Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Vildan

Vildan
@kelimeler_albayim
️•Okuma yazmayı bilmeyenler ülkesini yazılarla doldurduk.
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni
476 okur puanı
Mart 2016 tarihinde katıldı
372 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Eser, bölümlerle ayrılmış 3 kitaptan oluşuyor. Aslında kendi savaşları bile olmayan bir savaşın şehirde bıraktığı yıkım ve sefalet iki kardeş üzerinden anlatılıyor. Bu kardeşler gerçekten var mı, bu yaşanılanlar gerçek mi, kitap boyu sorguluyorsunuz. Kardeşlerden birinin tuttuğu defter de olayın anahtarı oluyor. Oldukça vurucu bir üçlemeydi. Tek rahatsız edici şey, uygunsuz durumların fazlaca dillendirilmesiydi. Bu kadar rahatsız etmesinin sebebi de fazla gerçekçi olmasıydı muhtemelen. Yazar sizi alıyor, o şehrin içindeki yaşantıya götürüyor. Sanki tüm yaşananları siz uzaktan izliyor da şahit oluyormuşsunuz hissi veriyor.
Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü Yalan
Büyük Defter - Kanıt - Üçüncü YalanAgota Kristof · Yapı Kredi Yayınları · 20193,219 okunma
Reklam
368 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Bir Cinayet Romanı, Pınar Kür’ün postmodern anlayışla yazdığı ‘en özgün romanımdır’ dediği polisiye bir roman. -Kitabın isminde ‘roman’ sözcüğünün geçmesinden sebep cümledeki kelime karmaşasına takılmayalım- Uzun zamandır bu kadar merakla okuduğumu hatırlamıyorum hiçbir romanı. Elimde kağıt kalem, ben de karakterlerle beraber cinayeti, karakterlerin kimliğini çözmeye çalıştım ve bundan büyük keyif aldım. Eser, roman içinde roman mantığıyla üstkurmaca dediğimiz bir teknikle yazılıyor. Yazar tüm bunların bir kurmaca olduğunu baştan hissettirse de kurmaca nerede bitiyor, gerçek nerede başlıyor çözmek zorlaşıyor. Romanda ünlü bir yazar olan Akın Erkan, ‘Ölümün Vazgeçilmez Çekiciliği’ adını verdiği bir cinayet romanı yazmaya başlıyor. Bu romanı yazarken de romanın kahramanı olarak seçtiği kişilerden günce tutmaları için yardım istiyor. Romanda belli bölümler var Y. L. ve E. başlıklarıyla başlayan. Bunların birer karakter olduğunu, ve içlerinden birinin katil birinin maktül olduğunu öğreniyoruz daha en başında. Ve böylece işleneceği başından belli olan bir cinayetin sürecine tanıklık ediyoruz roman boyunca. Keyifle ve merakla okunabilecek, dönemine göre de oldukça başarılı olduğunu söyleyebileceğimiz bir eser.
Bir Cinayet Romanı
Bir Cinayet RomanıPınar Kür · Can Yayınları · 2020703 okunma
312 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
Bu enteresan isimli kitap, bir ailenin yaşanan kayıpla mücadele etme hikayesini anlatıyor. Annesini kaybeden 10 yaşındaki Elvis’in ağzından dinliyoruz tüm yaşananları. 18 ay süreceğini duyduğu yas çizelgesini tutmaya başlıyor. Bu süreçte annesinin beklenmedik ölümüne bir sebep bulmak istiyor, çünkü kabullenmek zor. En sonunda fark ediyor ki sebep ne olursa olsun her ölüm açıklanamaz ve beklenmedik aslında. 18.ayın sonunda da ablası ve babasıyla birlikte iyileşmeye başladıklarını görüyor. Ne mucize! Bana gelince, ben bu yara iyileşir mi bilemiyorum. Ve sanırım bunu görmek için 7 aya daha ihtiyacım var. Kabullenebilmek için bu kadarı yetmedi çünkü. Mucizenden biraz bana da Elvis…
Her Yas On Sekiz Ay Sürer
Her Yas On Sekiz Ay SürerAnnie Hartnett · Yan Pasaj Yayınevi · 2020431 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
240 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Bir tesadüf eseri gitmiştim seneler önce bu eserin tiyatroya uyarlanmış haline. Bayılarak izlemiştim baştan sona. Kitabını okumayı tiyatrodan çıkar çıkmaz koymuştum aklıma. Ama bir türlü doğru vakit gelmedi. Latife Tekin’in kitaplarının yeni baskılarını almak içimden gelmedi -bu kadar güzel kitaplara bu kadar çirkin kapak tasarımları yapılabilirdi ancak- ve sonunda eski baskısını bulup okumaya başladım. Yazarın o büyülü dili, sürükleyici anlatımı, üslubu, ifade ediş biçimine hayran kalmamak elde değil. Kolay bir okuma sunmuyor başlangıçta ama alıştıktan sonra diline, çok seveceğinize eminim. Batıl inançlar ve bunları hayatın merkezi haline getiren insanlara yer yer gülüp yer yer üzülüyorsunuz. Tüm bunların içinde var olma savaşı veren Dirmit’i, güzel kalbinden öpüyorum. Bu kitabın ve yazarın bendeki yeri hep ayrı olacak.
