Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ona dedim ki; - Her şey zıttıyla var olur. + Buna katılmıyorum! dedi. - Ama oluyor.dedim + Bana doğru gelmiyor. dedi. - Ama zaten oluyor şu anda.dedim. Jetonu geç düşünce; Ne yapmalıyız peki? dedi. Tutunmamak için her iki yönünü de kabul etmeliyiz belkide. dedim.
“Ama ben size geçmişten değil bugünden bahsetmek için geldim. O zamanın dünyasıyla bugünün dünyası ayrı, ama temelde hep aynı sorunlar varlığını koruyor. Aynı zamanda dostum olan Profesör Huntington’a bakılırsa bu sorunun adı ‘Medeniyetler Çatışması’dır. Ben buna pek katılmıyorum. Bazıları bu çatışmaya ‘Din Savaşları’ adını veriyor. Hepsi Ortadoğu kökenli olan ve aynı ilkeleri dile getiren tektanrılı dinlerin de bu çatışmaya sebep olduğunu sanmıyorum. Başka bir dostum olan Edward Said, bu tanımlamalara itiraz ediyor ve sorunun adını ‘Cehalet Çatışması’ olarak koyuyor. Bunun, Huntington’a göre daha tutarlı bir görüş olduğunu söyleyebiliriz. En azından benim düşünce tarzıma daha yakın geliyor. Çünkü kabaca Batı ve Doğu diye adlandırılan medeniyet biçimleri, birbirini tanımıyor. İletişimin bunca ilerlediği bir dönemde hâlâ ‘Cahiliye’ dönemini yaşıyoruz.”
Reklam
03 Haziran 1972: Türkçüler Derneği Kurultayı MHP ile İlişkiler Kopuyor Türkçüler Derneği ile MHP arasındaki ilişki, 03 Haziran 1972 Cumartesi günü yapılan Türkçüler Derneği Kurultayı'nda kopmuştur. Kurultayda Muzaffer Eriş başkan, Orhan Tuncer ikinci başkan, Abdülhalûk Çay genel yazman, Erdoğan Saruhanlıoğlu genel yazman seçilmişlerdir.
%26 (100/384)
3/10 puan verdi
Ben yaptım, siz yapmayın
Kitabı beğenmediğimi söyleyip aradan çekilecektim normalde ama kitabın ilk incelemesini yapan kişi olmak istedim ehehe. Normalde yarım bıraktığım kitaplara inceleme yapmayı doğru bulmam çünkü henüz sonunu göremediğim bir hikayeyi ne kadar eleştirme hakkına sahip olabilirim ki? AMA BU KİTAP HARBİ HARBİ ÇOK KÖTÜYDÜ, SİZİ UYARMAK İÇİN BU İNCELEMEYİ
Buzdan Kıvılcım
Buzdan KıvılcımAdora Yağmur · İndigo Kitap · 202419 okunma
126 syf.
8/10 puan verdi
Bu kitabın yazıldığı dönemde bayağı genç intihar etmiş, hatta bundan dolayı kitap yasaklanmış sanırım. intiharı içerdiğinden dolayı değil, kitapta intiharı güzelleyen bir sürü şey bulunduğundan bence, mesela werther'a göre bir insan dayanamadığı zaman, veya yaşamayı artık tercih etmediğinden dolayı kendini öldürebilir, buna katılmıyorum, çünkü hiçbir acı baki değildir, ölümü arzulatan, ölüme götüren acılar bile bir gün geçebiliyor, her dayanamayan insan ölümü tercih etseydi şu dünyaya gelişimizin ne anlamı kalırdı? hayat her şeye rağmen yaşanmaya değer diyorum kitap mektuplardan oluşuyor, sonunda da werther'ın akıbetine dair bilgiler veriliyor, kitabın üslubu, tarzı çok hoşuma gitti, epey alıntı kaydettim, tavsiye ederim ⚘
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021121bin okunma
BİR SORUN: BAŞKALARINI FAZLA UMURSAMAK.
Bugün günümüzdeki insanların büyük bir problemden bahsedeceğim. Ben insanların maalesef bu durum yüzünden kendi potansiyellerini tam olarak kullanamadığını düşünüyorum. Öncelikle çevrenizde sürekli ben şunu yaşadım, ben bunların üstesinden geldim vs diyen insanları bir hayatınızdan silin süpürün. Bu insanlar acıdan beslenir ve zamanla size de o
Reklam
*Kendi düşüncelerini düşünmek*
“Aşırı yalnızlık stresi ortadan kaldırmaz, tersine ken- disi stres kaynağıdır. Yalnızlık hastalıkları besler." Nietzsche başını heyecanla salladı. "Ben buna katılmıyorum Doktor Breuer. Büyük düşünürler her zaman kendi çevrelerini kendileri seçer, sürüden uzak kalarak kendi düşüncelerini düşünürler. Thoreau, Spinoza ya da Aziz Jerome, Aziz Francis veya Buda gibi inanç savunucularını düşünün.
60 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
8 saatte okudu
Keyifli okumalar..
