Diyarbekir'in ve Azerbaycan'ın ve Acem'in ve Şam'ın ve Haleb'in ve bütün Arab diyarının ve Mısır'ın ve Cezayir'in ve Tunus'un ve Yemen'in ve Eflak'ın ve Boğdan'ın ve Erdel'in ve Belgrad'ın ve Bosna'nın ve Budin'in ve daha nice memleketlerin ki, yüce atalarımızın ezici kuvvetleriyle fethettikleri ve benim dâhi ateş saçan zafer kılıcımla fetheylediğim nice diyarın sultanı ve padişahı, Sultan Bayezid Hân oğlu Sultan Selim Hân oğlu, Sultan Süleyman Hân’ım. Sen ki, Fransa ülkesinin kralı Françesko'sun.
"Kanuni Sultan Süleyman'ın hükümdarlığının son dönemlerinde İstanbul'da elli tane kahvehane bulunduğu belirtilirken, bu sayı XVI. yüzyılın sonunda altıyüze ulaştı. XIX. yüzyılın başlarında ise 2.500'lere kadar çıktı."
Sayfa 10 - MayakitapKitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.