YouTube kitap kanalımda Bazı Yollar Yalnız Yürünür kitabını okumadan ölebilirsiniz dedim: ytbe.one/cZco9tl4rBs
Binlerce kişinin okuduğu ve hatta yüzlerce kişinin epey yüksek puanlar verdiği, kitap fuarında bana sıkça sorulan bir kitabı yorumluyorum bugün, toplaşın. Yine çok acayip yerlere gittim...
Sabah duşunu her gün Ganj
1987
Zekâyı mantığa ve kurallara indirgemeye
çalışan popüler yaklaşımın
işe yarar yapay zekâlar üretemeyeceği
anlaşılınca ikinci duraklama
dönemi başladı.
1997
IBM 'in süper bilgisayarı Deep Blue,
büyük usta Garry Kasparov ile
yaptığı altı santranç maçından üçünü
kazanıp birinde berabere kalarak
Kasparov'u yendi.
Deep Blue , en iyi hamlelerini kaba kuvvet
hesaplama gücüyle yapabilmişti.
2011
Apple, doğal dilde talimat alarak
basit görevleri yerine getirebilen ,
yapay zekâ destekli asistanı Siri' yi
tanıttı.Siri ' nin temelinde bir sınır ağı var.
Satranç şampiyonu Gary Kasparov, diktatörlere biat eden kitlelerde gerçeklik algısının bozulduğunu, bunun da kısa sürede kolektif bir psikoza dönüştüğünü ifade etmiştir.
"Riga Büyücüsü"
8. dünya şampiyonu Mikhail Tal'in hayatını ve satranç oyunlarını içeren bir eser. Onu bu kadar öne çıkaran şampiyon olması değil; en fedalı oyunlara imza atarak bunu başarması.
Öyle ki tarzını tanımladığı bir sözü de var:
"İki tür fedavardır: doğru olanlar ve benimkiler."
Mikhail Tal
Kitabın ilk bölümü, bir gazetecinin sorularına Tal'in verdiği cevaplarla başlıyor. Daha sonra kendi oyunlarını analiz ettiği bölümleri okuyacaksınız.
Kasparov, Karpov, Fischer ve Petrossian gibi nice dünya şampiyonu satranç efsanesine diz çöktürmüş bir deha kendisi. "Riga büyücüsü" lakabıyla da biliniyor.
Satranca ilgi duyanların en sevdiği oyuncu olabilir. Benim için öyle.
Siteye kitabı ilk ekleyip okuyan kişi olmaktan gurur duyarak yazımı bu noktada feda ediyorum...
''Satranç şampiyonu Gary Kasparov, diktatörlere biat eden kitlelerde gerçeklik algısının bozulduğunu, bunun da kısa sürede kolektif bir psikoza dönüştüğünü ifade etmiştir.''
İnsanlık şovenizmi yapanlar, bu düşük seviyeli başarıları yine de küçümseyebilir. Makineler hesaplama modülleri sayesinde girdileri ve çıktıları işlemenin altından elbette kalkabilir, ama yine de hüküm verme, düşünüp yaratma becerisine sahip bir insan kullanıcıya ihtiyaç duyuluyor, derler. Fakat sayısal zihin kuramına göre, bu beceriler de bilgi işleme biçimleridir ve hesaplama sistemlerinin içine yerleştirilebilirler. 1997 yılında Deep Blue adında bir IBM bilgisayarı, dünya satranç şampiyonu Garry Kasparov'u yendi; öncüllerinin aksine devrelerinin gücüne başvurarak trilyonlarca olası hamleyi değerlendirmemiş, yalnızca oyunun gidişatına göre akıllı tepkiler vermişti. Newsweek dergisi bu maç için "Beynin Son Savunması" başlığını atmıştı. Kasparov ise maçın sonucunu "insanlığın sonu" olarak niteledi.