Sevgili Arsız Ölüm
Sevgili Arsız ÖlümLatife Tekin · İletişim Yayınevi · 20137,2bin okunma
170 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 saatte okudu
Kız Öpme Kuyruğu’nu kendi içinde ikiye ayırabiliriz. İlk yarısında 10 tane öykü yer alıyor. Hepsinde farklı bir tat, bambaşka karakterler var. Geceleri herkesi büyüleyen Laz Bakkal, bekleme ustası olarak çalışmaya başlayan kendini bulamamış bir kadın, anılarından bahsedip ömürlerini uzatmaya çalışan kahvehane ihtiyarları, yazılacak bir romanın karakterleri olmak için başvuru yapan insanlar-ölüler… Yazarın akıcı ve hoş üslubuyla oldukça keyifli öyküler. Diğer öykülerinin arasında farklılığı ile göze çarpan Karagece Peşimdesin en vurucu olanıydı. Kitabın ikinci yarısında, Benden Bana Mektuplar’da, Nazlı Eray’ın hayatının dönüm noktalarına şahit oluyoruz. Kız kurusu olarak adlandırdığı Ankara’sını, kaçtığı İstanbul’unu, sığındığı İzmir’ini okuyoruz bu mektuplarda. Kitabın ikinci yarısı, samimi havasıyla, hayatındaki simgelerle beni çok etkiledi. Bir solukta okunabilecek hoş bir kitaptı.
Kız Öpme Kuyruğu
Kız Öpme KuyruğuNazlı Eray · Can Yayınları · 199475 okunma
Reklam
108 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
31 saatte okudu
10 öyküden oluşuyor Muhtelif Evhamlar Kitabı. Bazı öyküler birbiriyle ilişkiliyken, bazılarında ise başka bir öykünün kahramanı kenardan göz kırpıyor. Her hikayesi, her kahramanı ayrı ayrı içime işledi. Çok ince detaylar, hoş tesadüfler, şaşırtıcı sonlarla dolu bir öykü kitabıydı. Oldukça keyif alarak okudum. Yazarın diğer eseri Kum Tefrikaları’nı okumayı sabırsızlıkla bekliyorum.
Muhtelif Evhamlar Kitabı
Muhtelif Evhamlar KitabıÖmür İklim Demir · Yapı Kredi Yayınları · 20197,5bin okunma
104 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
10 saatte okudu
Kurtarma Mesafesi, bir annenin ihtiyaç duyduğunda çocuğuna ulaşacağı uzaklığa verilen bir isim, güvenli alanın içinde bir çember. Görünmez iple çocuğuna bağlı olan anne, bu ipin gerilip gevşemesiyle hissedebiliyor mesafeyi. Ve bu ipe rağmen çocuğunu elinden kaçıran iki annenin öyküsüne tanık oluyoruz. Tekinsiz bir okuma sunuyor, son ana kadar gerilim hiç düşmüyor. Bu gerilimi sağlayan sadece kurgu değil aynı zamanda yazarın üslubu. Oldukça beğendiğim, bir solukta okunabilecek başarılı bir kısa roman Kurtarma Mesafesi.
