Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sayın Demirel, 1965'teki ilk başbakanlığının daha ilk günlerinde, toprak reformuna karşı çıkarken "Tapuyu deldirtmem " diyerek ünlenmişti. 1980'li yılların ortalarında, bu ününe "özgürlükçü-katılımcı demokrasi" havariliğini eklemek için de büyük çaba gösterdi.
Katılımcı demokrasi, demokrasiyi derinleştirecektir diye dayatılan yerelleşme, eyaletleşmeyse, pek çok ülke için "parçalanma" getirebilecek, yerel, dinsel ve etnik hareketlere güç kazandırmak yoluyla. Ve ulus-devletin tekellere direnme gücünü yok edecek.
Sayfa 279
Reklam
Demokrasi,tam oturmayan elbise...
DEP Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılırken Refah bu partiye hiçbir ilgi östermemişti; daha sonra Refah kapatılırken ve yöneticileri "demokratik" yasalar çıkartıp mahkeme kararını geçersiz kılmak için diğer partilerden destek isterken de kendileri hiçbir ilgi görmediler. Refah, kapatıldıktan sonra daha demokratik bir tavır ta- kınmaya çalıştı, ama daha önce devlet içindeki mafyaya karşı çıkan halkın girişimine destek vermeyerek önemli bir demokratik fırsatı kaçırmıştı. Refah'ın stratejisi siyasal yapıyı değiştirmeye değil, mevcut dev- let aygıtını ele geçirmeye yönelikti. Refah da Fazilet de siyasal hak- Mar konusuna oportünist ve ayrımcı bir şekilde yaklaştılar. Haklar, kendi uyeleri ve destekçileri için isteniyordu, ama karşıt ya da farklı görüştekilere çok görülüyordu. Refah da Fazilet de ne daha katılımcı bir siyaset ne de siyasal özgürlükleri genişletme mücadelesine yara- yacak bir dil oluşturabildiler. Bunun yerine siyasi oyunlarla devlet ik- tidarının kurumlarını ele geçirmeye odaklandılar. İslamiyet ile demokrasi uyumsuz olmayabilir; ama Türkiye'deki İslamcı siyasal parti demokratik bir kültürün gelişmesine katkıda bu- lunmamıştır. Refah Partisi'nin ne ölçüde demokratik olup olmadığı konusunu değerlendirmek için bir din olarak İslam'ın özelliklerinden ziyade, Türkiye'nin siyasal kültüründeki demokratik bilinç yetersizli- ğine bakmak daha doğru olur.
Sayfa 114Kitabı okudu
1.Bölüm:Demokrasi 3.Mesaj
Topluma zarar, zenginlik, güç ve fırsat eşitsizliği kentlerde daha görünür oluyor. Eğer katılımcı demokrasiye doğru bir değişim gerçekleşecekse, kentler aynı zamanda, demokrasinin birinci öncelik olması gereken yerlerdir.
1.Bölüm:Demokrasi 1.Mesaj
Katılımcı demokraside karar verme sürecinde insanlar kendi yaşamlarını belirleyen ve etkileyen kararlar hakkında önerilerde bulunur, tartışır, planlar ve uygular.
İşçi sınıfının törpülenmesi ..
İlk olarak, demokrasi yanlış işliyordu. Şaşkın sürü, gerçekten yasal zaferler elde ediyordu fakat demokrasinin böyle işlemesi değildi beklenen. Diğer bir sorun ise, insanların örgütlenmesinin mümkün hale gelişiydi. Oysa insanların ayrıştırılması, ayrımlandırılması ve yalnız olması gerekiyordu. Örgütlenmemeliydiler; çünkü böylece olaylara seyirci olmanın ötesinde bir konuma gelebilirlerdi. Kısıtlı olanaklara sahip pek çok insanın, siyaset arenasına girmek için, bir araya gelmesi durumunda aktif katılımcı olma olasılıkları doğardı. Bu gerçekten çok ürkütücü. İşverenler tarafından, bunun, işçilerin son yasal zaferi ve halk örgütlenmesindeki demokratik sapmanın sonunun başlangıcı olduğuna herkesin emin olması için büyük bir karşılık verildi. İşe yaradı. Bu işçilerin son yasal zaferiydi. Bu noktadan sonra -İkinci Dünya Savaşı sırasında sendikalı insan sayısı bir süre için yükselse de bu sayı savaştan sonra düşmeye başladı- sendika yoluyla hareket etme gücü gittikçe azaldı.
Sayfa 9 - Everest Yayınları 2. Baskı 2008Kitabı okudu
Reklam
Modern dünyayı, aynı zamanda beliren iki önemli kırılma şekillendirdi. Ekonomik altyapıyı kökünden değiştiren buharlı makineleriyle Sanayi Devrimi idiyse; siyasi sistemi geri dönülmeyecek şekilde modifiye eden de eşitlik, doğal haklar, katılımcı demokrasi, milliyetçilik ve güçler ayrılığı gibi kavramlarıyla Fransız İhtilali oldu.
