İngilizlerin korkuya verdikleri isimlerden dahi dillerinin gelişmişliğine olan hayranlığım artıyor. Fobi olarak bildiğimiz insana refleks gibi yerleşmiş, gördüğü veya hissettiği an o şeyden uzaklaşma isteği veren korkuya fear veya horror derler. Fakat özel bir korku vardır, insan o korku verici şeyle karşılaştığında kasları öyle bir gerilir ki
İnsan, kitabı okurken Coronavirus 'e şükrediyor.
"Kızıl Veba" kat ve kat daha kötü çünkü.
Kitap 1912 yılında yazılmış bir distopya. Gerek nüfusu gerek hayat standartlarını gerekse insanlar arasındaki ilişkileri az çok tutturmuş yazar.
Ayrıca sayfa sayısı çok az yani sıkmıyor okurken.
Akıcı ve çok da sürükleyici, okumanızı tavsiye ederim. Gelelim kitapta neyden bahsettiğine...
Yazarın distopyasına göre "Kızıl Veba " kıyamet gibi bir şey. İşin ilginç olan kısmı : Bu kıyametten sonra dünyada yaşam bitmiyor, dünyada yaşam yeniden ilkel bir şekilde başlıyor.
Vebadan çok az kişi kurtuluyor ve bunlardan biri de başkahramanımız Profesör James Howard Smith nam -ı diğer Granser. Granser , ilkel ve yabani torunlarına Kızıl Veba 'yı ve Kızıl Veba 'dan önceki yaşamlarını anlatıyor. Torunları -Edwin hariç - saçma ve anlamsız buluyorlar. Granser ise geç de olsa dünyanın tekrar eski haline döneceğine, medeniyetlerin tekrar kurulacağına emin.
Granser tıpkı geçmişe giden Cem Yılmaz gibi sjjsjsjs. Onları medeniyetle tanıştırmak istiyor ama hitap ettiği kitle pek de iç açıcı değil maalesef. Peki salgın çıktı; insanlar nasıl ilkelleşti, nasıl mağara yaşamına geçiş yaptılar , ne oldu o gökdelenlere,ne oldu o yüzyıllık birikimlere derseniz: YANDI BİTTİ KÜL OLDU. Evet aynen böyle.
O döneme tanıklık etmek isterseniz, bir de ben okuyayım bu kitabı derseniz, ben şimdiden iyi okumalar dilerim. :))
Kızıl VebaJack London · Can Yayınları · 202032,2bin okunma
Yüzüklerin efendisi her zaman benim için özel olmuştu. Ne yazık ki okuma imkanını çok geç buldum. Küçüklüğümden beri büyük bir hayranlığım vardı. Bu hayranlık yüzüklerin efendisi filmini ilk izlediğim ilkokul yıllarımdan başlıyor. Bir grup arkadaşım ile yüzüklerin efendisi hayranıydık. Sürekli filmleri tekrar tekrar izlerdik. Sadece izlemekle
Açıkcası bir tavsiye üzerine almış olduğum bir kitapti. Keşke almasaydım diyorum. Aile içi şiddet (maddi ve manevi), fantastik-kurgu öğeler ve mantığıma yatmayan bir kurgu...