Sayfa 51 - Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, 4. Baskı: Nisan 2018
1997 yılında Deep Blue adında bir IBM bilgisayarı, dünya satranç şampiyonu Garry Kasparov’u yendi; öncüllerinin aksine devrelerinin gücüne başvurarak trilyonlarca olası hamleyi değerlendirmemiş, yalnızca oyunun gidişatına göre akıllı tepkiler vermişti. Newsweek dergisi bu maç için “ Beynin Son Savunması” başlığını atmıştı. Kasparov ise maçın sonucunu “ insanlığın sonu” olarak niteledi.
Hüzün diğer adımız diye,
Cuma rehavetine şarkı da mı bırakmayalım?..
Öğretmenlere Cuma da kutsal...
Ama bankacılara da
Ama tüm devlet memurlarına da
Ama sadece bize değil yani...
İçimden küfrü bastığım,
Karşımda olsa sağlam bir tane çakacağım tüm bencillere,
Bütün cümlelerinin öznesi 'ben' olanlara,
Aynada kendine 'hû'
Çok sıradan satranç hamleleri oynansa bile ağaçta o kadar fazla dal vardır ki söz konusu Veri tabanları belki 10 ya da 15 hamleden sonra işe yaramaz olur. Herhangi bir uzun satranç oyununda, sizin ve rakibinizin insanlık tarihindeki hiçbir satranç oyununda karşılaşılmamış bazı pozisyonlara ulaşmanız epey mümkündür. Fakat kasparov veritabanını sadece 3 hamlede devre dışı bıraktı. Bu kitap boyunca öğrendiğimiz gibi, öngörüye yönelik sadece istatistiksel yaklaşımlar, çalışmak için yeterli örnek veri yoksa en iyi ihtimalle etkisizdir. Deep Blue kendine kendine düşünmek zorundaydı.
1882’de Londra’da varlıklı bir aileye doğmuştu Virginia Woolf. Erkek kardeşleri pahalı okulları bitirip Cambridge Üniversitesi’ne devam ederken, o “edebiyle” evde eğitim aldı. Cinsiyetinden ötürü kütüphanelere girmesi bile yasaktı.
Virginia, bu anlamsız ayrımcılığın kökenini araştırmaya karar verdi.
1929’da dehanın “erkekler tarafından erkekler
Bilgisayarlar akıl, mantık ve strateji gerektiren satranç oyunu gibi alanlarda insanları 20 yıl önce geçti. IBM'in geliştirdiği Deep Blue bilgisayarı kaba işlem gücü ve ham hafızasıyla satranç ustası Kasparov'u 1997 yılında yenmeyi başardı.
Bilgisayarın mavimsi tonu ona satranç şampiyonu Gary Kasparov'u yenerek tüm dünyayı şaşırtan1990'ların "Deep Blue" isimli süper bilgisayarını hatırlattı. Zaten bundan sonra bilgisayar dünyasındaki gelişmeleri anlamak imkansız hale gelmişti.
Buna bir de şöyle örnek verebiliriz, sen devlet hastanesi kuyruklarında çürüyen bir hastasın diyelim. İçindeki satranç yeteneği yok hükmündedir. İstersen Kasparov'dan yetenekli ol. Dünya şampiyonu olamayacaksın asla. Sağlıktan yana şansın yaver değilse, hiçsin. Veya parasızlıktan geceleri kağıt topluyorsun, hasta ailene bakıyorsun. Einstein da olsan hiç hükmündedir. Ya da doğuştan körsün, ama içinde muhteşem bir resim kabiliyeti var. Var mı anlamı? Her şeyin olsa da zekân yokken olmaz bazı şeyler. On bin saat çalıştığını öteki bir saatte hallediyorsa, sen yanlış meslektesin. Hırs mı? Saçlarını yolmaktan başka yaramaz işe. Ya da zeka, para ve sağlığın olduğu halde doğuştan çirkinsen, amacın güzellik kraliçesi olmak olmamalı. Doğduğunda bulduğun yarım inşaatı iyi incelemeli insan. En değerli hedef kendiliktir.