Önerme, Totoloji, Antikahraman
_Önerme (Görüş, düşünce, fikir)_ _Mantıkta, doğrulanabilir ya da yanlışlanabilir ifadelere denir. En az iki terimden oluşan, içinde en az bir yargı ve bir doğruluk değeri taşıyan cümlelerdir. Soru ve emir tümceleri önerme olamaz çünkü bir soru ve emir doğruluk ifade etmez. Önermeler bir yargı bildirmelidir. _Önerme Türleri_ _1- Nitelik bakımından:
149 syf.
·
Puan vermedi
Ekolojik bir cumhuriyet mümkün mü?
Felaket gündemimiz o kadar hızlı de ğişiyor ki felaketlere yol açan sorunları birer birer çözmenin, nedenleri sırayla ortadan kaldırarak ilerlemenin mümkün olmadığı hissine kapılıyoruz. İnsanlık ertelenerek birikmiş sorunları nedeniyle uzun zamandır tarih ve tabiat karşısında bir bekâ sorunuyla yüz yüze. Oğuz Atay’ın yıllar önce ölüm ilanını
Başka Türlü Yaşamak
Başka Türlü YaşamakCorinne Lepage · İmge Kitabevi · 20213 okunma
"Üçüncü Yol Mukaddimesi" Üzerine
Faizsiz finans kuruluşlarının, sonuçta temel İslami amaçlardan çok klasik bankacılık kuruluşlarına benzemesi; demokrasi tecrübelerinin, katılımcı ve meşverete dayalı siyasal sistemlerden çok otoriter ve baskıcı yönetimlere dönüşmesi; kalkınmacı çabaların sonuçta kapitalist bir minvale evrilmesi, özgürlükçülüğün serbestlik, sorumsuzluk ve hatta hedonizm olarak anlaşılması...
Reklam
Yeşil Politika nedir?
Jonathon Porritt'in yeşil politikanın temel ögelerini tespit için kullandığı ölçütler şunlardır. • Yeryüzü ve üzerindeki tüm canlılara karşı saygı, • Dünyanın zengınlığını üzerinde yaşayan tüm halklarla paylaş- maya istekli olmak, • Refahın ekonomik büyüme yarışı yerine, sürdürülebilir seçenek- lerle elde edilmesi; • Nükleersiz savunma
Antik demokrasiler ile günümüz demokrasi farkı:
Atina'nın da içinde yer alacağı şekilde, bütün antik demokrasiler aşağıdaki altı temel şekilde bütün modern demokrasilerden ayrılır. (1) Onlarınki doğrudandı bizimki temsilidir. (2) Antik demokraside demos (kitle, çoğunluk, fakir), gücü (kratos) kontrol edebiliyordu. (3) Antik demokraside ne teoride (anayasal ya da felsefi ) ne ger­çek siyasi pratikte kuvcetler ayrılığı vardı. (4) Antik demokrasilerde ve hangi idari ya da ideolojik görüntüye sahip olursa olsun tüm Yunan poleis'inde va­tandaşlık etkin biçimde katılımcı paylaşma bağlamında yorumlanır ve inşa edilirdi. (5) Demokratik Atinalıların da dahil olduğu -ve belki de özellikle­ Antik Yunanlılar elbette bir özel kamusal alan ayrımına sahipti ama koru­dukları ya da destekledikleri "haklar" insan ya da azınlık hakları değil, va­tandaş/vatandaşlık haklarıydı. (6) Ve son olarak "bireyi" Devlet'ten (Hobbes sonrası anlamda var olmayan bir devlet) koruma gibi bir kaygı yoktu.
Kemalist "ulusçuluk", ulusların eşitliğini ve özgürlüğünü savunur. Ulus kavramına ne "ırk" ne de "din" öğelerini sokmuştur; ulusu, "ortak geçmiş, ortak dil ve ortak kültür"e dayalı bir olgu olarak tanımlamıştır. Etnik milliyetçiliğin yarattığı vahşetlerin ve ıstıraplı bölünmelerin yaşandığı; aynı ırktan ve
Demokrasi Üzerine Bakış Açıları
Liberaller, demokrasiyi, bireyci terimler çerçevesinde oy sandığında ifadesini bulan rıza olarak görürler. Yani demokrasi, düzenli ve rekabete açık seçimler ile aynı şeymiş gibi görülür. Demokrasi bir yandan iktidarın kötüye kullanımını engellemektedir ama çoğunluğun zorbalığının engellenmesi adına, her zaman anayasal bir çerçevede
134 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.