Kurtarma Mesafesi
Kurtarma MesafesiSamanta Schweblin · Can Yayınları · 20211,237 okunma
120 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Gerçek zamanı, anlatıcının önce lokantaya ve sonra arkadaşının evine gitmesiyle birkaç saatlik kısa bir süreyi kapsayan ama arka planda iç monologlarla ilerleyen bir kitap Bitik Adam. Piyano virtüözü olmak isteyen, piyano virtüözü olmak için doğan ve aslında piyano virtüözü olmayı istemeyen 3 ayrı arkadaşın öyküsü. Birbirileriyle karşılaşmaları hayatlarını etkiliyor. Biri piyano dehâsı olurken, diğerinin bu seviyeye ulaşamayacağını fark etmesiyle sonunda ikisi de ölüme ulaşıyor. Bu hikayeyi yazmak da diğer arkadaşa düşüyor. Konusu, dili ve üslubu ile başarılı bulsam da sürekli tekrarlanan “.... diye düşündüm.” kalıbı akıcılığı yer yer kesiyor. Yine de farklı ve aykırı tarzıyla hoş bir okuma sunuyor.
Bitik Adam
Bitik AdamThomas Bernhard · Yapı Kredi Yayınları · 20201,468 okunma
269 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
İhsan Oktay’la tanışmakta çok geç kaldığımı hissettiren bir kitap oldu. Uzun zamandır beni bu kadar etkileyen bir eser okumamıştım. Kurgusuna, diline, mizahi ögelerine ayrı ayrı hayran kaldım. Romanda iç içe öyküleme tekniğini kullanan yazar, en sonunda hepsini birbirine geçen bir dişli gibi birleştiriyor. Böylece birbirine bağlanan öyküler Suskunlar’ı oluşturuyor. Yegah, Dügah ve Segah isimli musiki makamlarıyla kendi içinde üç bölüme ayrılan romanda Osmanlı Dönemi Konstantiniye’si ve dönemin musiki anlayışı gözler önüne seriliyor. Baştan sona giderek artan bir gerilimle tüm karakterlerin hikayeleri birbirine bağlanıyor ve son bölümde sır perdesi aralanıyor. Size kalan da hayretle karışık keyifli bir tebessüm oluyor.
Suskunlar
Suskunlarİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınevi · 20219,4bin okunma
282 syf.
7/10 puan verdi
·
11 günde okudu
“Kimseden gül bahçesi istemedik. Kendi bahçemizi kendimiz yeşertmeye çalıştık.” notuyla canım dostumun hediyesi. Bu yüzden kitap bende her zaman daha anlamlı olacak. Yıldızım @_kayretli ‘m Deborah, çok küçük yaşta geçirdiği ameliyatların yarattığı travmayla ve toplumdaki dışlanışıyla yalnızlığa itilir ve içine kapanır. Ona göre bu dünya çirkindir ve yalancılarla doludur. Canının acımayacağını söyleyen doktorlar da hep onu kandırmıştır zaten. Bu dünyada kimseye güvenemeyeceğini düşünür. Tüm yaşadıkları sonucu iyice içine kapanan Deborah, kendine yeni bir dünya kurar. ‘Yr’ adını verdiği bu dünya, başta onun için bir sığınakken zamanla onu, gerçek dünyadan koparan acı dolu bir yere dönüşür. İntihar girişimi sebebiyle yatırıldığı akıl hastanesinde ‘şizofreni’ teşhisiyle 4 sene tedavi görür. Bu zorlu bir süreçtir, gül bahçesi değildir. Ama ona ihtiyaç duyduğu savaşma gücünü verecektir. Kendiyle olan bu savaşı, sadece Deborah’ın kendisi kazanabilecektir.
Sana Gül Bahçesi Vadetmedim
Sana Gül Bahçesi VadetmedimJoanne Greenberg · Metis Yayınları · 202114,2bin okunma
Reklam
140 syf.
·
Puan vermedi
·
26 saatte okudu
Birbirinden farklı 16 öykü var kitapta. Ne zamanı takip edebiliyorsunuz ne mekanı. Her şey belirsizlik üzerine kurulmuş. Hatta kişilerin bile kim olduğunu anlayamıyorsunuz, başında farklı sonunda farklı. Şimdi anladım işte, dediğiniz yerde yine yazarın oyunlarıyla karşılaşıyorsunuz. Postmodern etkileri sonuna kadar hissedildiği, keyifli ve akıcı bir okuma sunan bir Hasan Ali Toptaş kitabı.
