-Spoiler İçermez-
Öğretmen ve öğrencilerin mutlaka okuması gereken kitaptan merhabalar.
Hani okul kapanır kapanmaz başlayan Kur'an kursları vardı ya, hani ailelerimiz zorla gönderirdi bazılarımızı, hani 9 ay boyunca okula gittikten sonra dinlenmek ve tatil yapmak için bize ayrılan 3 ayı da böyle harcardık ya, işte o kasvetli günlerimi
Çehov'dan okuduğum ilk kitaptı.
Ve sanırım devamı da gelecek.
Kısa bir tanıtım: Çehov, Rus oyun ve kısa öykü yazarıdır. Kısa öykü alanında tarihteki en büyük yazarlar arasında yer almaktadır.
Doğum tarihi: 29 Ocak 1860, Taganrog, Rusya.
Ölüm tarihi ve yeri: 15 Temmuz 1904, Badenweiler, Almanya.
Anton Çehov, Altıncı Koğuş kitabında akıl hastanesindeki bir hasta ve de bir doktor arasındaki çekişmeleri anlatıyor. Oldukça kısa bir kitap fakat sindirerek okunması gereken bir derinliğe sahip.
Kitapta küçük bir kasaba hastanesinin doktoru olan Andrey Yefimıç ve hastanenin altıncı koğuşunda kalan akıl hastaları anlatılıyor. Kitapta özellikle de hastalardan biri olan İvan Dmitriç'in fikirleri üzerinde duruluyor. Kitapta insan yaradılışı ve daha birçok konu hakkında derinleme mesajlar görebilirsiniz.
Bu kitapta edebiyet ve felsefenin uyumunu görmek mümkün.
Beğendiğim bir kitap oldu.
Fakat nedendir bilmiyorum bir eksiklik hissettim.
Sanki biraz daha uzun olabilirdi.
Bir şeyler eksik kaldı bende.
/ Tavsiye ediyorum
Sabahattin Ali'nin okuduğum beşinci kitabı. Beni hiç şaşırtmıyor. O kadar güzel anlatmış ki o dönemi yaşatmış biz okurlara. Yeni dünya düzeni kurulurken kasaba ve köylerdeki gelişmelerin ne kadar kısır döngüde gittiğini görebiliyoruz. En büyük eksikliğin eğitim ve hukuk düzeninin oluşturulamaması ve halkın eskiden kalan düzeni devam ettirme çabası
İlk gençlik yıllarımdan beri ifrata varacak mahiyette görkemli bir hayal gücü evrenine tek başına hükmeden ve bu yazınsal hazineyle ölmeden efsanevileşen sevgili
Gabriel Garcia Marquez’den bir hikaye daha okumuş olmanın tatlı esrimesini yaşıyorum günlerdir. Öyle ki bende uyandırdığı hisleri asla tam olarak
Hayatın üzerime üzerime estiği şu günlerde Hasan Ali Toptaş okumak beni gerçekten çok rahatlatıyor. Kurduğu cümleler, konuları anlatış biçimleri, ele avuca sığmaz hayal gücü ve kitaplarındaki melodilerle bunu başarıyor. Bu özelliklerinden sonra Toptaş’ın seni en çok etkileyen özelliği ne diye sorsalar kesinlikle ‘sesi’ derdim. Evet, onun buğulu