Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şeyh Efendi, gerçekten inanan insanlar gibi Allah'ın öfkesinden, kızgınlığından korkmuyordu; onu korkutan, Yaradan'ı yarattığından dolayı utandırmak, onun gözünden düşmek ve Allah'ın sevgisini ve şefkatini artık hak etmediğine inanmaktı.O Rabbına aşıktı ve bir kadına, hele ki kendine yasaklanmış bir kadına duyduğu günâhkar arzunun böylesine utanç verici ve yakıcı olması da, bunu asıl sevdiğine karşı bir ihanet gibi görmesindendi.
Sayfa 154Kitabı okudu
ilhamialgör
"Çıt"ın nasıl bir şey olduğunu henüz bilmiyordum. İçimden öyle geliyordu.Başka bir son düşünemiyordum. Böyle olmasını istemezdim ama hep olurdu. Dünyanın bütün Kızılderilileri yenilir, Spartaküs kaybeder, gün batarken sararır, kuşlar döner, Sadri Alışık denilen hergele, her filminde ağlardı. O ağladıkça ben de ağlardım. Nedenimi bilmez ağlardım. Ağladıkça Sadri'ye kıl kapar gıcık olurdum. Üçüncü şahıs olarak kalışına, hep gidici kadınları sevişine, bu gidiciliklerin bir mecburiyet gibi duruşuna, Sadri'nin bu mecburiyetlere, giden kişinin özgürlüğü olarak bakıp, ona ihanet etmemek için kendine ihanet edişine..."
Reklam
İnsan elbette konuşmak istiyor; dert yanmak, haklı çıkmak istiyor. Fakat kelimeler insana ihanet ediyor, insan kendine ihanet ediyor..
Bu günahsız gözlerimi de yaktırma bana. Sana mı ona mı inanayım battım yalana. Tam unuttum dediğim an bulaştın yakama. Bi de onu öperken de baktın ya bana. Sen, en pis hali nefretin. Huzuru beni düşünmeden kendine çektin. Bu masaya bir resmin az geldi. Dön de gururum yine bana ihanet etsin. Bu evi, eşyaları bile sattırma bana. Bütün
399 syf.
8/10 puan verdi
Kendisine ihanet eden,zamanında en iyi arkadaşı olan adamı idam sehpasından kurtarmaya çalışan eski polisin hikayesi anlatılmaktadır.Bağzı kendine özgü özellikleri ve üslubu var.Güzel bir polisiye romanı.
Karar : İdam
Karar : İdamGordon Ferris · Epsilon Yayınları · 201443 okunma
511 syf.
·
Puan vermedi
bu yazarın kitaplarını ne zaman okusam her defasında yeni ve gizemli birşeyler öğreniyorum, kendine has bir tarzı var :) Bu kitapta da kutup noktalarına, insanoğlunun pek uğramadığı yerlere götürüyor bizi tabii ki işin içinde bir sürü gizem var :)
İhanet Noktası
İhanet NoktasıDan Brown · Altın Kitaplar · 200513,3bin okunma
Reklam
‘’ İstanbul vefasız bir sevgiliye benzer. ‘’ Bu sözün altında derin bir acı olduğunu hissettim. Ama herhangi bir şey söylemedim. Çünkü etrafını seyrederken,sanki benimle değil de kendi kendine konuşur gibi söylemişti.Kısa bir sessizlikten sonra sözüne devam etti : ‘ Sana hep ihanet eder ama sen yine de onu sevmeye devam edersin. ‘’
Bazı şeylerin hiç değişmediğini görmek güzel. Aynı dünyada yaşadığımızı hatırlatıyor bana. Dünyada ki tek değişmeyen olmak büyük yalnızlık çünkü. Ve böyle bir kaç destek iyi geliyor. Yalnızlık denizin o pürüzsüz , akıntısız yüzeyi biraz da olsa bulanıyor. Çok uzaklarda biri sanki yüksek bir kayadan bırakmış gibi oluyor.Böylece o kadar yalnız olmadığını düşünüyorsun. Küfrediyorsun kendine. Tırnaklarınla elde ettiğin yalnızlığın bozulması hayaliyle yaşamak en büyük ihanet. Ama sonra kendini düşünüyorsun. İhanet edilecek kadar var mısın ? "Boş ver!" deyip yoranı çekiyorsun kafana. Uyumuşsun. Artık ne Kayra var ne Kinyas, ne de hayat...
Sayfa 46 - KayraKitabı okudu
Avrupa için başka, Afrika , Asya ya da İslam alemi için için başka başka insan hakları yoktur. Yeryüzündeki hiçbir halk kölelik, despotluk, zorbalık, cahillik, karanlıkçılık için ya da kadınların köle olması için yaratılmamıştır. Bu temel ger gerçeklik ne zaman yadsınsa, insanlığa edilmiş olur, kendine ihanet edilmiş olur.