Ölü Zaman Gezginleri
Ölü Zaman GezginleriHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20193,223 okunma
336 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Her birinin, varolmanın hafifliği veya ağırlığını farklı algıladığı 4 ana karakter üzerinden ilerliyor roman. Tomas’ın aşkı cinsellikten ayrı tutuşu, cinsel özgürlük taleplerinin karşısında geleneğin temsilci Tereza vardır. Fakat önüne geçemeyince uzlaşma yoluna girer. Romanın sonunda bu uzlaşma yön değiştirecektir. Sabina, özgür kent kadının simgesi durumundadır. Ona zorla sunulan her şeyi, ailesini, yereli reddeder. Ve hayatı bunlara olan ihanetiyle geçer. Hepsinden farklı olan Franz ise yaşadığı yerelliği üzerinde taşıyan bir hayalperesttir. Sabina’nın hiçbir yere ait olamayışının aksine o, bağlanmadan yaşayamıyordur. Tüm bu yaşananların arka planında Çekoslavakya tarihi, Sovyet işgali ve o zorlu dönemin insanlara etkisi vardır. Hayatlarımızın prova şansı yoktur, tek bir kere yaşanır. Tarihi gerçekler de, insanların gerçekleri de.
Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği
Varolmanın Dayanılmaz HafifliğiMilan Kundera · Can Yayınları · 201910,4bin okunma
256 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Çift zincirli bir roman olan Gölgesizler’de olaylar iki ayrı mekanda yaşanır. Biri kent biri köydür. Kentte kaybolanların köyde, köyde kaybolanların kentte ortaya çıkmasıyla bu iki zincir bağlanır. Bir yandan var olup diğer yandan yok olan insanlar ele alınır. Hangisi gerçektir hangisi düş bilinmez. Yazar, okurken sizi sürekli zinde tutan, olayları takip etmenizi sağlayan keyifli ve gizemli bir yolculuk sunuyor.
Gölgesizler
GölgesizlerHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 202012,7bin okunma
240 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Ezenler için değerli olan daha fazlasına sahip olmaktır, hatta ezilenlerin daha azına sahip olması veya hiçbir şeysiz kalması pahasına. Ezenler, ötekileri insandışılaştırır ve onların hakkını ihlal ederken kendileri de insandışı hale gelirler. Kendilerini özgürleştirmeleriyle, kendilerini ezenleri de özgürleştirebilecek olan yalnızca ezilenlerdir. Bu nedenle ezilenlerin içinde hapsolduğu çelişkiyi çözümleme mücadelesi vermesi hayati önem taşır. Bu çelişki de özgürleşme sürecindeki insanın ortaya çıkmasıyla çözülecektir. Fakat nasıl? Temel nokta eğitimdir. Bankacı eğitim modeli yerine problem tanımlayıcı eğitim çalışması buna çözüm olacaktır.
Ezilenlerin Pedagojisi
Ezilenlerin PedagojisiPaulo Freire · Ayrıntı Yayınları · 20181,204 okunma
108 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Oyunlarla Yaşayanlar’ın tutunamayanı, erken yaşta emekli olan tarih öğretmeni Coşkun’dur. Duyduğu bir ses ona dünyayı değiştirmesini söyler. Ama nasıl değiştirmesi gerektiğini söylememiştir. Önce müzikle ilgilenir ama aradığı şeyi yazdığı oyunlarla bulur. Bir süre sonra oyunla gerçek birbirine karışır. Oyun nerede bitiyor, hayat nerede başlıyor belirsizleşir. Herkes bu oyunun parçası olurken Coşkun’un eşi Cemile oyuna katılmaz, onun gerçek dertleri vardır. Terzilik yapıp evi geçindirmesi gerekiyordur, Coşkun’un coşkusunu dengeleyen taraftır. Coşkun ise ömrünü küçük dertler yüzünden yıpratmak yerine büyük meseleler üzerine harcamak ister. ‘Zavallı milletim’ dediği halka öğretmenlik, müzik, oyun yazarlığı aracılığıyla yol göstericilik yapmak ister. Bu onun en birinci oyunudur. İkinci oyunu ise kendisiyle hesaplaşma isteğidir. Fakat hiçbir şeyin sonunu iyi getiremediği gibi kendi sonunu da iyi getiremeyecektir. Güzel taşlamalarla, ince alaylarla dolu enfes bir Oğuz Atay eseri.
Oyunlarla Yaşayanlar
Oyunlarla YaşayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 20209,2bin okunma
50 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.