"Evreni tanımak için Dr. Tyson'dan daha iyi bir kozmik tur rehberi düşünemiyorum."
-Michio Kaku
Kesinlikle aynı fikirdeyim, astrofizik hakkında hiçbir şey bilmeseniz bile, evrenim oluşumundan itibaren günümüze kadar gerçekleşen her astrofiziksel olayı, bulguyu anlatıyor. Eğer bu alana ilginiz varsa başlamanız gereken ilk kitaplardan birisi budur.
İncelemeden sayılmaz, kitaptan bana yansıyanları ifade etmeye çalıştım..
•••••
“Ve sen Sara bir şiirsin. Bir şairin uğrunda ölmeyi göze alacağı tek şey. “ (s. 60)
Deseler ki bu roman değil, bu gerçek ‘kesinlikle aynı fikirdeyim’ derim.. Ki araştırdım da bu kişiler var mıydı diye, bulamadım.. Dönemi, coğrafyası, devletleri, düşünceleri o kadar gerçek ki.. Her şey bu gerçekliğin içine itinayla işlenmiş gibi..
“Ey Betafanlar! Yesrib’te bir şair, bir sihirbaz değil, Yesrib’te bir peygamber var.” …(s. 212)
Bu sene vurulduğum kitaplardansın.. unutsam da bir kere daha okusam..
Dilsiz şairin hikayesi bu, sevdasının hikayesi; şiirini, nefesini bir yarışmada kaybedişinin (ki bu şartlarda kazanması ihtimal bile değil)… Daha fazla ne söylersem spoiler olur..
Artık kalbi olmayanları sevmeyeceğim. (s.196)
Ama kime yansın bu yürek;
•Yüreğinde sevdayı büyüten, aşk közünü körükleyen (Dilsiz Şair) Zeyd’e mi..
•Güzelliğinden sebep bu savaşın ortasında kalan, hayatına dair söz hakkı tanınmayan Sara’ya mı..
•Sevginin ne olduğunu çok geç öğrenen yaptığı yanlışın farkında olup vicdan azabı çeken Tuleyle’ye mi..
•Gururları için savaşanlara mı, kayıplara mı..
•Yoksa korkusuz seven imkansız görüneni vazgeçmeden seven, orman gözlü Çiçek’e mi..
Ve Zeyd söylesene kime döndün..
#kitapyorumu #seldaileoku
Selam millet, kendimi bulduğum bir kitabı okumanın mutluluğunu yaşıyorum.
.
Her görünenin gerçeklik payı var mıdır? Ya da her yazılan yazının ne kadar doğru olduğunu biliyor sunuz? Henüz Verity ile tanışmadınız demek ki...
.
Yazarın şimdiye kadar hiç bir kitabını okumamıştım. Aşk kitapları yazdığını biliyordum ama bu
Kesinlikle herkesin okuması gereken bir kitap. O kadar çok beğendim ki anlatamam. Anlatılan öykü, yazarın kullandığı dil ile mükemmel bir boyuta ulaşmış.
Fugui tüm bunları hak etti diye düşünmeden edemedim ama bir yandan da tüm bu yaşadıklarına çok üzüldüm.
Çoğu okurla aynı fikirdeyim: Bir hayat öyküsü okumamış da sanki bir hayat yaşamış gibiyim.
Zaten çoğu çok cahildi. Bir gün bana birisi şöyle bir soru sordu: "Sağcılar ile solcular var ve bunların arasında kaldın. Kafana bir balta düşecek. Hangi tarafa devrilmeyi tercih edersin?" Ben, "Baltanın kafama düşmesini tercih ederim," dedim.
Julian gülümsedi. "Ne güzel satırlar," dedi. "Dinlemekten hiç bıkmam. Ama nasıl oluyor da bir kraliçenin kendi kocasını banyosunda bıçakladığı dehşet anlarını anlatan bu satırlar bize böylesine güzel geliyor?"
"Ölçüsü yüzünden," dedi Francis. "Üçlü hece ölçüsü. Inferno'daki o korkunç kısımları hatırlayın
Aslını söylemek gerekirse kitabı ilk elime aldığımda, 'Şimdinin gücü' kitabında anlatmadigi neyi anlatabilir ki acaba diye düşünmüştüm. Okumaya devam ettikçe şimdi'nin gücünde bir kavramı anlattığı, bu kitap da ise olmadığında neler olduğu, neler yapılabileceği, egoyu anlatmış. Bir nevi devam kitabı gibi... o yüzden ilk kitabı sevip benimsediyseniz bunu da seveceğinizi düşünüyorum. Yazarın da dediği gibi eğer kitabı, ne saçma şeyler söylüyor bu diyerek okuyorsanız , henüz hazır değilsiniz demektir...
Kitapla ilgili en beğendiğim ve beni en çok etkileyen bölümleri ise insanoğlunun içinde bulunduğu ruh halini anlattığı bölümler oldu. Kesinlikle aynı fikirdeyim; toplumsal bir delilik halindeyiz... Kendi yasadigimiz dunyaya yaptıklarımız, birbirimize davranışlarımız tam bir delilik halinde, aynı fikirde değilseniz yazarın da dediği gibi açın TV yi akşam haberlerini izleyin...
Herşeye bütün olumsuzluklara rağmen, yazar bize kurtuluşun yine bizim elimizde olduğunu ve yavaş yavaş da olsa bir uyanışın olduğunu hala umudumuzun olduğunu söylüyor... Umarım haklıdır...
Sonuç olarak bence bu tür kitaplar ilgisini çeken ya da belki de bir şansımız vardır diyen okuyucular için okunası bir kitap...
Var Olmanın GücüEckhart Tolle · Koridor Yayıncılık · 20061,213 okunma
Hannah Brooks, üst düzey bir ajandır. Ancak sizi yanıltabilecek kadar narin görünmektedir. Annesinin hastalığı ve artından vefatı onu boşlukta bırakmıştır. Bunun üzerine Hannah annesinin son isteğini yapacak, sekiz yıldır yapmadığı tatile gidecektir. Hem de erkek arkadaşı Robby ile beraber... Bu fikrin iyi olmadığını ise annesinin ölümünün ertesi
Bir yatırım yapabilmek için önce istek, sonra güç, sonrasında tahammül lazımdır.
Bir işe azimle başlanır sabırla bitirilir.
Kişi genetik olarak hangi alanda başarılıysa düşünce yatırımlarını o alanda kullanmalıdır.