Aşk; kendini, ruhunu ve benliğini idrak etmektir. Aşk bir ruh meselesidir. Soyuttur.Nerede doğup nerede bittiğini anlayamazsın.Aşkın sihirli gücünü kavrayamazsınız.İnsan, ruhunu arar.Kendinde eksik kalan tarafını.
Öncelikle buraya bir inceleme yazmadan önce ne kadar düşündüğümü bilemezsiniz. Öylesine bir kitap okudum ve kafamda öylesine sesler belirdi ki anlatamam. Kitabın her detayını anlayabilecek bilgiye sahip olduğumu maalesef düşünemiyorum, bir inceleme yazmaya da hakkım var mı emin de değilim açıkçası. Ancak kitaptan öylesine etkilenmiş bir haldeyim
Budala, İdiot hatta Aptal olarak da bilinen Dostoyevski nin en kalın romanlarından biridir. Kitabı Dosto, İsviçre, İtalya ve Almanya da da yazmıştır. İlk bölümü İsviçre nin Cenevre kentinde oluşturmuştur. Almanya da devam etmiş, Floransa da da yazımını bitirmiştir. Roman için hazırlık defterleri(3 adet) Rus Hükümeti tarafından itina ile saklanmış
Öncelikle şunu söyleyeyim: Konu çok hassas. Ki bu nedenle birçoğunuz bu konular hakkında konuşmaktan çekiniyor ve hiçbir şey söylemeden kitabı okuduğunuz gibi bırakıyorsunuz. Erkekler bu konular hakkında konuşmak konusunda kadınlardan daha da geride, kadınlar hemcinslerinin halinden anlamaya çalışsa da erkeklerin birçoğunda bu durum yok. Şimdi
Emil Michel Cioran, filozof, aforist ve denemecidir. Aslen Rumen dir ama Fransa da yaşamış ve Fransızca ya da hakimdir. Eserlerini hem Rumence, hem Fransızca yazmıştır. Kötümser bir yazar olarak onu yorumlamak doğru olacaktır. Aforizmalarında da, felsefi tarzında da bunu görmek mümkündür. Acı, çürüme ve nihilizm kitaplarında bol bol yer alır, bunu
Bunun nedeni, Türk aydını, gene sensin! Bu viran ülke ve yoksul insan kitlesi için ne yaptın? Yıllarca, yüzyıllarca onun kanını emdikten ve onu bir posa halinde katı toprak üstüne attıktan sonra, şimdi de gelip ondan tiksinmek hakkını kendinde buluyorsun. Anadolu halkının bir ruhu vardı, nüfuz edemedin. Bir kafası vardı, aydınlatamadın. Bir vücudu vardı, besleyemedin. Üstünde yaşadığı bir toprak vardı! İşletemedin. Onu, hayvani duyguların, cehaletin, yoksulluğun ve kıtlığın elinde bıraktın. O, katı toprakla kuru göğün arasında bir yabani ot gibi bitti. Şimdi, elinde orak, buraya hasada gelmişsin. Ne ektin ki, ne biçeceksin? Bu ısırganları, bu kuru dikenleri mi? Tabii ayaklarına batacak. İşte, her yanın yarılmış bir halde kanıyor ve sen, acıdan yüzünü buruşturuyorsun. Öfkeden yumruklarını sıkıyorsun. Sana ıstırap veren bu şey, senin kendi eserindir, senin kendi eserindir.
Son cümlelerde, ünlem işaretlerinden hemen sonra spoiler mevcuttur!
Tek bir erek var: Zihinsel ölümü gerçekleştirmek.
Kinyas ve Kayra.
Onlar yalnızca kurgu karakterleri değil, günümüzde de yaşamlarını, ruhlarını farklı bedenlerde ve zihinlerde idame ettiren iki müthiş varlık.
Zıt kişilikler ve dudaklardan dökülen cümlelere ihtiyaç duyulmadan