Yine bir Stefan Zweig kitabı… İsmi kadar ilginç, Amok Koşucusu… Açıkçası başlamadan önce hakkında sıkıcı olduğuna dair yorumlar duymuştum. Buna kesinlikle katılmıyorum. Diğer Stefan Zweig kitaplarını nasıl heyecanla ve hissederek okuduysam bunda da aynı şeyi yaşadığımı söyleyebilirim. Başlarda hiçbir şey anlayamazken ve “Bunu nasıl bağlayacak acaba?” düşüncesiyle merakla devam ederken, kendini birden olayın içinde bulmak… Sadece içinde bulmak değil yaşamak. Zweig’ı okumayı bu yüzden seviyorum. Çünkü gerçekten olayı yaşıyorum. Ayrıca kitaplarının da gayet kısa olduğunu düşünürsek hiç sıkmadan, bir okuyuşlu farklı bir insan olmamızı sağlıyor bence. Yani diyeceğim o ki; kendinizi kaptırıp tek seferde bitirebileceğiniz bir kitap arıyorsanız kesinlikle öneririm. En azından benim Amok Koşucusu yorumum böyle.
Amok Koşucusu
Amok KoşucusuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021111,7bin okunma
İnsan Denilen Muamma
Nietzsche ile Dostoyevski arasındaki farkları bazen ben de düşünürüm. Dostoyevski'nin inançlı olduğu iddia ediliyor, ben buna pek katılmıyorum. Dostoyevski'nin inançsız ama inanmaya çalışan bir insan olduğunu, bunu başaramadığı için de acı çektiğini düşünüyorum. Fırtınalı doğasının onu inancın güvenli ve sıcak kollarına özlem duymak zorunda bıraktığını düşünüyorum. Ama inanç insanın sadece istemesiyle ulaşabileceği bir şey değil. Akıl kalbe ayak direyebiliyor. Dostoyevski'nin inanmaya çalışan bir inançsız olduğunu, kendisine en benzeyen karakterlerden biri olan Şatov'un, tanrıya inanıp inanmadığı sorulduğunda, "inanacağım" diye cevap vermesinde bile hissedilebiliyor. Ya da aynı şey, Dostoyevski'nin, Ivan, Stavrogin gibi inançsız karakterlerini son derece inandırıcı, derin ve karmaşık, Alyoşa gibi inançlı karakterlerini ise çok daha yüzeysel ve neredeyse sembolik kurmasından da anlaşılabilir.
Sayfa 190 - Norgunk YayıncılıkKitabı okudu
122 syf.
2/10 puan verdi
İnsanlar görüşlerine ilişkin kitapları okumuyorlar. Kur’an olsun, Nutuk olsun, Kavgam olsun, Manifesto olsun; okumuyorlar. Ancak harıl harıl da savunup kafa şişirebiliyorlar. Ne zaman biri kafamı şişirse gider, sırf sus diyebilmek adına olsun, kitabına bir göz atarım. En son kafamı şişiren kişi bir ülkücü oldu ve şimdi de buradayım. Kendi görüşümü
Dokuz Işık
Dokuz IşıkAlparslan Türkeş · Kutluğ Yayınları · 1975732 okunma
Reklam
112 syf.
10/10 puan verdi
"Göğü Delen Adam"
Son zamanlarda okuduğum en iyi kitaplardan biri.. Bu konumu 1984’e vermiştim şimdi Göğü Delen Adam’a geçti. Zaten çok farklı gidişatlarda olsa da bu kitapları birbirine benzetip “1984’ün başka bir versiyonu demiştim” okurken.. İnsanın acizliğinin çok bariz göstergesidir bu kitap. Bir de açgözlülüğünün, para hırsının, haydut ve soygunculuğun.. Ve
Göğü Delen Adam
Göğü Delen AdamErich Scheurmann · Ayrıntı Yayınları · 202013,9bin okunma
Tolstoy "Bütün mutlu aileler birbirine benzer; her mutsuz ailenin mutsuzluğu kendine göredir," diye yazmıştı. Buna katılmıyorum. Her ailenin benzersiz olduğuna inanırım ben. Hiçbir aile aynı kalmaz ve aileleri iyi ya da kötü olarak düşünmenin yararı yoktur.
Sayfa 66
664 syf.
7/10 puan verdi
Neden Avrasya Daha Güçlü?
Jared Diamond
Jared Diamond
güncel dönem popüler bir bilim insanıdır. Fizyoloji, antropoloji, ekoloji, coğrafya ve evrim gibi konularda yetkin bir isimdir. 2024 itibari ile hayatta olup, 87 yaşındadır. Yaşayan en entellektüel 100 kişiden birisi olarak defalarca gösterilmiştir. 12 dil bilmektedir.
Tüfek, Mikrop ve Çelik
Tüfek, Mikrop ve Çelik
Pulitzer ödülü olan çok değerli bir eserdir. Kurgu bir eser
Tüfek, Mikrop ve Çelik
Tüfek, Mikrop ve ÇelikJared Diamond · Pegasus Yayınları · 20187,6bin okunma
144 syf.
·
Puan vermedi
·
23 günde okudu
296 - Ben bu kitaba tuhaf bir erkeğin hikayesi demezdim. Tuhaf bir erkeği anlatma vaadinde bulunan tuhaf bir kadının hikayesi derdim. Leyla Erbil bu son kitabında kendi üslubuyla, kendine özgü tekniğiyle: o şiir biçimindeymiş gibi görünen ama aslında düzyazı metni içeren tekniğiyle bize bir hikaye anlatmış. Anlatım tekniğinin “tuhaflığından”
Tuhaf Bir Erkek
Tuhaf Bir ErkekLeyla Erbil · İş Bankası Kültür Yayınları · 2021638 okunma
1.001 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.