"İnsan yeryüzünde yer kaplıyormuş, kaçamazmış bundan. Başkalarının daha irikıyım olmasının hükmü yokmuş. Kapladığın yer seninmiş. Ödünç veremez, kiralayamazmışsın. Ne kadar saklanırsan saklan, sıran gelir, sen de atarmışsın bir kağıt. Düştüğü yerde yangınlar, sokak kavgaları, ihanet, intikam, hissizleşme, kendine acıma..."
Sayfa 100
Reklam
''çıt'' ın nasıl bir şey olduğunu henüz bilmiyordum.içimden öyle geliyordu. başka bir son düşünemiyordum. böyle olmasını istemezdim ama hep olurdu.dünyanın bütün kızılderilileri yenilir, spartaküs kaybeder, gün batarken sararır, kuşlar döner, sadri alışık denilen hergele her filminde ağlardı. o ağladıkça ben de ağlardım.nedenimi bilmez ağlardım.ağladıkça sadri'ye kıl kapar gıcık olurdum.üçüncü şahıs olarak kalışına, hep gidici kadınları sevişine, bu gidiciliklerin bir mecburiyet gibi duruşuna, sadri'nin bu mecburiyetlere , giden kişinin özgürlüğü olarak bakıp ona ihanet etmemek için kendine ihanet edişine...
GÜNAHA ÇAĞRI  Günah ne kadar çekici yarabbi ...Ve suç elbette.  Hiç bir günaha ve suça bulaşmamış masumlar içinse  hayat ne kadar rahat ve ne kadar sıkıcı.  Kim günahı tanımayan bir masuma aşık olmak ister?  İnsanları günaha çağıran bir mabet kurmak isterdim,  her saat başı çanları çalıp "Günah işleyin çocuklarım,  günah işleyin
Kriton - Ayrıca bana öyle geliyor ki Sokrates, sen doğru davranmıyorsun: kurtulman mümkünken, kendi kendine ihanet ediyorsun ve düşmanlarının senin başına getirmek için uğraşacakları, hatta seni yok etmek için uğraşmış oldukları şeyleri başına bir an önce getirmek için uğraşıyorsun. Bütün bunların üstüne, bence çocuklarına da ihanet ediyorsun; çünkü onları yetiştirip eğitmek elindeyken bırakıp gidiyorsun; senin yüzünden kim bilir başlarına neler gelecek? Onların da başına, kuşkusuz yetimlerin başlarına gelenler gelecek. Bu bakımdan ya çocuk sahibi olmamalı ya da yetişmeleri ve eğitimleriyle sonuna kadar uğraşmalı. Sense en kolay yolu seçiyorsun bence. Oysa erdemli ve yürekli bir insanın tutacağı yolu seçmek gerekir; hele bütün hayatı boyunca erdemle uğraştığını ileri süren bir insan olarak; şahsen ben, hem senin adına hem de dostların olan bizler adına utanıyorum; herkes sanacak ki, seninle ilgili bütün bu olaylar hep bizim korkaklığımız yüzünden oldu; düşmemesi mümkünken işin mahkemeye düşmesinin, duruşmaların aldığı şeklin ve işin gülünç yanı böylesine bir sonuca varılmasının bizim korkarak geri çekilmemizden ileri geldiğini düşünecekler; şu kadarcık bir yardımımızla bile olabilecekken bizim seni, senin de kendini kurtarmadığını söyleyecekler. Sonuç olarak bunlar hoş şeyler değil Sokrates; ve dikkat et, senin ve bizim için utanç verici de olmasın. Neyse şimdi karar ver, daha fazla düşünmeye zaman yok; şimdiye kadar düşünmüş olmalıydın: yapacak da tek şey var. Çünkü bu gece her şey olup bitmeli.Daha oyalanacak olursak, iş işten geçer. Ne olursa olsun beni dinle, ne diyorsam onu yap.
59 syf.
·
Puan vermedi
Kitap kısa bi hikaye tadında. Karışık bir kurgusu vaar. Konuşmalar arasında geçen şarkı sözlerini çok sevdim ben :) Renklendirmiş kitabı. Ama kitaptan esinlenerek çekilen filmini daha çok sevdim, Erdal Beşikçioğlu oynadığındaaan mıdır bilinmez ama daha çok etkiledi beniii. "Böyle olmasını istemezdim, ama hep olurdu. Dünyanın bütün kızılderilileri yenilir, spartaküs kaybeder, gün batarken sararır, kuşlar döner, Sadri Alışık denen hergele, her filminde ağlardı.O ağladıkça ben de ağlardım, nedenimi bilmez ağlardım. Ağladıkça Sadri'ye gıcık olurdum. Üçüncü şahıs olarak kalışına, hep gidici kadınları sevişine, bu gidiciliklerin bir mecburiyet gibi duruşuna, Sadri'nin bu mecburiyetlere giden kişinin özgürlüğü olarak bakıp, ona ihanet etmemek için kendine ihanet edişine."
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutkuİlhami Algör · İletişim Yayıncılık · 201429,2bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.