Basım -Yayım Organlarının Kurulması
Bu dönemde fundamentalist düşünceyi yayacak basım yayım ağı oluştu. Bir yandan kitap ve gazeteler çıkarılırken diğer yandan basım evleri kuruldu. Bu anlamda Moody'nin Colportage Association adlı kuruluşu büyük hizmetler yaptı. John R. Rice'nin Tanrı'nın Kılıcı (The Sword of The Lord) ve Pazar
2020'nin en iyi 20 filmi
20. apples
christos nikou'nun ilk uzun metrajı 2020 sinema yılını çeşnilendiren sürpriz filmlerden biri olarak karşımıza çıktı. yorgos lanthimos ile dogtooth (2009) filminde yardımcı yönetmen olarak da çalışmış olan yönetmen nikou, yunan yeni dalga sineması (greek weird wave) geleneğini takip ediyor ve yine bu
2020'nin en iyi 20 filmi
20. apples
christos nikou'nun ilk uzun metrajı 2020 sinema yılını çeşnilendiren sürpriz filmlerden biri olarak karşımıza çıktı. yorgos lanthimos ile dogtooth (2009) filminde yardımcı yönetmen olarak da çalışmış olan yönetmen nikou, yunan yeni dalga sineması (greek weird wave) geleneğini takip ediyor ve yine bu
Imogen ve Marin küçük yaşta babalarını kaybetmiştir. Hırslı ve bir o kadar piskolojik problemleri olan bir anne tarafından büyütülmektedir. Marin dansa ilgi göstermektedir ve annesi bunu desteklemektedir. Imogen ise yazar olmak istemektedir ama annesi buna karşı gelmektedir. Imogen'e hem piskolojik hem de fiziksel şiddet uygulamaktadır. Bunun üzerine Imogen yatılı bir okula başvurur ve evden ayrılır. Ne kadar kardeşini özlese de iletişim kopar. 10 yıl sonra ikisi de Melete isimli sanat okuluna başvurur ve kabul edilirler. Bu okul sanatçı olmak isteyen adaylar için mükemmel bir referanstır. Bu okula giden her sanatçı dünya çağında bir üne kavuşmuştur. Melete okulunun bu kadar başarı olmasının sebebini yakın zamanda öğrenciler öğrenecektir ve onları hayatlarını değiştiren seçimler yapmak zorunda kalacaklardır.
Biraz Yıldız Tozu'nu andıran ama ilerledikçe ağırlıklı travmalar okuduğum için asıl konuyu biraz arka planda kaldığını hissettim. Kitapta ana karakterler ikikız kardeş. İkisi de kendi alanlarında hırslı ve hem geçmişleri hem de birbirlerine karşı yüzleşecekleri çok fazla sorunları bulunuyor. İki karakterin geçmişleri, aile travmalarını okumak yerine periler diyarı ve buraya gidenlerin başarı için vazgeçtikleri şeyler üzerine daha detayları okumak isterdim. Okula gittiklerinde belli bir süre sonra periler ile karşılaşanların normal bir şeymiş gibi davranması çok üstün körü geldi. Hele ki Peri Kralı offf!! Konu güzel seçilmiş, karanlık bir atmosfer bulunuyor hoşuma çok gitti ama kurgularken maalesef zayıf ve dağınık kalmış bana göre.
PAKİSTANLI MÜSLÜMAN BİR BİLİM ADAMININ İLGİNÇ ARAŞTIRMASI..
.
Dünyada yalnızca 14 milyon Yahudi var;
~Amerika'da 7 milyon,
~Asya'da 5 milyon,
~Avrupa'da 2 milyon,
~Afrika'da 100 bin
Adet Musevi yaşıyor..
Arkeoloji buluşları tarihinde Tut-enkh-Amun'un mezarının bulunuşu bütün başarıların en yüksek noktasıdır. Mezar bütünüyle el değmemiş halde değildi, soyguncular buraya girmişlerdi, hem de birkaç kez. Lakin mezarın en önemli bölümünü ilk gelenler Howard Carter ve ekibi oldu. Mumyayı el değmemiş, üç bin yılı aşkın zaman önce konduğu gibi buldular. 18 yaşındaki ölen firavun sözün tam anlamıyla kat kat altın ve değerli taşlarla sarılmıştı. Tek üzüntü veren durum, mumyaya sürülen kutsal yağdan dolayı cesetin yanmış olmasıydı. Sadece yüzü ve ayakları iyi durumdaydı.
Vücut ısısındaki bir derecelik artışın, bazı virüslerin çoğalma
hızını 200 kat yavaşlattığı kanıtlandı. National Institutes of
Health ( Ulusal Sağlık Enstitüsü) tarafından yayınlanan bir
makalede "Çok sayıda araştırmacı, ateş belirtisi olan hastalarda
daha iyi sonuç alındığını tespit etti" ifadesi yer alıyor.3
Seattle Children's
Kitabın konusu ilgi çekiciydi. Diğer yorumlara baktım, insanlar fabtastik+dünyamızda geçen kurgu olduğu için yakınmışlar. Ama bence gayet hoş olmuş. Tamamen fantastik olmasını dilerdim ama. Karakter aklı başında biri. Ve tabi bir yazar. Ana karakterin kendi yazdıgı öyküleri okumakta çok güzeldi. Ana tema (çok şükür) aşk olmadıgı için potansiyeli daha çok olan bir kitaptı. Begendiğimi söyleyebilirim...